| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ailenizin Komedisi Rengin Uz Televizyon ekranında aile dizilerinden geçilmiyor. Komedisi bol olanı da var, içinde çokça hüzün barındırıp gözyaşı döküleni de. Tiyatrokare de bu sezon bir ailenin hikayesini anlatıyor. ‘Ailenizin Komedisi’ olarak lanse ettiği, ‘Bu Da Benim Ailem’, iddiası olmayan, rating kaygısı taşımayan kendi halinde, sıcak, sevimli bir oyun. Tiyatrokare, yeni sezonu geçen yıl bir ay kadar sahnelenen ‘Bu Da Benim Ailem’ adlı duygusal komedi ile açtı. Oyunu, Sandberg@Firner yazmış, Hale Kuntay dilimize çevirmiş. Nedim Saban da bizim topluma göre uyarlamış ve sahneye koymuş. Bu da Benim Ailem, Selim ve Süeda Soy çiftinin 32 yıllık evlilikten sonra geldikleri nokta üzerine kurulmuş. Hangi noktaya gelmişler? Patlama ve tükenme noktasına. Hastalık derecesinde titiz, kocasından başka herkesle ve her şeyle ilgilenen kadın, purosunu bile yıllardır banyoda içmek zorunda kalmış bezgin adam için artık birlikte yaşam tam bir kabus haline gelmiştir. Jinekolog oğluna uygun bir kısmet arayan Süeda Hanım’ın kendi evliliğinde tehlike çanları çalmaktadır. Meraklı çöpçatan komşu, orta yaşlı kocaya hayat aşılayıp gözünü açan şen dul ve onun gelin adayı güzel kızı çiftin dengesini iyice bozacaktır. Gorüldüğü üzere konu pek değişik değil, sorunlara aranan ve bulunan çözümlerde de bir yaratıcılık yok. Nedim Saban zaten ‘Bu da Benim Ailem’in büyük sözler söyleyen, güçlü bir tekst olmadığının farkında. Oyun sıcak olsun, rahat seyredilsin, güldürsün ve gülümsetsin istemiş. Karı koca rolünü iki usta sanatçı Suna Keskin ve Metin Serezli’ye emanet ederek tiyatro yöneticisi ve oyunun yönetmeni olarak işini sağlama almış. Serezli ve Keskin’i birlikte seyretmek keyifli. Bitip tükenmeyen bir enerjiye sahipler. Yıllar geçse de tiyatroya ne denli büyük bir saygı ve sevgiyle bağlı oldukları oyunlarına öylesine güzel yansıyor ki. Bu sıradan tekste hayat vermeyi, karı kocanın birbirine alabildiğine zıt olan karakter özelliklerinin komedisini başarıyla çıkartmayı başarıyorlar. Şehir Tiyatroları’ndan oyuna konuk olarak katılan Hülya Karakaş (komşu) ve Oya İnci (müstakbel kayınvalide) rollerine iyi oturmuşlar ve olgunluk dönemlerinin meyvelerini topluyorlar. Nedim Saban, gelin adayı Aybike rolünü manken ve dizi oyuncusu Sinemis Candemir’e vermiş. Neden vermiş ? 18 yıllık yönetici olarak vardır mutlaka bir bildiği! Medyanın tiyatroya olan ilgisi mankenler üzerinden çekiliyorsa vah vah! Nedim Saban böyle hafif komedilerde, duygusal oyunlarda sahne dışından popüler isimleri kadroya almayı seviyor. Hem renk kattıklarını hem de oyunun reklamına (özellikle magazin basını açısından) önemli katkıda bulunduklarını düşünüyor olmalı. Sinemis Candemir güzel bir genç kız, rolünü ezberlemiş, o kadar. Fazlasını beklemiyordum zaten. Ailenin oğlu Tuğrul rolündeki Soykan Soydaş, sanıyorum bir televizyon yıldız yarışmasında keşfedilmiş. Bir iki dizide rol almış ama tiyatro sahnesi dizi çekmeye benzemez, acemiliğini üstünden atamamış. Oyunun, kostümlerini yapan Esin Arıcan ve Levon Korndonciyan, Sinemis Candemir ve Oya İnci’yi neden bu kadar rüküş giydirmiş anlayamadım. Tasarımlarını beğenerek izlediğim Zuhal Soy da Soy ailesine, kendini fazla yormadan, kendi halinde bir salon dekoru yapmış. Lütfen biraz vefa Metin Serezli ve Suna Keskin’i seyrederken birden aklıma yine birbirine çok yakışan bir başka çift, defalarca aynı sahneyi paylaşan ve en son ‘Aşkın Yaşı Yoktur’ da izlediğim Hadi Çaman - Suna Keskin çifti geldi. Hadi de ne güzel oynardı bu duygusal komedileri. Burnumun direği sızladı. Galada Nedim Saban, sahneye çıkıp teşekkürlerini sıralarken, bu salonu kendilerine veren Gencay Gürün’e iki kez teşekkür etmeyi ihmal etmedi. Nasıl etmesin ki! Tiyatrokare bu sezon Profilo ile anlaşma yapmadı. Çünkü 1 Ekim’de bir başka salonda Hadi Çaman Tiyatrosu’nda perde açmayı planlıyordu. Önceleri medyaya bu şekilde duyuruldu, gazete ilanları bile bu doğrultuda verildi. Tiyatrokare yeni salonu Tiyatro Kedi ile paylaşacaktı. Ancak olmadı. Şimdilik gazetedeki oyun ilanları ‘Nişantaşı Rüştü Uzel Tiyatro Salonu / Pek Yakında’ diye çıkıyor. Ama o ‘Pek Yakında’ ne kadar yakında orası meçhul…Daha doğrusu Nedim Saban’ın anlattıkları ile Rüştü Uzel Meslek Lisesi Müdürü’nün anlattıkları birbirini tutmuyor. Nedim Saban, Hadi Çaman Tiyatrosu için büyük bir onarımı göze almıştı. Okul Müdürü Tülay Lodi’nin kendilerine verdiği tahsis kağıdı da elindeydi. Ancak olay bürokrasiye takıldı. Şu aralar salonun Milli Eğitim’e mi yoksa Milli Emlak’a mı ait olduğu belirlenemediği için salona çivi bile çakamıyorlar. Bilgi almak için telefonla aradığım Rüştü Uzel Meslek Lisesi Müdürü Tülay Lodi ise ‘Burası bizim okulumuzun, benim çocuklarımın salonu. Evet salonu istediler ama vermedik. Zaten bu yetki benim de değil. Milli Eğitim’in’ şeklinde bir açıklama yapıp beni iyice şaşırttı. Hadi Çaman’ın 18 yıl boyunca sahip çıktığı onarıp gözü gibi baktığı oyunlarıyla yaşattığı salonun kapısındaki ‘Hadi Çaman Tiyatrosu’ tabelasını indirip yerine neden ‘Rüştü Uzel Meslek Lisesi Tiyatro Salonu’ yazdınız diye sorduğumda ise ‘Devletten destek gelip salonu onardığımızda tabii biz de istiyoruz Hadi Çaman’ın adını salona vermeyi’ şeklinde bir yanıt aldım! Oysa Nedim Saban, Müdire Hanım’ın tiyatroya Hadi Çaman’ın adını vermeye kesinlikle karşı olduğunu söylemişti bana. Herhalde sağduyulu davranıp fikir değiştirmiş olmalı! Sayın Tülay Lodi, size inanmak istiyorum. Siz de biliyorsunuz ki Hadi Çaman okunuzun salonunu adam etti, yıllarca yaşattı. Orası benim mahallemin tiyatrosu, Hadi benim dostumdu, olayları yakından izliyorum, bilginiz olsun. O tiyatroda kim perde açarsa açsın, yeter ki kimse bu vefasızlığı göstermesin ve 2009-2010 tiyatro sezonunda Hadi Çaman’ın tiyatrosunun kapısına ‘Hadi Çaman Sahnesi’ yazılsın. Tiyatrokare engelleri aşıp da oraya girmeyi başarırsa, Nedim Saban’ın tiyatronun fuayesine yapacağı ‘Hadi Çaman Köşesi’ ni ihmal etmeyeceğini biliyorum. Su anda Nişantaşı’nın göbeğindeki tiyatro kapkaranlık. Belli ki ortadaki sorun hala çözülmedi. Gönül isterdi ki, Hadi Çaman Yeditepe Oyuncuları Limited Şirketini alan Altınbaş Kuyumculuk söz verdiği gibi tiyatroyu devam ettirsin. Ama olmuyorsa o zaman bu salonsuzlukta bu harika mekanın kıymetini bilecek meslektaşları perde açsın. Tiyatroyu karartmayın, adını yok edip Hadi Çaman’ı ikinci kez öldürmeyin. Bir de Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün sözü vardı, Hadi Çaman’ın cenaze töreninde ‘Burası Hadi Çaman Sahnesi olarak yaşayacak’ demişti üstüne basa basa. Hatırlatmak istedim. Oyuna dönersek, Bu da Benim Ailem’e büyük beklentilerle gitmezseniz memnun ayrılırsınız. Harikalar yaratan, tiyatronun muhteşem emekçileri Metin Serezli ve Suna Keskin’i doyasıya alkışlarsınız. Ancak Nedim Saban Tiyatrokare’nin 18. kuruluş yılı için asıl bombayı yeni yıla saklıyor. Zülfü Livaneli’nin ‘Leyla’nın Evi’ romanından uyarlanan oyunu sahneleyecek. Sezonun bu çok ses getirecek projesinin dünya prömiyeri Hadi Çaman Sahnesi’nde gerçekleşirse, vefa duygusunu bildiğim Nedim Saban’ın en anlamlı teşekkürü sevgili Hadi Çaman’a gider. Benim içten teşekkürlerim de Nedim Saban’a… Rengin Uz Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|