| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
6. Koğuş - Adana Devlet Tiyatrosu Ahmet Olcay Çehov Öyküleri Kadar Etkileyici Bir Oyun Yazar Çehov’un, yazı dünyasının tadını 6.Koğuş’un bu görsel yorumunda görebiliyoruz.Çehov, 6. Koğuş’un Adana DT yorumunu görseydi, “İşte benim oyunum.” diyebileceği kadar sahnede başarılı bir oyun var. Çehov oyunlarını zor kabul edenlerin ,Çehov havası kolay oluşturulamaz diyenlerin fikrini değiştirmek istercesine başarılı bir oyun hazırlanmış.Yönetmen Petru Vutcarau’nu başarılı yorumu 6. Koğuş, olumsuz kanı taşıyan bu izleyicilerden de çok alkış alacağına inanıyorum.Tabi Çehov oynamak zor diyenlere gereken cevabı vermede, Adana DT’nin başarılı oyuncularının katkısı da unutmamak gerek. Petru Vutcarau’un yorumuyla Çehov’un dünyaya bakışını, dilini ve edebiyatını görsel olarak görebiliyoruz.Yönetmen Petru Vutcarau sanki Çehov’a hiç dokunmamış,görsel boyutta bir Çehov öyküsü oluşturmuş.Yönetmen,Çehov’un şiirsel etkileşimini,karakterlerin çizimindeki başarısını,olayları kurgusunu,burjuvasinin yozluğunu göstermedeki başarısını, öyle başarılı vermiş ki,sanki sahnede görsel formatta bir Çehov kitabı var.Yine özgürlüğe Çehov gibi göreceli bakan yönetmen, aynen Çehov gibi olaylara yalın ve dürüst bakarak, Çehov anlayışına dokunmadan bu başarıyı gösterebilmiş.Yine Çehov’un demokratik anlayışını öne çıkaran oyun,Çehov’un yaşadığı yıllarda başarısız yorumlarının yuhalandığını da düşünürsek yönetmen Petru Vutcarau’un ne kadar başarılı bir oyun ortaya çıkardığını daha iyi anlarız. Çehov oyunlarındaki dramatik aksiyonu sahnede de görebilmek, izleyiciyi fazlasıyla doyuruyor.Oyunda Çehov’un kahramanlarındaki kişi iç çelişkilerini gördüğümüz gibi karakterlerin dış dünyalarındaki durumlarını da görebiliyoruz.Bu durumları insan öğüten sistemlerin zalimliği yüzünden yaşayan insanların, iç dünyasındaki yıkımların şiddetini de sahnede görmek mümkün.Oyunda dış aksiyonları da kesintisiz izliyoruz. Yönetmen Petru Vutcarau,sahnede Çehov gibi çok keskin bir dille öykü anlatmış.İç çelişkileri müzikler, efektler,iş aletlerinden doğrudan gelen kıvılcımlarla çok güçlendirmiş. Oyunun sonu yine Çehov’un düşündüğü gibi bitmiş:İnsanın gücü kendini bu kadar çelişki içinde çekip çıkarmasına yetmez.Çehov’a sadık kalarak acı bir sonla da oyunu bitirmiş. Yönetmen cebe konulan bir gazeteyle veya ayaklarda değişen bir ayakkabıyla bile çok şey anlatıyor. İnsan ne olmalıdır sorusunun ayrıntıları o kadar başarıyla verirken izleyici o kadar etkileniyor ki alkışlamayı unutup, adeta yerine çakılarak kıpırdayamıyor.İzleyici sanki gerçeklerle yüzleşmesiyle bambaşka bir dünyanın etkisine girip donanım kaybediyor,ezberi bozuluyor.Ayağa kalkıp alkış tutmayı da bu nedenle unutuyor. Oyun, insan öğüten sistemin bütün acımazsızlıklarını, sistemlerin insanları tek tek yaratarak kendini meydana getirdiğini kabul ederek göstermeye çalışıyor.Sonra da bu sistemin bir dişlisi olmak istemeyen bireylerin nasıl yok olduğunu gösteriyor.Sessiz oynanan sahnelerle de görürüz ki, mücadele etmek de sistemi değiştirmeye yetmez.Tek tek insanı öğüten sistemlerde asiler (sandalyelerin hepsinin devrilmesiyle sembolize edildiği gibi) yerle bir edilirler. (Günümüzde bazı ülkelerin bunun tersini kanıtlayıp yazarın düşüncesini çürütmesi insanlık adına mutluluk verici olduğunu düşünüyorum.) Kilisede kullanılması gereken resmin oyun boyunca sahnede kalması ilk bakışta yanlışmış gibi görünse de sistemin dinden ne kadar güç aldığını anlatıyor olması bakımından doğru düşünülmüş.O kadar zülüm izlenirken tanrıyı hatırlatan resmin de göz önünde olması “tanrı varken bu kadar zülüm oluyor” fikrini, oyun boyunca diri tutması bakımından anlamlı. “Tanrı olmasa bile insan aklı tanrıyı yine yaratırdı” repliği de bu anlamı kuvvetlendiriyor. Dekor ve Kostüm tasarım Tatiana Vutcarau’ya ait.Dekor sürekli değişen durumlar göre hemen biçim alıyor,oldukça doyurucu.Gerektiğinde hastane,gerektiğinde ev ,gerektiğinde araba,gerektiğinde hapishane,gerektiğinde kiliseye, gerektiğinde tutsaklık durumu anlatan bir dekora dönüşüyor.Sahnedeki Vurgular bozulmadan öyküyü meydana getiren sistemin diğer kahramanların da, iç ve dış yaşamını,yaşadıkları çelişkileri hangi toplumsal gerçekliklerle oluştuğunu görebiliyoruz. Anlatıcı Nimet İyigün, Çehov’un edebiyat tadını bize yaşattığı gibi, aynı zamanda olması gereken insan aklını da bize göstermesi bakımından başarılı bir oyunculuk çıkardı.Aklın ne olduğunu,nasıl olması gerektiğini,nasıl kullanılacağını başarıyla gösteriyor. Doktor Andrey Yefimiç Raghin rolünde Murat Özben,tüm değerlerini yitirmiş,kendini boşlukta hisseden,bunu fark edipte bununla mücadele edemeyen,hayatta ezilen,toplumun gidişata ayak uyduramayan,düşünür bir karakteri yaşatmada çok başarılıydı. Bir gün hapishaneler ve hastanelere ihtiyaç duyulmayacak diye insan umudunu ve vicdanının temsilcisi bu doktordur.Doktor Andrey Yefimiç Raghin, aynı zamanda bize şunu hatırlatır: Eğer mesleğinizi başarıyla yürütmezseniz mücadelenizin de bir inandırıcılığı olmaz.Bu fikir,oyunun yazıldığı dönemden farklı olarak,bugün başarılı emek öncülerinin aynı zamanda işinde de başarılı birer insan olduklarını ve bu konudaki gelişmişlik gösterdiğimizi bize hatırlatıp, bu konuda geldiğimiz aşamayla mutluluk duymamızı sağlıyor. Hemşire ve Daryuşka rollerinde Demet İyigün var.Hemşire olarak sistemin bir çarkı olmanın çirkinliği öylesine inandırıcı anlattı ki izleyici olarak yetişmemiş olanlara bu oyun sergilense, kesinlikle çürük domates yağmuruna yakalanabilir.Yine hizmetkar rolünde Demet İyigün,yoksulluğun tüm acılarını göstermede,bu acıları da esprilerle gizleme yoluna gitmenin acısını göstermede adeta oyunculuk dersleri gösteriyor. Genç doktor Hobotov rolünde Evren Çağrı Turan var.Gözlerindeki stajyerlik heyecanını kaybetmeyen bir oyuncu. Mesleği ne olursa olsun işinde profesyonelleşmiş her insanda oluşan donuk gözler kendiside yok.Aynı zamanda amerikan sinema oyuncuları gibi gözleriyle oynayabiliyor.Bu özelliğiyle, kaba mimiklerle, göz kapaklarıyla oynayan oyunculuklara fark atıyor. Evren Çağrı Turan, samimiyeti gözlerde arayan izleyicilerin özleyeceği bir oyuncu. Ancak stajyer insanların gözlerinde görülen pırıltıyı, umarım hiçbir zaman kaybetmez. . Postane memuru Mihail Averyaniç rolünde M.Şakip Taşpınar ile genç doktor Hobotov Evren Çağrı Turan , sistemin iki ayrı partisi gibidir.Sistemi koruyan yönetici görevini üstlenirler.Bunların insana hakaret içerikli davranışları izleyiciye kendi olamayan insanın nasıl bir özellik içinde olduklarını anlatırlar.Bu insanlar kendi olamadıklarından ne yaptıklarını bilemezler.Hep küfür ve kaba hakaret görürler.Kendi olamayan insanı çok acı bir şekilde görürüz.Her iki oyuncumuz da bu durumları göstermede çok başarılılar. Ivan Dimitriç Gramov rolünde Devrim Evin var.Hasta rolüyle adeta doktor Raghin’in iç sesidir.Doktor Raghin’in geleceğini önceden gösterdiği gibi,aynı zamanda doktorun çığlığıdır,haykırışıdır.Oyunu sürükleyen oyuncumuz,rolünün vermek istediği acıyı en üst seviyeye çıkarıyor. Diğer oyuncular Ömer Bertan,Ata Çağdaş Yıldırım,Başar Uğur,Mazlum Taşkıran; polisler olarak da, garsonlar olarak da,hastalar olarak da, halk olarak da çok başarılıydılar.Özellikle hasta rollerinde birer harikaydılar. Müzikler insan içindeki şiddetli acıları, dış aksiyonlar yoluyla anlatmasına çok katkı sunuyor.Leyla Reyhan tarafından hazırlanan koreografiyle birlikte insanların umutsuzluğunu eğlenerek unutamayacağını da gösteriyor. Işık tasarımda H.İbrahim Karahan var.İç dünyalar anlatıldığında da, aksiyonlar sırasında da, insanların kendi hallerinde gösterilirken de, verilen ışık renkleriyle adeta Çehov öyküsünü başarılı resimlerle göstermiş. Kurulan başarılı atmosferle izleyiciyi Çehov Rusya’sına götüren Adana DT’nin başarılı oyunu 6.koğuş, izleyenlerce uzun yıllar unutulmayacak bir oyun. Tek kötü şey oyun metnini bulamamak.İnternet üzerinden alış-verişte de bulunmayan metinler, neden gişelerde satılıyor olmasın? Ahmet Olcay Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet bir izleyici - ( 3/30/2009 ) 6.koğuş yazarak google dan ararsanız oyun metnini bulabirsiniz ve satın alabilirsiniz.ayrıca çehovun toplu öykülerinin 6.cildinde de bu öyküsü mevcut. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|