Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir oyun sahneleneceği zaman, oyuncu alacak olan tiyatro bir seçme (audition) yapacağını duyurur. Bu seçmelerde istenen genelde tirat, şiir ve zaman zaman şarkıdır. Bu şekilde sahneye koyacakları oyunda ihtiyaçları olan roller için değişik tipte insanları görme ve değerlendirme şansına sahip olurlar.
Bu seçmelerin haberini alan, role aday genç arkadaşlarımız duyurulan başvuru telefonlarından kayıtlarını yaptırarak, istenilen tiratlara çalışmaya başlarlar. İçlerinde oyunculuğun verdiği bütün heyecanlarla, geleceğe dair umutlarıyla, bir gün gelip sahnede bütünüyle varolmaya duyulan özlemle hazırlanırlar. Tek istekleri içlerindeki kendini ifade etme duygusunu tatmin etmek, sahnede ben olabilmeyi başarabilmektir. Umut, heyecan, ateş ve enerji doludurlar. Kimbilir kaçıncı seçmeleridir bu tiyatro adına.
Gün gelir ve büyük buluşma gerçekleşir. Seçim yapacak tiyatronun o günkü seçmesine 170 kişi başvuruda bulunmuştur. Jüri sahne önündeki yerini alır. Onlar seçecek olmanın verdiği rahatlıkla, sahneleyecekleri oyunun detaylarını kendi aralarında konuşmaktadırlar. Sadece seçecekleri oyuncular değil, sahnelenecek oyunun maddi manevi bütün dertleri zihinlerini kurcalamaktadır.
Diğer yanda sahne arkasında kendine verilen sıra numarasının gelmesini bekleyen kızlı erkekli gençler, kah tiradlarını tekrarlar, kah şarkılarını söylerler. Bazılarıysa sahneye hazır olmak adına vücutlarını ısıtmaktadır. Kimiyse sadece etrafındakileri gözlemleyerek,diğerleri arasında kendi şansını hesaplamaya çalışır.
İşte tam o anda başlama startı verilmiştir. İlk numara okunduğu anda gençler heyecanla içerde neler konuşulduğunu anlamaya, sahne üstünde nasıl bir seçme yapıldığını anlamaya çalışırlar. Sahnedeki genç ise bambaşka duygular içindedir. Heyecandan eli ayağı titrese de bir yandan bunu gizlemeye çalışır jüriden, diğer yandan söylediklerini anlamaya ve uygulamaya çalışır.
“Delikanlı gelelim en önemli soruya, provalar ve oyun boyunca hiçbir ücret almadan buraya gelir misin? Bütün zamanını bize ayırır mısın?”
Ve işte jürinin gerçek niyetini anlarız. Evet bir oyun sahneye konulacaktır. Fakat asıl dert bu oyunu sahneye koyarken tek dert bedavadan oyuncu bulabilmektir. Bir umutla sahnede olmak için ter döken genç umutları, arzuları, hedefleri bir tiyatro patronunun para hırslarına yenik düşecektir. Üstelik bu kişi sahneden ve televizyondan tanıdığımız, belki de çocukluk aklımızla içimizden güven duyduğumuz bir simadır.
Sahnedeki genç birden afallar. Evet, o zaten para için yapmamaktadır bu mesleği. Her ne kadar para kazanmak da hedefleri arasında olsa, sıralamada birinci sırada yer alan sahnede olmaktır onun için.
Tam da bu noktada devreye tiyatro patronunun bu gençleri bedavaya kullanma hırsları devreye girer. Gencin bu duygularını sezer, yılların verdiği koku alma duygusuyla. Çünkü kendi de bu yollardan geçmiştir. İçinde bir parçası sahnedeki gencin yerinde görse de kendini, diğer köhneleşmiş, katılaşmış parçası bütün dünya ona kalacakmışçasına gencin duygularını kullanmaya karar verir.
Sahnedeki genç olan biteni tam anlamasa da kullanılmaya giden yolu fark eder. Ve bu tiyatro patronuna hayır demeyi becerir. Sonrası malumdur artık. Genç, dikkat eksikliği, sahne heyecanını saklayamaması, daha eksikleri olduğu sözleriyle tiyatrodan uğurlanır.
Bir sonraki genç sahneye geldiğinde her şey baştan başlayacaktır…….
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...