Artık magazin iş yapmıyor… Halk mankenlerin, şarkıcıların özel hayatlarını merak etmiyor eskisi gibi… Bundan dolayıdır ki içimde bir korku vardı hep… Ya magazin tiyatroya da sıçrarsa… Yoo öyle kolay değil… Tiyatro eskimeyen, asil, ciddi bir iştir… İçinde insan vardır, felsefe vardır… Ve her şeyden önemlisi insanı insana anlattığı için hümanizm vardır… Magazin programlarından hiç hazzetmem.
Nedim Saban’a gelince, kendisini çocukluğumdan beri tanırım. Nereden mi? “Dr.Stress”ten… Hiç kaçırmazdım, fikir üreticiliğine yönelik, adabı yerinde bir tartışma programıydı… Ve “İkinci Bahar” dizisinden… Ayrıca Tiyatroya 1976 yılında çocuk oyunları yazarak başlamış, 1979 yılında çocuk hakları üzerine yazdığı bir oyun Unicef’in bir yarışmasında dereceye girmiş, 1982 yılında "Beş Kafadarlar Çocuk Tiyatrosu"’nu kurmuş, bu tiyatroda dört yıl boyunca altı oyun sahneye koymuş ve bu oyunlarda rol almıştır. Türkiye’de ilk kez çocuk parklarında tiyatro uygulamasını da başlatan "Beş Kafadarlar Tiyatrosu", tiyatroya gidemeyen çocuklara tiyatro götürmeyi ilke edinmiştir. Daha sonra "Tiyatrokare"’yi kurup, bu tiyatroda "Müziksiz Evin Konukları", "Bahara Uyanış" oyunlarının yapımcı ve yönetmenliğini, "Oleanna", "Cadılar Zamanı", "Kendine Ait Bir Oda", "Soytarı", Bir Kadın", "İki Perde İki Oyun" adlı oyunlarının yapımcılığını üstlenen Nedim Saban, ayrıca "Salaklar Sofrası", "Üç Kadın Bir Çapkın", "Oscar" ve "Profesör Enişte" adlı oyunlarda rol almıştır. Yeni oyun yazarları kazanmak amacıyla ortak üretim laboratuarını başlatan "Tiyatrokare" ile Anadolu’yu dolaşmıştır.
Öğretmenlerin ek iş yaptığı ülkemizde sanatçılar ek iş yapamaz mı? Yanlış duymadıysam eğer şair Cemal Süreyya ek iş olarak oto tamirciliği yapmış…
Hangi iş yapılırsa yapılsın emeğin ayıbı olmaz, emekle dalga geçilmez, emekten utanılmaz… İçinde sahtekârlık, dolandırıcılık, yolsuzluk olmadığı sürece… Zira emek kutsaldır.
Birileri ırkçılık yapacağına Laila, Reina gibi mekânlara gidip kim daha şık, kim daha rüküş onların hesabını yapsın.
Nedim Saban’la ilgili yazılan bana göre sanatçının kişiliğini, kimliğini talan eden güz sancısı gibi bir yazıydı…
Bu anlamda Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin görüşlerine yürekten katılıyor ve Tuncer Cücenoğlu’nun başlattığı takdire şayan imza kampanyasına katılan tüm sanatçı dostları ve sanatseverleri yürekten tebrik ediyorum.
Hangi etnik köken ve inançtan olursa olsun sonuçta aynı toprak üzerinde yetişiyoruz… Tıpkı tarafıma ait olan fotoğrafta olduğu gibi…
- ( 2/22/2009 )
ırkçılığın her türlüsüne hayır. aslıhan-ediz-deniz - ( 2/24/2009 )
ırkçılık üzerine yazılmış en anlamlı yazıların biri diyebiliriz. mükemmel. aydınlık yüreğinize teşekkür ederiz. sizi çok seviyoruz ayhan-aydan-umut - ( 2/24/2009 )
iki hafta önce sizi finsporda gördük. fakat cesaret edip konuşamadık... çok zarif ve hoş bir kişisiniz ayrıca saçlarınız da çok güzelmiş... asuman-derya-belma-dilara - ( 2/24/2009 )
kendisini çıtıpıtı şirin sempatik ve de utangaç biliriz. böyle güzel yazılar ancak böyle mükemmel bir kişilikten çıkar başarılar... Alice - ( 2/24/2009 )
süper süper süper mustafa acar - ( 5/3/2009 )
çok güzel Mehmet Çetinkaya - ( 3/16/2009 )
yüreğinize sağlık
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...