“Hepiniz milletvekili olabilirsiniz...Bakan olabilirsiniz...Hatta cumhurbaşkanı olabilrsiniz...Fakat sanatçı olamazsınız.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Bundan 75 yıl kadar önce bile sanata ve sanatçıya daha fazla değer verildiğinin kanıtıdır Sevgili Ata’mızın bu sözleri…
Ne büyük ayıp aslında ama; şimdilerde, -utana sıkıla bile olsa itiraf etmek zorundayım- ben bile bazen televizyonda görmediğim birçok tiyatro sanatçısını tanımayabiliyorum.
Bu tavrımızla onları bir yandan televizyona itiyor, diğer yandan da neden herkes kendi işini yapmıyor diye eleştiriyoruz.
Özellikle ülkemizde, tiyatroya yıllarını vermiş ama televizyonda herhangi bir dizi-reklam ya da filmde oynayana kadar adı bile anılmamış o kadar çok sanatçı var ki…
Biz nerede yanlış yapıyoruz? Hele de tiyatronun her sene, bir önceki seneye nazaran biraz daha saygı ve ilgi görmesine, artık gündeme yavaş ama emin adımlarla oturmasına rağmen hatayı nerede yapıyoruz?
Jude Law ile ilgili yeni bir makale daha okudum geçen gün…
“Jude Law Londra Wyndham's Tiyatrosunda Hamlet'i oynuyor. Eylül'den itibaren ise New York Broadhurst Tiyatrosunda Hamlet rolüyle performansını sergilemeye devam edecek.”
Diye başlayan makalede yine uzunca bir zamandır konuşulan “Hamlet” teki mükemmel performansı, her yerde her koşulda prova yapması ve saygıdeğer mütevaziliğinden bahsediliyordu.
Ödüllü, başarılı ve azimli bir aktör Jude Law..
Ama bu tarz haberleri okuyunca kıskanıyorum, özeniyorum, biraz da sinir oluyorum desem yeridir. Neden elalem sinemadan tiyatroya geçiş yaparken, bizim sanatçılarımızı tiyatrodan televizyona yönelmek zorunda bırakıyoruz diye de bayağı hayıflanıyorum.
Bu, sinema ya da televizyonda iyi ve kaliteli projeler olmadığından değil; aksine o alanda da ciddi anlamda gelişmeler kaydeden, parlak dönemlerimizdeyiz, bence…
Ama benim sitemim başka…
Tiyatro aşkı ile yanıp tutuşan genç beyinler, kimi zaman şöhretin o şaşalı ve yanıltıcı pırıltısına kapılıp kaybolabiliyorlar.
Ya da yıllarını bu sanatı icra etmeye adamış; belki adını bile daha önce duymadığınız büyük bir üstadı, ertesi gece yarısı bir şov programında başköşede oturmuş, magazin yorumu yaparken bulabiliyorsunuz.
Üzücü olan bunlar ve bunlara bizim sebep olmamız… İlgisizliğimiz ve hak ettikleri değeri vermeyişimiz, birçok sanatçıyı küçük bir 3. sayfa haberi ve bir avuç insanla tek başına ölüme göndermeye sebep oluyor. Biz bu kadar gaddar mıyız?
Bir düşünün; Ülkemizde gerçekten ikinci bir işi olmayan kaç tane tiyatro sanatçısı vardır acaba ?!?
Aslında hepsi bu aşkla ilk adımı attıklarında bilincinde her şeyin.. Keza Sayın Haldun DORMEN’in de bir yazısında dediği gibi; hiçbiri normal insanlar değil, hepsi biraz çılgın..
Hadi biz de bir çılgınlık yapalım.. Bu çılgın ve saygıdeğer insanlar ve onlara verdiğimiz değerin ispatı için, artık daha çok oyun izleyelim. Ne dersiniz? Var mısınız?
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...