| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Stanislavski ile Yapılan Kurgusal Bir Röportaj 1
Erkan Küçük



Bu hafta değerli tiyatro adamı Stanislavski ile kurgusal olarak yapmış olduğumuz röportajımızı sunuyoruz. Bu röportaj ile siz değerli okurlarımızın ünlü tiyatro kuramcısı Stanislavski ve onun kuramı hakkında bilgi sahibi olması amaçlanılmıştır

Yıl: 1934
Stanislavski ile yapılan röportaj

Öncelikle bu röportajımıza katıldığınız için size dergimiz adına teşekkür ediyorum.

Ben teşekkür ederim.

Bize öncelikle kendinizi kısaca anlatır mısınız?
Ben 1963'te Moskova'da doğdum. Asıl adım Kostantin Sergeyeviç Alekseyev’di; ancak sonradan oyunculuğa başladığımda Stanislavski adını kullanmaya başladım. Ailemin durumu ekonomik olarak iyiydi. Bu nedenle tiyatro yaşamımda en azından devrim sonrasına kadar ekonomik anlamda pek zorluk çekmedim desem yeridir.

Peki ailenizde sanat ile ilgilenen kimse var mıydı.
Ne yazık ki yoktu; ancak sanatla uğraşan kimse olmamasına rağmen sanatsal uyarımların bol olduğu, sık sık tiyatro izlenilen hatta evde oyunlar oynanılan bir ortamda büyüdüm. 1870 ile 1880 yılları arasında o zaman önemli bir tiyatro olan Marly-Theater’de bir dönem oyuncu çıraklığı yaptım. Yani daha, çok küçük yaşlarda tiyatronun içinde yerimi almaya başladım.

Sonraki sürecinizi belirleyen bir olay var mıydı?
Yani tiyatro anlayışımın oluşmasında Meiningen topluluğu' nu 1885 ve 1890' daki Rusya turnelerinde izlemem etkili oldu.
Hatta bu benim sanatsal yaşantım açısından bir dönüm noktası olarak ta kabul edilebilir.

Neden?
Meiningen topluluğunun gerek profesyonel tiyatrolarda o güne dek izlenmemiş olan oyun düzeni, gerekse sahnenin plastik değeriyle birlikte yapıtın anlamını ortaya çıkartma çabası ilgimi çekmişti. Bundan sonra yaptığım çalışmalarda takım oyunculuğu ve disiplini, sahnede yaratılan yanılsama, etmenlerin kullanımı, gerçeğe uygunluk, ayrıntıların önemi gibi Alman tiyatro topluluğunun izleri benim tiyatromda yer edecektir.

Sonrasında Dançenko ile kafa kafaya verip Moskova sanat tiyatrosunu kurdunuz değil mi ?
Evet. Sene 1898’di. Bir yerde oturup, sanat, tiyatro vb. konular üzerine saatlerce (15 saat) konuşmuş ve Moskova sanat tiyatrosunu kurmaya karar vermiştik. Moskova sanat tiyatrosu bana göre tiyatronun kendi gerçekliğine dönmesinde önemli bir işleve sahipti. Hatta tiyatro açısından “Moskova sanat tiyatrosunun kuruluşu bir devrim niteliği taşıyordu. Eski oyunculuk tarzına, teatralliğe, yapay durgunluğa, tumturaklı konuşmaya, alışılmış dekorlara, toplu oyunculuğu bozan yıldız sistemine, o sıralarda Rus sahnelerinde oynanan hafif fars türünde oyunlara karşı çıkıyorduk. En iyi tiyatrolar kıt yetenekli oyun yazarlarının tekelindeydi. Bu yazarlar, şu veya bu aktör için, bu aktörlerin isteği ile onların yönetiminde kof oyunlar yazıyorlardı. Ya da Almanca’dan, Fransızca’dan oyunlar alıp Rus sahnesine ve Rus yaşamına uyarlıyorlardı ve konusu şundan alınmıştır, yada adapte edilmiştir, uyarlanmıştır diye yazıyorlardı.

Bu noktada Çehov’ un Moskova sanat tiyatrosu açısından önemli yeri vardı değil mi?
Bizim uygulamaya çalıştığımız kuram açısından en ideal uygulama alanı Çehov’un oyunları olmuştur; aynı zamanda kuramın oluşmasında onun büyük etkisi vardır. “Sezgi gücüne dayanan sahneleme çizgisini bana Çehov öğretti. Çehov’un bize söylemek istediklerinin en azından bir bölümünü sahne üzerinde canlandırmayı başaran yalnızca sanat tiyatrosu oldu. Üstelik bu tiyatronun oyuncuları, bu topluluk henüz gelişme aşamasındayken bunları yaptı.”

Çehov'a ilişkin başka söylemek istediğiniz neler var?
Çehov biter mi hiç. Onun yapıtları ile Moskova sanat tiyatrosu bir yer edinmiştir, bu yüzden onun yapıtlarının özelliği ile ilgili şunları söyleyebilirim. “şiirsellik Çehov yapıtlarında ilk bakışta ortaya çıkmaz. Okurken kendi kendinize, ‘iyi, güzel ama hiçbir özelliği yok, heyecan verici bir şey de yok, her şey bildiğimiz bir biçimde gelişiyor,’ dersiniz. Oyunun tek tük bazı sözcükleri gelir aklınıza, bazı sahneler... Tuhaf olan, düşüncelerinizi ne kadar az dizginlerseniz, oyun üzerine düşünme gereksiniminizde o denli artar. Çehov'un yapıtları, güncel yaşamı canlandırmalarına karşın temelde rastlantısal yada kişisel olanı değil, insana özgü olanı işleyen, felsefi düşünceye dayandıkları için, bitmeyen tükenmeyen bir kaynaktır”

Peki onun oyunlarının sahnelemesi üzerine neler söylersiniz?
“Çehov'un düşleri sahneye somut bir biçimde aktarılmayı gerektiriyor. Oyunun ana fikri sürekli hissedilmeli. Ne yazık ki Çehov'un düşüncelerini sahne üstünde yansıtmak, yapıtın yüzeysel olay örgüsünü, gerçeklikle bağlantılı yanını canlandırmaktan daha güçtür. Bu nedenle de ana fikirler çoğu kez belirsizleşir ya da örtbas edilir. Güncel öğeler ise daha çok vurgulanarak ön plana çıkar. Ağırlık noktasının kaydırılması yalnız yönetmenin suçu değildir. Oyuncular da çoğu kez bunun sorumlusu olabiliyor.”

Onun hangi oyunlarını sahnelediniz?
1898'de Martı oyununu, 1899'da Vanya Dayı’yı, 1901’ de Üç Kız Kardeş’i, 1904’te ise Vişne Bahçesi oyunu Moskova sanat tiyatrosu tarafından oynandı. Sonra ne yazık ki çok genç yaşta kaybettik Çehov'u.

Sizin tiyatro anlayışınızın oluşmasında oyunculuk açısından sizi etkileyen bir başka isim Şepkin'di değil mi? Bize biraz bundan bahsedebilir misiniz.
Evet. Şepkin benim oyunculuk anlayışımın çıkış noktası denilebilecek bir kişidir. Çehov gibi ondan da kısaca bahsetmek benim anlaşılmam açısından gereklidir sanıyorum. Bana göre o Rusya'nın en büyük aktörüdür. Mikhail Şepkin (1778-1863) bir serfti, ve oyunculuk kariyerine o dönem açısından doğal olarak bir serf topluluğunda başlamıştı. Rusya'da köleciliğin olduğu dönemlerde tiyatro toprak sahiplerinin malı olan serfler tarafından yapılıyordu. Şepkin'de böyle bir grupta tiyatroya başlamış sonrasında profesyonel bir topluluğa girmiş, turnelere çıkmış. Ve sonrasında 1821de özgürlüğünü kazanmıştı. 1823' te Maly topluluğuna girmiş ve yaşamının sonuna kadar burada kalmıştır. 1832’ den sonra eğitmenliğe başlamış sık sık turnelere katılmıştır. O mesleğinin bir uzmanıydı ve beni etkileyen en önemli tarafı doğal oyunculuktan yana olmasıydı. Ayrıca Onun katkılarıyla ensemble oyunculuk önem kazanmıştır. Onun bu yönü Moskova sanat tiyatrosunun kuruluşunda yıldız oyunculuğa değilde grup oyunculuğuna yönelmememizde bizi etkilemiştir.

Peki sizin tiyatro kuramınızın oluşmasında sizi etkileyen başka kimler vardı ?
Benim oyunculuk yöntemim bilimsel olanı takip etmekten yanadır. Oyunculuk kuramımı oluştururken bilim dünyasıyla da etkileşimim oldu. Örneğin kuramımda önemli bir kavram olan “coşku belleği” Fransız psikolog Ribot tarafından ortaya atılan bir kavramdır aslında.

Yine bundan da önemlisi Pavlov'un(1849-1936) kuramıma katkısı büyük olmuştur.

Pavlav'un katkısından biraz bahsedebilir misiniz?
Tabii ki, Pavlov sinir sisteminin işlevi üzerindeki çalışmalarının sonucunda, sinir merkezi olan beyinle insanın çeşitli tepkileri arasındaki bağlantıyı bulmuştu. İnsan belli uyarılara tepkiler gösteriyordu. Bu tepkiler aklın denetimi altında değildi. Eğer bu uyarılar belli dış koşullarla birlikte geliyorsa, iç tepki, uyarı ile birlikteki koşula da koşullanıyordu. Pavlov buna “koşullandırılmış tepkiler” adını verdi ve bu tepkilerin yasalarını saptamaya çalıştı. Pavlov giderek öğrenme, merak etme, amaçlama gibi tüm eylemleri koşullandırılmış tepkiler olarak açıkladı. Ben Pavlov'un yöntemini tersinden uyguladım. Oyuncular, oyun kişisini sahnede yeniden yaşatabilmek için akıl, irade ve duygularını çalıştırmalıydılar. Akıl ve irade, bilincin denetimi altında idi. Duyguların uyandırılması için fiziksel koşulların meydana getirilmesi gerekiyordu. Bilinçaltına belli fiziksel hareketlerle ulaşılabilecekti. Pavlov konusunda bu kadar bilgi yeterli sanıyorum.

Röportajın birinci bölümünün sonu...

Erkan Küçük

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 118
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • WC Giriş Hakkının Elde Ediliş Öyküsü: Sidikli Kasabası Müzikali (Üstün Akmen) - 1/2/2012
  • Üstün Akmen Söyleşisi - Anlattıklarım önemsiz ama iyi yazarım (Özlem Özdemir) - 1/2/2012
  • -Sidikli- mi? Orası da Neresi? (Aycan Akçamete) - 1/2/2012
  • Tiyatroda Eleştiri -Seçmek-le Başlar - İstemem Eksik Olsun (Melih Anık) - 12/30/2011
  • Tiyatro Artı'dan Sıra Dışı bir Gösteri… üçKİŞİ (İhsan Ata) - 12/28/2011
  • Kaderciliğin yadsınmasının öyküsü Bursa'da: Macbeth (Üstün Akmen) - 12/28/2011
  • Hüzün Kokulu LİMONATA (Rengin Uz) - 12/24/2011
  • Değişen ve gelişen Eskişehir (Hayati Asılyazıcı) - 12/24/2011
  • Ölümünden sonra değeri anlaşılan Oğuz Atay (Hayati Asılyazıcı) - 12/24/2011
  • Yönetmen Günersel Yazar Günersel'e Karşı:Bok Sosyolojisi (T.Su) (Melih Anık) - 12/24/2011
  • Stanislavski ile Yapılan Kurgusal Bir Röportaj 1 (Erkan Küçük) - 12/24/2011
  • İBBŞT Genç Günler ve Ufak Bir Hata (İBBŞT) (Melih Anık) - 12/23/2011
  • Bir Raftan – Bir Sahaftan: Yaşam-Oyun / İnsanda Tiyatro-Tiyatroda İnsan (Kadir Yüksel) - 12/23/2011
  • Stephens bu kere ne anlatıyor ya da neyi anlatamıyor: Bulanık (Üstün Akmen) - 12/21/2011
  • Yazın ve sahne sanatı arasındaki ince çizgide… - Ve Hep Birlikte Soldan Çıkarlar (Aycan Akçamete) - 12/19/2011
  • İktidar Hırsı ve Kösem Sultan (İhsan Ata) - 12/19/2011
  • Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda Beni Unutma (Üstün Akmen) - 12/16/2011
  • Yıldızlar sönmesin diye... (Tufan Taştan) - 12/16/2011
  • Sönmez Atasoy - Taziye Sayfası - Başsağlığı Mesajları (Taziye Sayfası) - 12/15/2011
  • Tiyatro ve onun geleceği üzerine bir analiz: Tiyatrounun Tarihsel Yolculuğunda Tiyatrocunun Rolü (Zafer Kılıç) - 12/12/2011
  • Şakayla Söyler Haldun Taner ve -Son Vicdani- Ali Erdoğan (Melih Anık) - 12/11/2011
  • İstanbul Devlet Tiyatrosu Yapımı -Ne Dersin Azizim- Oyununun İsveç Turnesi İzlenimleri (Savaş Aykılıç) - 12/9/2011
  • Tiyatro Ödülü Nasıl Olmalı? (Melih Anık) - 12/8/2011
  • War Horse'dan Myanmar Kukla Tiyatrosu'na (Melih Anık) - 12/8/2011
  • Bir Satge Projesi: BULUŞMAHAMLET (Üstün Akmen) - 12/7/2011
  • İnançlarını kendi seçen birinin dogmatik bataklığına gömülüşü: Alevli Günler (Üstün Akmen) - 12/7/2011
  • Ayıp Ettik (Hakan Yozcu) - 12/5/2011
  • Bu Oyun İzleyenleri Terletiyor… Yüksek Derece (İhsan Ata) - 12/5/2011
  • Disko 5 No'lu (Erkan Küçük) - 12/5/2011
  • Minik Kuşların Ciki (Erkul Eğilmez) - 12/5/2011
  • Tiyatro Merdiven'in Ne Oldu Bize Oyunundan İzlenimler (Savaş Aykılıç) - 12/5/2011
  • UNİMA İstanbul Karagöz Yapım ve Oynatım Kursu Mezuniyet Töreninden İzlenimler (Savaş Aykılıç) - 12/5/2011
  • Düğün (Rengin Uz) - 12/1/2011
  • Aysa Prodüksiyon'dan Mağdur ve Fail Kadınlar Oyunu: Düğün (Üstün Akmen) - 11/29/2011
  • Mutfak Söyleşileri (İBBŞT) Üzerine Akif Çamlı'ya Açık Mektup (Melih Anık) - 11/29/2011
  • Bu Bir İntihar Mektubudur… 4.48 Psikozu (İhsan Ata) - 11/29/2011
  • Tiyatromuzda Bunların Sahibi Kim? (Melih Anık) - 11/28/2011
  • Şems!...Unutma!.. Ankara'dan Geçti (Füsun Balkaya) - 11/28/2011
  • Bir Raftan Bir Sahaftan: Uzun Yolda Bir Mola (Kadir Yüksel) - 11/28/2011
  • Kantocu: Bir Usta, Bir Müzikal (Füsun Balkaya) - 11/21/2011


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..