geniz etli boğuk sesi, kilosu ve pos bıyıklarıyla , kelimeleri yuvarlayan tenzilatlı cümleleriyle hiç de salon aktörü olmayan "hakiki" aktör...
Kaç kişi kaldı Yavuzer Çetinkaya’yı hatırlayan...
Aylar önce yine burada “Sürü’nün Kara Koyunu...Sürü’nün Güzel Çobanı” başlıklı yazıyla andığımız Yaman Okay’ı hatırlayan kaç kişi kaldıysa o kadar mı ?
Daha az mı ?
Daha da az mı ?
Çok daha az mı ?
Kaç kişi vardı zaten ki , Yavuzer Çetinkaya’yı bilen...
Temmuz 1992 ‘deki ölümünden 21 yıl sonra bugün hatırlayan çıksın...
Yavuzer Çetinkaya 1992 yılının Temmuz’unun sonlarında küt diye öldüğünde genç bir adamdım ben...
Nüfus kağıdı olarak söylüyorum genç bir adamdım diye..
Yoksa taaa o zamandan da herhalde yine yaşlı bir adamdım...
Çocukluk ve ilk gençliğimin geçtiği evdeydim ve bir sabah vaktiydi galiba; televizyondaki ses dümdüz bir ifadeyle sinema ve tiyatro sanatçısı yavuzer çetinkaya, yüzme havuzunda geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti demişti...
Ölüme değil de küt diye ölüvermeye daha çok kafayı taktığım zamanlardı...
Epeyi etkilenmiştim...
İnsan gençken böyle ani ölümlere daha bir şaşırıyor...
Fakat aynı insan kırklı yaşları geçince,
bu kez de hala laylaylom yaşayanlara
daha bir şaşar hatta kızar oluyor ya...
Nereden bilebilirdim , nereden bilebilirdik ki , son dönemde birlikte oynadıkları ve ayrı bir ruh kattıkları dizinin de etkisiyle yakın ikili olarak zihinlere nakşolan Yaman Okay’ın da aradan bir yıl bile geçmeden , Yavuzer’in / Doktor’un yanına gideceğini...
Yavuzer Çetinkaya iyi bir aktördü...
Geniz etli boğuk sesiyle , kilosu ve pos bıyıklarıyla , kelimeleri yuvarlayarak tenzilatlı ve biraz da anlaşılmaz çıkardığı cümlelerle hiç de salon aktörü değildi...
Ama Yavuzer Çetinkaya iyi bir aktördü...
Oynamayan bir aktördü...
Sinemayı da tiyatroyu da iyi bir aktörün mütemmim cüzü olması gereken haliyle ve “muhalif” ruhuyla yapmıştı...
Psikoloji eğitimi de almıştı...
İnsan denen canlının önce çelişkili enerjisiyle var olduğuna kafa yormuştu muhtemelen...
Öldüğünde 44 yaşındaydı Yavuzer Çetinkaya...
Öldüğünde 42 yaşındaydı Yaman Okay...
İkisinden de büyüğüm artık ben...
Ama onlar benim abilerimdi...
Karşılıklı bir çay içmeden,
iki lafın belini kırmadan da olsa abilerimdi...
Bu devirde bu çağda , bu George Orwell romanları misali insanoğluinsançapanoğluinsançağında , yüzünü bile görmediği halde hakiki abilere sahip olmanın ne anlama geldiğini bilir misiniz siz de ?
Ben , bilmeye çalışanlardan oldum...
Sanıyorum....
Ne diyorduk ;
Kaç kişi kaldı Yavuzer Çetinkaya’yı hatırlayan...
Aylar önce yine burada “Sürü’nün Kara Koyunu” başlıklı yazıyla andığımız Yaman Okay’ı hatırlayan kaç kişi kaldıysa o kadar mı ?
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...