| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
27 Mart Herşeye Rağmen Bayram Uğur Çakıroğlu Bir zamanlar Türkiye'nin gözbebeği olan ancak şimdilerde kimsenin aklına gelmeyen bir Anadolu şehriydi.Tarih 1 Nisan'dı.27 Mart'ın üzerinden 5 gün geçmişti.Şenliğin altıncı günüydü.Bu güzel şehrin küçük bir salonu olan kültür merkezinde ''27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü Amatör Tiyatrolar Şenliği'' düzenleniyordu.O akşam onların oyunu vardı. Şenliğin adı;''Amatör Tiyatrolar Şenliği''idi.Onlar amatördü.Yani herkes öyle diyordu onlara.Ne de olsa konservatuvar okumamışlardı.Okullu değillerdi.Diyafram nefesini bilmezlerdi.Profesyonelce düşünmek yetmiyordu.Amatör olmak onların kaderiydi.Zaten o şehirde profesyonel tiyatro olmamıştı,bundan sonra da olamazdı. Muhtemelen hepsi kendi evlerinde aynı saatlerde uyandılar.Hayır hayır.Herkesten önce hoca kalktı.Şöyle bir kendine geldi.En ağır yük ondaydı.Ne de olsa yönetmendi.Bir aydır grubu sabah akşam çalıştırmıştı 27 Mart'a yetiştirmek için.Dar imkanlarla, mevcut koşullarla o oyunu çıkarmak hem de bir ayda çıkarmak gerçekten zordu.Ama onlar başarmıştı bunu.Öyle görünüyorlardı. Bir gün önceden anlaşmışlardı.Kimse kahvaltı yapmayacaktı.Gelirken herkes yiyeceği kadar simit alacaktı kendisine.Ofiste de çay demlenecek,böylece birlikte kahvaltı yapacaklardı. Ofise önce hocaları geldi.Hoca,dekoru,kostümleri,eşyaları son kez kontrol etti.Zaten hepsini kendisi hazırlamıştı sağdan soldan malzeme toplayarak.Başka bir deyişle terzilik hatta marangozluk yapmıştı.Hepsi tamamdı.Eksik yoktu.O da çayı demledi.Sonra diğerleri geldi.Grup tamamlanmıştı.Çaylarını içtiler.Simitlerini yediler.Sıra kültür merkezine oyun malzemelerini taşımaya gelmişti.Taşıma işçileri yoktu.Sözde işleri oyunculuk olan bayan oyuncular yüklendiler omuzlarına ağır demirleri.Bu demirler dekorun ayaklarıydı.Hepsi aldı bir şeyler.Canları acıdı,elleri ağrıdı,omuzları ezildi.Tüm grup ellerinde omuzlarında yüklerle ,yüreklerinde tiyatro aşkıyla uzun caddeyi geçip kültür merkezine ulaştı.Malzemeleri bıraktılar sahnenin üzerine.Soluklanmak için kantine geçtiler.Birer çay da orda içtiler.Hoca, kendi hesabına yazdırdı çay paralarını.İyice kabaran hesabı nasıl kapatacağını da düşündü bir an.Sonra ''Boşver'' dedi.Şimdi, akşamki oyunu düşünmeliydi.Çaylarını içince salona geçtiler.Bir kısmı kostümleri hazırlamaya, bir kısmı dekoru kurmaya koyuldu.Bir iki tanesi de ışık-ses sistemini ayarlıyordu. Kostümleri hazır hale getirdiler.Üç vidası kaybolan dekor zar zor kuruldu.Işık-ses sistemi geç de olsa ayarlandı.Sonra yine kantine geçtiler.Karınları acıkmıştı.Ama çoğunun parası yoktu.Olanların da ancak kendilerine yeterdi paraları.Bir şeyler alıp yiyemezlerdi diğerlerinin önünde.Zaten bugünkü işten para da kazanmayacaklardı.27 Mart'a özel, halka açık,ücretsiz oynanan özel bir oyundu bu akşamki oyunları. Zaman çabuk geçmişti.Oyunu bir saat kalmıştı.Artık kulise geçtiler.Kulise de kulis denemezdi aslında.Zaten salon küçüktü.Kulis de bir depoyu andırıyordu.Odalarında ayna yoktu.Oyuncular araya çıkıp büyük aynaya bakarak makyaj yapıyorlardı.Lambaları kabloların ucuna bağlanıp uzatılmıştı.Duvarları rutubetliydi.Makyajlarını yaptılar,kostümlerini giydiler.Oyuna yarım saat kala ( O gün 1 Nisan'dı.) 1 Nisan şakasıymış gibi elektrikler kesildi.Salonun yarısı seyirciyle doluydu.Kültür merkezinde jeneratör de yoktu.Bu kez onları korku aldı.'' O kadar uğraştan sonra,ya oyunu oynayamazsak'' diye.Neyse ki on beş dakika sonra elektrikler geldi.Salon doldu.Oyun başladı.En iyi şekilde sergilendi ve bitti. Seyirciler salonu boşalttılar ve evlerine gittiler.Seyircilerden sadece biri gitmedi ve kantinde oyuncuları bekledi.Onları o gün uzaktan izlemişti o seyirci.Onlara çaktırmadan tabii.Oyuncular makyajlarını sildiler, kostümlerini çıkardılar.Yorgunluk çaylarını yudumlamak üzere kantine geldiler.Onları o gün uzaktan izleyen o casus seyirci de onların yanına sokuldu.Onu görünce çok sevindiler.Çünkü o seyirci, o grubun eski bir oyuncusuydu.Onlarla üç yıl çalışmıştı.Ancak şimdi Ankara'da yaşıyordu.Üniversite okuyordu orada.Tiyatro yaşamını da orada sürdürüyordu.Selamlaştılar.Hal hatır sordular.Sonra muhabbet başladı ve iyice ilerledi.Eski oyuncu hocaya sordu:''Hocam, 27 Mart çilemi yoksa bayram mı?''diye.Hoca:''27 Mart herşeye rağmen bayram.''dedi bana. Duygulandım bir anda.Ağlamak istedim.Utandım.Onların arasındayken bu sınırlı imkanlarla daha doğrusu imkansızlıklarla tiyatro yaptığımızı anlamamıştım.Ancak şimdi Ankara'daki imkanlarla oradaki imkanları karşılaştırdığımda durum ortadaydı.Ama olsun onlar oyunlarını oynamanın huzuru içindeydiler.Yani ‘’ 27 Mart herşeye rağmen bayram’’dı. Uğur Çakıroğlu Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|