Tabi ki her oyuncunun bir ya da birkaç alternatifi vardır. Olacaktır da. Böyle pat diye girdim konuya ama öyle. Bir oyuncu tiyatro sahnesine çıkamayacaksa yerine biri konarak akış devam eder. Genel algı böyledir. Show’un devam etmesi gerekliliği hayati bir durum olarak algılanır.
Ben bu durumun biraz da sanatçı egosunun yüksekliğinden kaynaklandığını düşünürüm. Çünkü sosyoloji’nın en üst sırasında, olmazsa olmazı olan sanat, yaşam gereklilikleri’nin en üst sırasında gibi algılanagelir sanatçı açısından. Halbuki durum çok farklıdır.
İşte tam bu noktada, çok değil, 2 ay öncesine dönüp Haluk Bilginer’in sözlerini bir kez daha okumak lazım.
En yakınını toprağa verdiği gün sahneye çıkan oyuncunun, kendi ölümüyle, yerinin hemen doldurulması ya da oyun arkadaşlarının hemen oynamaya hazır olmaları ne derece mümkün ve gereklidir? Bu üzüntü ve kederle yapılan gösteri, oyun v.s.’den ne hayır beklenir ki?
Onur’un vefatı bu anlamda Haluk Abi’yi de haklı çıkarır gibi. Seyirciye, sakatlık hastalık gibi şeyleri açıklayabilirsiniz ama ölümü açıklayamazsınız.
Bakın bundan tam 2 ay önce Tehlikeli İlişkiler oyunu oynanırken salondaki seyircilerden biri sessiz sedasız, öldü. Bu durum ancak 1. perde bitiminde anlaşılabildi. Seyircilerin arasındaki doktorlar, müdahale etmeye çalışsalar da ölüm çoktan gerçekleşmişti. Bu durum kulise haber verilince, oyuncular oyunun 2. Perdesinin bu koşullarda oynanamayacağını seyirciye iletti ve oyun devam etmedi. Yani show bu kez bir seyirci öldüğü için durduruldu. Seyirciler de bu duruma bir kişi hariç tepki göstermedi, saygıyla karşıladı ve evlerinin yolunu tuttular.
Demek ki tepki göstermesin ve ayıp olmasın diye ölümün acısını bile yaşayamayadan önüne atıldığımız seyirci, sanılanın aksine insani değerleri el üstünde tutabiliyormuş.
Kimseye neden oynadın ya da oynamadın denemez ama seyircinin neyi isteyip neyi istemediğini algılayabilmek iyi olmaz mı?
Ya da oyuncunun?
Mehmet Kandemir - ( 12/15/2010 )
TEKRAR ÇAL SAM !!! Büşra Gencer - ( 12/21/2010 )
öncelikle merhaba.. yazılarınızın tamamını okudum.. ve sizi gerçekten çok beğeniyor ve sahneye çok yakıştırıyorum...sizin olduğunuz tiyatro oyunlarına geldim.kısacası size hayranım (: tiyatro dendiğinde hep gözlerim dolar.. bu hep böyle olmuştur.hani insanın yapmak istediği yada gerçekleşmeyecek bir şeyleri olması insanın bir yanının eksik olmasına yol açar ya işte benimde hep bir yanım eksik.. insan tiyatro sahnesinin tozunu yutunca bir daha bırakamaz kopamaz oluyor.(en azından ben öleyim) her ne kadar o sahnede olamasam da en azından izleyip kendime bir artı katıyorum..bide sizinle tanışmayı çok isterdim (: Başarılarınızın devamını dilerim.. (: bu arada oyuncunun yada seyircinin ne istediğini algılayabilmek tabi ki de iyi olurdu ama kimi zaman algılamak mümkün bence.. bu tamamen kişinin bakış açısıyla alakalı bir durum diye düşünüyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemem... (: şermin şen - ( 12/22/2010 )
arda bey sizi bu sezon oynanan oyunların hiçbirinde göremedik şimdiye kadar.hayranlarınız olarak sürekli takip ediyoruz ve merak ediyoruz içerisinde sizinde olduğunuz projeler de olacakmı.bizleri aydınlatabilirseniz memnun olurum...
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...