| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Haluk Bilginer'ce Broadway Müzikali: 7 Cüneyt İngiz İnsan; dünyanın başrol oyuncusu, dünya okulunun öğrencisi, bir doğum kapısıyla okula başlayan, her sınıfta öğrenmeye devam eden, kendini değiştiren, geliştiren, fark eden, fark edilen, fark ettiren, zaman oyununun oyuncağı olan. Yaşadığı her an dünyayı ve çevresini anlamaya çalışan insanoğlu, zamanla dünyaya niye geldiğini unutarak, dünya nimetlerine ve bütün hayvani içgüdülerine kapılıp, yiyen, içen, uyuyan bir varlık haline gelir. Zaman denen girdabın hızını hissetmeden, sonsuza kadar dünya nimetleriyle kalacağını zanneden insan. Oyun Atölyesi’nin bu sezon seyircilerine yepyeni tatlar sunacağı Shakespeare müzikali “7”, tam da insanın bu yedi evresini anlatmayı hedef seçmiş kendisine. İnsanoğlunu en iyi anlayan, tanımlayan ve yorumlayan Shakespeare oyunlarının merkezinde, Shakespeare sözleriyle seyirciyi avucunun içine alıyor. Shakespeare sahnede dört soytarısı eşliğinde, sadece müzikle bir ahenk yaratıyor. Yarattığı müzikal ahenk, Shakespeare’in sözleriyle birleşince, çok sesli bir senfoni haline geliyor. Kâh Hamlet’in sözlerini duyuyoruz bir şarkı eşliğinde, kah Shakespeare’in sonelerini dinliyoruz usulca. Her adımında, her bir aşamasında keyifli bir Broadway müzikali sunuyor bizlere. Shakespeare soytarıları kah Antik Yunan korolarını gösteriyor bize, kah çok sesli bir soytarı grubu oluyorlar. Derken insanoğlunu yaptıklarından dolayı eleştirip doğru yolu bulması için dürtükleyen dünyadışı melekler oluyorlar. Alabildiğine sade bir dekorlar, alabildiğine sade ve çıplak anlatımıyla insanı işliyor Shakespeare müzikali. Benim diyen birçok müzikalden daha müzikal. Canlı performanslarla sahnelenen 2.5 saatlik oyunun 5 oyuncusu da perde arası hariç sahneden hiç inmiyorlar. Haluk Bilginer’in yıllardır beraber çalıştığı, artık ilişkileri sonsuz dostluğa geçen Kemal Aydoğan ile sahnelediği bu oyunda tadına doyulmaz bir görsel ve işitsel şölen yaşıyoruz. Oyun Atölyesi’nin klasikleşmiş oyunları, kendine özgü, günümüze taşıdığı, güncelleştirmek yerine bizdenleştirdiği müzikali “7”, tam anlamıyla bir Broadway Müzikali ortaya çıkarıyor. Haluk Bilginer’in sahneye çıktığı andan itibaren, yılların verdiği tecrübe ve birikimle kendinden emin duruşu, insanın her bir evresinde bedenini ve duruşunu bütünüyle bizlere hissettirdiği, çok oyunculu tek kişilik bir yorum çıkartıyor. Sanki sahnede her adımda, her aşamada, adeta başka bir oyuncu çıkıyor karşımıza. Bunu yaparken keyifle kâh şarkı söylüyor, kah dans ediyor, kah bir bebek gibi ağlıyor. Ama en önemlisi hissettiriyor. Shakespeare’in Hamlet’inin tiradında anlattığı gibi “lütfen verdiğim parçayı usulüne uygun oynayınız” sözleriyle tiyatro oyuncularına ve sanatçı olmayı beceremeyenlere ders veriyor. Shakespeare soytarılarının da hakkını yemeyelim. Oyunun bütünü içinde en çok koşturan, dans eden, şarkı söyleyen, dekoru ve ortamı hazırlayan, deyim yerindeyse düz duvara tırmanan Evrim Alasya, Selen Öztürk, Zeynep Alkaya ve Tuğçe Karaoğlan’ın performansları ayakta alkışlanacak nitelikte. Her biri oyunun ana karakterine gereken ilgiyi layıkıyla ve hakkıyla gösteriyorlar. Abartısız, dozunda ve tam tadında, uyum içinde bir soytarı portresini başarıyla çiziyorlar. Oyunun en önemli olgusunu oluşturan, ritmi tutan ve koruyan müzisyenleri de söylemeden geçmek olmaz. Oyunun ritmine en önemli hizmeti veren müzisyenler, her bir notayı oyuncuların ağzından çıkan sözlerle bezeyip seyirciye sunuyorlar. Ayakta alkışlanacak peformanslarını oyunun sonunda bolca alkışla sonuçlandırıyorlar. Başlarında Tolga Çebi’yle müzik ziyafeti veriyorlar. Bunun dışında sahne arkasında çalışan ışıkta Oyun Atölyesi’nin vazgeçilmezi İrfan Varlı, Sahne tasarımında Bengi Günay ve adını yazamadığım, tasarımcı, asistan, teknik ekip canla başla çok başarılı bir iş çıkartıyorlar. Naçizane bir küçük notum oyunun finaline olacak. Oyunun başında kreçendoyla oldukça yüksekten başlayan sonrasında finalde gittikçe düşen bir tempoya dönüşüyor. Buraya kadar sorun olmasa da, finalin biraz fazla uzaması ikinci çocukluk olan ihtiyarlığın fazlaca işlenmesi oyunun mükemmel portresini sanki biraz fazla yavaşlatıyor. Finalinde küçük bir ayarla yapılacak kısaltma seyircinin de tadında sonlandıracağı bir duygu seli yaşayabilir. Oyunun bütününe baktığımızda sade bir dekor içinde sade bir anlatımla başarılı bir müzikal görüyoruz. Kendimizden, bizi anlatan “7” müzikali, her sezon kapalı gişe oynayan Oyun Atölyesi’nin gişesini uzun bir süre daha kapalı tutacak gibi görünüyor. Tiyatro sezonunun henüz açıldığı bu ayda bol müzik, bol kahkaha, bol hüzünle dolu güzel bir oyun siz seyircilerimizi bekliyor. E hadi daha ne bekliyorsunuz….. İYİ SEYİRLER….. Cüneyt İngiz Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|