| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Sevgili Anneciğime Mektup, Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun, Sezonun İlk Yazısı 'Para' Can Murat Yaşar Şengel SEVGİLİ ANNECİĞİME MEKTUP, 24 KASIM 2013 ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN SEVGİLİ ANNECİĞİM, SEZONUN İLK YAZISI “PARA “ Bugün 24 Kasım 2013 Öğretmenler Günü; Sevgili anneciğim, anılarınız eşliğinde siz ve hayatta olmayan tüm meslekdaşlarınızı saygı ile anarken, ben de tüm meslekdaşlarımın “Öğretmenler Günü”nü kutlarım.1980 yılında ilk kez verilen “Yılın Öğretmeni Ödülü” kapsamında “Kadıköy İlçesi Ödülü”nü alırken sizi izlediğimde var olan içimdeki heyecanı ve gururu aynen şu anda da hissediyorum. Bu sezonun ilk yazısını yazıyorum biraz geç de olsa. Gecikmemin tabii ki bir nedeni var. Hayatımda Ağustos ayından itibaren köklü değişiklikler yaşadım.Yeni bir okul, yeni bir görev, yeni bir ev. Nasıl anlatabilirim herşey yeni. Yepyeni bir okulda yepyeni bir göreve başladım. Yirmi üç yıldır Atatürk İlke ve Inkılapları bekçisi güzide bir okul olan Özel Cent Okulları’nda Lise-Ortaokul ve Kampüs Müdürü olarak görev ypmaktayım. Pırıl pırıl gençlerle beraberim; saygılı, mütevazı ve en önemlisi Atatürkçü. Kısa sürede bana alıştılar. Bu arada elli yıldır yaşadığım Kadıköy’ümden ayrıldım ve Tarabya’ya taşındım. Özlesem de mutluyum, mutluyum, mutluyum. İlk yazım ama tabii ki 01 Ekim 2013 tarihinden itibaren ortalama olarak haftada üç oyun izlemekteyim.Çok güzel bir sezon geçiyor bence. Bu arada sevgili ustalarım Nisa Serezli ve Tolga Aşkıner’in teatral otobiyografilerini yazmaya devam etmekteyim. Muhteşem zevk alıyorum yazarken. Yazıyorum,yazıyorum,yazıyorum. Yeni bir yazı dizisine de başlıyorum. Adı “Anket Defteri”. Tiyatro sanatçıları ile beraber güzel söyleşiler yapacağız. Ersin Umulu ile başlayacağız. Sırada kimler yok ki : Aydın Şentürk, Defne Çağım Gürmen, Oğuz Utku Güneş, Çağrı Özgür Hün, Ahhan Şener,Tolga Yeter, Yelda Serbes gibi genç yetenekler genç pırlantalar.Gençlerin yanında da ustalar Nedret Güvenç, Göksel Kortay,Toron Karacaoğlu, Engin Gürmen, Ayşe Kökçü, Oya Palay, Vildan Gürelman... Çoğu söyleşi davetimi severek kabul ettiler. Benim için ne büyük gurur. Sevgili Anneciğim, Yazmaya çalışacağım ilk oyun “Para”. Necip Fazıl Kısakürek tarafından yazılmış olan bu oyun 1941-1942 sezonundan sonra yeniden İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda. Biliyorsun ki Sevgili Anneciğim, ben din-dil-ırk-cinsiyet farkı gözetmeksizin insanları severim. İki kavram ki birisi din diğeri ise politika konuşmaktan hoşlanmam. Bu nedenle ben bu oyunu kendi sınırlarımda tanıtmaya çalışırken ilk kez bu yazımda yönetmen-oyunculardan bazıları ve biraz da dekor ve kostümden bahsedeceğim. Usta Yönetmen, ustaların ustası Sayın Engin Gürmen Beyefendi her zamanki gibi gene mucizeler yaratmışlar. Bir oya gibi işlemişler oyunu. Oyuncu seçimi muhteşem, oyunun akışında tüm fazlalıkları törpülemiş ve oyunu mükemmel hale getirmişler. Oyunu izlerken "Ekip" kavramının tam olarak yakalanmış olması gözden kaçmamalı. Emeklerine ve yüreklerine sağlık. Sayın Engin Gürmen oyunu hem yönetiyor hem de Noter rolüyle müthiş bir kompozisyon çiziyor. Yıl 1967 Ankara. Babamın görevi icabı bulunduğu Ankara'ya tatillerde annemle beraber gitmekteyiz. Sevgili Babacığım oğlunu mutlu edebilmek amacıyla İstanbul'da olduğu gibi müthiş bir program hazırlamış. Neler izlemedik ki Ankara'da. Mesela "My Fair Lady-Pygmalion-George Bernard Shaw" de Cüneyt Gökçer ve Ayten Gökçer Ustalara hayran kalmıştım. Devlet Tiyatrosu'nun ve Ankara Sanat Tiyatrosunun tüm oyunları ve tabii ki Ankara Meydan Sahnesi. Ankara Meydan Sahnesi'nde izlediğim "Satıcının Ölümü-Death of a Salesman- Arthur Miller" uzun süre hafızamdan çıkmamıştı. Yıldırım Önal'ı sahnede izleyebilmiş olmak benim için anılarımın taçlanmalarından bir tanesi. Anılar beni rahat bırakın... Neden anılara daldım biliyor musunuz ? "Para" oyununu izlerken Aziz Sarvan bana bu çağrışımları hissettirdi. Yıllardır tırnaklarıyla kazıya kazıya "Tiyatro Sonsuzluğu" nun içinde devamlı olarak ilerleyen ve bu sanatın gerçek bir neferi olan sevgili Aziz Sarvan keşke önümüzdeki sezonlarda bu oyunu da oynasa. Bir anda sahnede Aziz Sarvan'ı izlerken bir Yıldırım Önal hatta bir Laurence Kerr Olivier yani Baron Olivier rüzgarı esti hafızamda. Yüreğine ve emeğine sağlık Aziz Sarvan. Tiyatro sanatında başarı yolunda altın basamakları çıkmaya devam ediniz. Umarım bu basamaklarla beraber ödüller de süsler ileride bizlere sadece bir anı olarak kalacak fotograf karelerini. Hayatım boyunca kıskançlıklarım hiç olmamıştır. Sadece kendi yaş grubumda bir kişiyi kıskanmışımdır. Nedeni ise çok farklı. O hep spotların altındaydı, o hep bizler oyuncaklarımızla oynarken sahnede büyük başarılara imza atmaktaydı. "Kötü Tohum-The Bad Seed-James Maxwell Anderson", "Pollyanna-Eleanor.H.Porter", "Anne Frank-Frances Goodrich ve Albert Hackett", “Anneme Koca Arıyorum-Lale Oraloğlu" gibi oyunlarda gönüllerde taht kurmuştu Sevgili Alev Oraloğlu. "Para" oyununda da müthiş bir kompozisyon çizmekte. Sahnede hep mütevazı, hep dingin, hep dimdik ayakta. Daha büyük rollerde eski başarılarını da düşünerek avuçlarım kızarıncaya kadar ayakta alkışlamak istiyorum daha yıllarca. Sahneye bu kadar yakışan bir insan olur mu ? Bence yok. Bu arada Sevgili Lale Oraloğlu Ablamı da anmadan geçemeyeceğim. Vefatından dört sene önce de bana el vermişti Tiyatro Caniko'da. Bana göre tiyatroda bir diva, bir dahi, büyük bir birikim. Örnek alınacak bir insan. Her provasında, sohbetinde feyz almıştık kendisinden gençlerim ve ben. Ne mutlu bana ki şu anda "Taksim-Bebek Rotary Kulubü Sevgi-Saygı-Hoşgörü Liselerarası Tiyatro Şenliği" kapsamında kendisi adına bir ödül vermekteyim. Ne güzel iki cümlesi vardı tiyatro ile ilgili beynime kazınmış olan: "Tiyatro maşa ile tutulmaz." ve "Tiyatroya ihanet eden asla iflah olmaz." Anısına saygıyla. Ali Mert Yavuzcan'a gelince bana göre genç jenerasyonun en büyük oyuncularından birisi. "Zengin Mutfağı-Vasıf Öngören" ile "Para" oyunlarında sahnede bu sezon. Büyük bir yetenek. Her iki oyunda da bana alnındaki ışığı hissettirdi. Kafamda, düş dünyamda hangi oyunlara yerleştirdim bilemezsiniz. Çok az kişi için her rolü oynayabilir diye düşünüyorum. İşte Ali Mert Yavuzcan bu kişilerden bir tanesi. Her yazımda sınırlı sayıda oyuncu için yorum yaparken her birisi için şu rolü de oynasa keşke diye birer öneride bulunmaya çalışıyorum haddim olmasa da. Ali Mert Yavuzcan için uzun bir liste çıktı. Tek bir oyuna indirgeyemedim ama galiba "Akvaryum-Aldo Nicolai" sahnede gözlerindeki tiyatro aşkı ile parıldayan gözlere en uygunu gibi geldi. Sevgili Engin Gürmen Üstadım, Sayın Atacan Arseven'i yıllar önce Tepebaşı Dram Tiyatrosu'nda zirveye çıkaran bu oyunu ve Sevgili Ali Mert Yavuzcan'ı değerlendirmeniz dileğiyle... Cem Uras'a gelince her oyunda daha ileriye ilerlemeye devam etmekte. Mütevazı ve beyefendi kişiliği sahnede de kendini göstermekte. Artık kendisini çok güzel bir oyunun başrolünde görmek en büyük arzum. Hayalimde Ülker Köksal Hanımefendinin “Uzaklar” oyununun Murat karakterinde naif kişiliği ile harikalar yaratacağını görüyorum. Yolu açık olsun. Sahne tasarımı konusunda Aysel Doğan çok başarılıydı ama ben Engin Gürmen-Nilgün Gürkan ikilisinin yıllarca Yönetmen-Dekor Tasarımcısı mucizelerine alışmış birisi olarak geçmişteki o hazzı alamadım. Belki daha ileride de bir arada çalışırlarsa benim istediğim sıcaklığı bana yaşatabilirler. Bu arada bu dekor ile ilgili olarak oyun beni en fazla Kerem Yılmazer Sahnesi’nde mutlu etti. Bir oyun hakkında yazı yazarken oyunu en az üç kez izlerim. Geniş sahneli bir salonda yani Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde sadece dekor konusunda mutsuz oldum. Kostüm Tasarımında Emra Albayrak Şahin tek kelime ile mükemmel bir çalışma çıkarmış. Başarılarının devamı dileğiyle. Tüm ekip olarak; hepsi hakkında yazamadığım oyuncular ve teknik kadro için genel olarak oyun görülmeye değer. Büyük bir emek harcanmış. Umarım ödüllerle de bu emeğin karşılığını da alırlar. Emeği geçen herkesin pırıl pırıl alınlarından öpüyorum. Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şehin’e de oyunu repertuara kattığı için teşekkür etmek de çok önemli.Tarafsız bir bakışla lütfen gidip bu oyunu izleyin. Hiç olmazsa sırf Aziz Sarvan’ı izlemek için bile gidilir. Toplumumuzda çok ihtiyaç hissedilen tolerans-hoşgörü gibi değerlerimizi lütfen önemseyelim. Ustaların karşısında eleştirisel ve politize yaklaşmadan emeğe özen gösterelim.Her görüşten her oyunu izleyelim lütfen. Yaşasın Tiyatro... “Sevgi-Saygı-Hoşgörü” felsefem sizinle olsun. “C’est La Vie !” yani “Hayat Bu !” Can Murat Yaşar Şengel cansengel@hotmail.com cansengel@gmail.com Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|