Bir bir ayrılıyorlar tiyatro sahnesinden, tiyatronun duayenleri. Birinin acısı içimizde, gözyaşımız kurumadan bir sonrakinin haberi geliyor. Acılarımız da karışıyor gözyaşlarımız da. Çocukluğumuzun anıları da gömülüyor toprağın altına. Büyümenin bu kadar acılı olduğunu bilmek burkuyor içimizi. Hiç ayrılmayacaklarmış gibi aramızdan, kahkaha, gözyaşı ve hayranlıkla seyrediyorduk er meydanı dediğimiz meydanda. Her bir ustamızın ölümüyle sahnenin de ışıkları sönüyor.
Daha yeni kurumuştu gözyaşımız, son modern meddahımız Nejat Uygur ustamızı kaybetmenin acısıyla. O ki, kahkahayla anlatırken derdini, kulağımızın bir yerine fısıldardı anlatmak istediklerini. Kimileri pek beğenmedi, avam buldu. Ama halk bağrına basmıştı bir kere. Bırakmadılar peşini. Anadolu’yu karış karış dolaştı. Turneler yaptı, yeri geldi ailesini bıraktı arkasında. Kar demedi, kış demedi Türkiye’nin dört yanında güldürdü halkını. Ve ustanın hastalığıyla sustu kahkahalar, hüzne dönüştü.
Yüreğimizde acımızla, gözümüzde yaşımızla hayata tutunurken, haber geldi Tuncay Özinel hastaneye yatırıldı diye. Kurtarır usta kendini, o mücadeleyi sever, derken, sabahına kara haberi aldık. Bir acı daha kor gibi düştü kalbimize. Tuncay Özinel de ayrıldı aramızdan.
Dormen Tiyatrosu’nda başlayan tiyatro mücadelesi, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu ile devam etti. Yetmişli yıllarda kurduğu tiyatrosunu, büyük bir cesaretle, çok da faal olmayan Aksaray’a taşıdı. Dönemin yürek isteyen oyunlarından “Kapıların Dışında” ile başladı oyunlarına. Kapı pencere yıkıldı. Sosyal Demokrat yönünü hiç gizlemeden, açık yüreklilikle rengini hep belli etti. Ama kimseyi kırmadı, incitmedi, üzmedi.
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Tiyatro bölümünü açtı ve yönetti. Birçok oyuncu kazandırdı Türk tiyatrosuna. Her birini parlatıp sundu seyirciye. Tiyatrosunu Kadıköy’e taşıdığı andan itibaren Kadıköy’ün simgesi olmayı başardı. Hiçbir güç yıldırmadı onu. Tıpkı diğer ustalara yaptıkları gibi onu da beğenmeyenler oldu. Avam buldular oturdukları köşklerinden. Ama Tuncay Özinel usta Anadolu’yu turnelerle dolaştı, polemikle değil, sahnesi ve oyunlarıyla verdi cevaplarını.
Birçok dizi, film projesinde yer aldı. Kitaplar, oyunlar yazdı. Son yıllarda ise pek sevdiği tiyatrosu dışında işlere gitmedi. Hayatını adadığı tiyatrosu uğruna, hastalığını bile gözardı ederek, tiyatroyu nasıl sevdiğini gösterdi bizlere.
Işıklar içinde uyusun bütün ustalarımız. Yolları ışık olsun. En güzel oyunların provasını yapmaya başlasınlar bulundukları yerde. Çünkü her birimizin önünde sonunda gideceği yerdeler.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...