| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ağaç Bir Baskının Simgesidir Yurdagül Yurtseven 10 Haziran Pazar günü Gezi Parkına doğru ilerlerken doğal olarak tiyatroya yazılarımla destek veren biri olarak beni temsil edecek bir çadır arıyordum. Ve Devlet Tiyatroları’nın çadırında yerimi aldım. Orada Demet Oran’la sohbet ederken, Ölüleri Gömün ve Çirkin oyunuyla müthiş performans gösteren başarılı oyuncu Tolga Evren yanıma geldi dedim ki “ben soru sormayacağım dökün içinizi, anlatın” güzel söyleşi bu şekilde röportaja dönüştü. Kayıt başladı… “Öncelikle tabii ki bu park için burada bulunuyoruz. Çünkü bu parkın hemen arkasında bizim müdüriyet var. Biz aslında buradaki eylemi, 2 senedir tiyatroya gidip gelirken, oyunlara gidip gelirken, provalara gidip gelirken hep bu parktan geçiyoruz görüyorduk bu arkadaşları... 30 Mayısta polis çıkarınca bu insanları, bizde müdahale ettik ve 31 Mayısta bizde parka geldik. Tabii ki sadece ağaç değil ama ağaç en büyük simge. Çünkü bu tepkilerin olduğu insanlarda “Osmanlıyız” diyorlar. Fakat Osmanlıda bir ağaca dayanır, peşinden imparatorluk kuruldu. O yüzden ağaca biraz saygı göstermek gerekiyor. Çünkü ağaç neyi temsil ediyor? Ağaç bugün Türkiye’de insanların üzerinde kurulan baskıyı temsil ediyor. Sanatçılar olarak, tiyatro, bale, opera, müzisyenler yani sahne sanatçıları olarak bizde bizim yaşadıklarımızı protesto ediyoruz. Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera Bale ile ilgili yeni bir yasa tasarısı hazırladılar ve hazırlarken bizimle konuşmadılar. Ve bizde tasarıyı basından öğrendik. Ve tasarı bu kurumların hepsini kapatıyor. Bu kapattığı kurumların karşısına alternatif koymuyor. İstanbul, Ankara, İzmir’deki insanlar her ne kadar entelektüel seviyede olsalar da, her ne kadar sanatın içinde (bizlerden bahsediyorum) olduğunu iddia etseler de asla ve asla bu kurumların Türkiye’de yaptıkları görevi algılayamazlar. Çünkü bu danışıklı dövüşlü medyasının o kadar dışında bir şey ki.. Çünkü çevremiz bilgi çöplüğü… Devlet Tiyatroları on iki bölgede vardır ve kilometre olarak birbirine eşit uzaklıktadır. Ve bütün illerdeki bölge tiyatroları o ay boyunca her zaman çevre illerine turne yapar. Ben Van Devlet Tiyatrosu’nda 13 yıl çalıştım. 2010 da İstanbul Devlet Tiyatrosu’na tayin oldum. Hayatım Anadolu’yu gezmekle geçti. Bir ay içinde 81 ile turneye gidiyoruz. Örneğin; İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda “Ölüleri Gömün” oyununu Cevahir Sahnesi’nde izlediğiniz zaman aynı standartta da Şırnak’ta izleyebilirsiniz ki dünya çapındaki bu standardı 2,5-5 TL’ye halka sunuyoruz ve oradaki halk hala “çok pahalı bu biletler” diyor durumumuz budur. Eğer bu kurumları kapattığınız zaman “yok sanat özerk olsun yok işte tiyatrocular, operacılar devletten maaş alır mı? “ gibi saçma sapan beylik laflarla bizi değersizleştiren insanların, bizi değersizleştirmelerine katılırsak başımıza gelecek şey sadece İstanbul, Ankara, İzmir üç şehirde sadece özel yapılanmalarla yarısını devletten “borç alarak” sinema yasası gibi bir yasa getirmek istiyorlar. Sinemada film çekmek için parayı alıyorlar, sonra parayı geri istiyorlar. Ancak büyük festivallerde birincilik ödülü kazanırsan parayı geri almıyor. Aslında sanata desteği kaldırıyor. Bakanlar Kurulu’nun atayacağı sanat kuruluyla ve İngiltere örneğini gösteriyor. Fakat İngiltere’de sanat kurulunun temsilcisi tek kişidir kraliçe atar, kraliçe asla hükümetten ya da iktidardan birisi değildir, tarafsızdır. Kurul başkanına atar ve o başkan çevresindeki diğer insanları kendi seçer. Asla ve asla hükümetin ya da herhangi bir bakanlığın İngiltere, Fransa ya da İtalya’da süregelen sanat faaliyetlerine karışmak, müdahale etmek gibi şansı yok. Bir arkadaşım şöyle demişti “devamlı sanat kurumlarıyla ilgili kanun tasarısını hazırlarken, “İngiltere, Amerika’daki gibi yapıyoruz, Almanya, Fransa’daki gibi yapıyoruz..” İyi de bizim Devlet Tiyatrosu’nda, Operada çalışan Mersin’de, Trabzon’da, Diyarbakır’da, Elazığ’da kapılarını açtıkları zaman Paris’e mi, Prag’a mı, çıkıyorlar? Ben Van’dayken hiç öyle Brüksel, Londra gibi bir şehir yoktu. Eğitim seviyesinin hiçbir şekilde artış göstermediği aynı monotonlukla devam ettiği illerimiz var bizim. Burada bir kandırmaca oluşuyor. Bu kandırmacaya gelmemek için işte bu bahçedeki tek bir ağacı korumaya geldik. Bu bir başlangıç bu ağacı korursak ben inanıyorum ki bize dair birçok şeyi korumaya başlayacağız. Alkışlarımla, Yurdagül Yurtseven Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|