Günümüzde popüler kültürün yaratmış olduğu hastalık, bütün sanat dallarında olduğu gibi Tiyatroyu da büyük ölçüde vurdu. Bu işin eğitimini görenler ve bu işe gönül verenler, birer birer seyirci tarafından kaderlerine terk edildiler. Devlet Tiyatrolarının kapanma derecesine kadar gelip; son çırpınışlarını, bilet fiyatlarını komik rakamlara kadar çekerek gösterdiklerini asla unutmamak gereklidir.
Bu çırpınış, kendini kurtarmak için iyi bir yöntemdir fakat değişik yolarlıda denemek gereklidir. Bunun için çıkış yolunu bulmak yine sanatçının işidir. Bu sanatçı olmanın gerekliliklerindendir. Devlet Tiyatrosu sanatçıları bunu en iyi şekilde yerine getirmiştir. Kimi zaman komik rakamlar insanları cezp ederken, kimi değil çoğu zamanda insanların ellerini vicdanlarına yönelten sözler, bu acımasız savaşta Tiyatroya bir nebzede olsa taze kan vermeyi başarmıştır. İşte bu popüler kültürle yapılan mücadeleye en güzel örneklerden biriside, Konya Devlet Tiyatrosu Sanatçılarının “Seyirci Kalma! Seyirci Ol!” sloganı…
Konya Devlet Tiyatrosu’nun şu anda dolup taşmasının, hatta ve hatta biletlerinin günler öncesinden tükenmesinin tek sebebi bu yaratıcı slogandan başka bir şey değildir. Elbette ki bu bir avuç sanatçı ve sanatsever tarafından sevinilecek bir olaydır. İnsanların durup düşünmesini ve ellerini vicdanlarına koymalarını sağlamak gerçekten çok zordur. Konya Devlet Tiyatrosu bunu başarmıştır. Sahnede olduğu gibi alkışı şimdiden hak etmişlerdir. Çünkü popüler kültür karşısında tiyatronun aldığı büyük yarayı, insanların vicdanlarını çok iyi çözümleyerek sarmayı başarmak her babayiğidin harcı olmasa gerek.
Sanatta Vicdanı Harekete Geçirmek
Sanatta vicdanı harekete geçirmenin yolları nedir? Bunun için vicdan nedir onu çok iyi bilmek lazım. Bu anlamı çok iyi çözümlediği zaman sanat kendini popüler kültürün yarattığı hastalıktan muhakkak kurtaracaktır. Peki, nedir sanatta vicdan? Dünya Tiyatro Tarihi’nde bir mihenk taşı olan William Shakespeare’in yapıtlarından Katil III. Richard’ın yüzünü gösterip “Güçlüyü korkutmak için icat edilmiş” sözünün karşılığı mıdır vicdan? Yoksa Edebiyat’ın babası Victor Hugo’nun dediği gibi “içimizdeki tanrı mı?” Yoksa Aydın Boysan’ın dediği gibi, Tüm insanların dünyaya, kafa ve yüreklerinde bir iç mahkeme ile gelmesi midir? Sözlük anlamına göre bakarsak, insan vicdanının neresindedir sanat?
İşte burada sanatın devreye girmesi, vicdanı katılaşan çağımızı, biraz olsun yumuşatmaya çalışması gereklidir. Çünkü varlığını böyle sürdürebilir. Zaten sanatı sanat yapanda insan vicdanına seslenebilme yeteneğidir. Ancak ve ancak kapitalizmin oluşturduğu popüler kültüre karşı verilen mücadele böyle kazanılabilir.
Söylemek istediğim kısaca şudur: Sanatın pazara dönüştüğü ve alım satım değerine indirgendiği çağımızda; insanların vicdanına seslenebildiğin zaman varlığını sürdürebilirsin. Aynen Konya Devlet Tiyatrosu’nun yaptığı gibi…
Son Söz
Ben sanatsever olarak, bir sanat dalı olan tiyatronun bu mücadelede pes etmemesini ayakta alkışlıyorum. Darısı diğer sanat dallarımızın başına…
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...