Geçtiğimiz hafta, Haldun Taner’in klasik tiyatro repertuvarına girmiş epik türün bizdeki ilk örneği olan “Keşanlı Ali Destanı”nı izlemek için Eskişehir’deydim. Demiryolu garına girdiğimde yoğun bir yolcu trafiği vardı. Birden çocukluğumun istasyonunu anımsadım. Yurdun çeşitli bölgelerine bağlantısı olan garda farklı duygular yaşamaya başladım. Çok zaman geçmemişti. Geçtiğimiz tiyatro döneminin sonunda, Memet Baydur’un “Kamyon” adlı oyununu görmeye gitmiştim. Her zaman olduğu gibi değişen bir Eskişehir’le karşılaşıyorum. Kent konumunu koruyarak değişen bir Eskişehir.
Bir kente güzelleme
Çocukluğumun Eskişehir’i Cumhuriyet’le özdeşleşen bir Eskişehir’di. Kent dokusu bozulmadan yükselen değerleriyle, 1950’lerden sonra çağdaş anlatımlı bir Eskişehir görüyoruz artık. Kentin ikinci boyutu Kurtuluş Savaşı’nı anımsatıyor bana. Üçüncü boyutunda ise Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’in konumunu ve tarihsel dokusunu bozmadan çağcıl bir kente dönüştürmesini yaşıyorum. Dokusu bozulmadan bu denli başarıyla güzelleştirilen ve büyütülen ikinci bir kent örneğini göstermem çok zor. Özellikle 1950’den sonra...
Eskişehir için yukarıda yazdıklarım belki bir güzelleme olur. Bu güzellemenin içerisindeki kültür ve sanat kurumları Eskişehir’in büyüleyici artılarıdır. Tiyatro tutkunu olan “şehircilik uzmanı” Yılmaz Büyükerşen’nin kentin gelişimi ile bütünleştirdiği sanat yapıları var. Tepebaşı Tiyatrosu, iki bölümden oluşan etkili bir kültür sarayı. Her iki yerin, ayrı ayrı 550’şer kişilik koltuklu, donanımlı tiyatro, opera ve senfoni orkestrası konserlerinin gerçekleştirildiği salonu var. Yeni açılan Sultandere Sahnesi ile 6 tiyatro ve 1 amfitiyatrosuyla uygar ülke kentleri ile boy ölçüşecek düzeyde bir kente, Eskişehir’e sahibiz. On yılda 50’nin üzerinde farklı oyun, 2 bin 600’e yakın temsil ve 1 milyon 100 bini aşan izleyici sayısıyla bir rekora imza atmıştır.
Keşanlı Ali Destanı
Haldun Taner’in (1915-1986) yazdığı, Sertel Çetiner’in dekorunu, Tülay Kale Yılmaz’ın giysiyi, Ersen Tunççekiç’in ışık tasarımını, Yeşim Aliç’in koreografisini yaptığı “Keşanlı Ali Destanı”nı Kazım Avşar sahneye koydu. Özgün müziği Yalçın Tura tarafından yapılmış ve oyunla müzik başarıyla örtüşmüştür. Canlı orkestra ile müzikli oyunun takım olarak büyük başarıya ulaştığını belirtmeliyim. Keşanlı Ali Destanı, Eskişehir Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’nun bir yapımı olarak bu dönem Eskişehir izleyicisi ile buluşmaktadır. Bu buluşma tiyatroya yeni bir soluk getiriyor. Eskişehir tiyatro, opera senfonik konserleriyle, görsel bir görüntü çiziyor Orta Anadolu’da.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...