| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Devr-i İstanbul Cüneyt İngiz Kimleri görmedi, kimlerle yaşamadı ki bu İstanbul. Üzerinde kimler koşturmadı, uğruna kimler birbirinin canına kıymadı ki. Fatih Sultan Mehmet’in eşsiz şehri ele geçirmesiyle bir devir kapandı, yeni bir çağ başladı. Uğruna ölenlerin, onu yenmeye gelenlerin şehri İstanbul, hiçbir şeyden haberi olmadan dimdik ayakta durdu, durmaya da devam ediyor. Ne darbeler, ne idamlar, ne de savaşlar pes ettirdi onu. Ne depremlerde yıkıldı, ne de felaketler vazgeçirebildi onu İstanbul olmaktan. Şehir Tiyatroları’nda sezonun kapanmasının ardından sahneye taşınan, oyunun yazarı ve yönetmeni olan Can Doğan’ın uzun yıllar üzerinde çalıştığı, yıllara dayanan görsel ve işitsel arşivlerini ve hayalini sahneye taşıdığı “Devr-i İstanbul” gösterisinin Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesini salladığını söyleyebiliriz. Büyük emek ve mücadele ile sahneye taşınan “Devr-i İstanbul” gösterisi, Şehir Tiyatroları kostüm depolarından sadece binde biri sahneye taşındığı halde 400 değişik kostümün sergilendiği bir defile, döneminin en önemli olaylarının dev ekranda o dönemleri bilenlerin şöyle bir zihinlerinde canlandırılması, yeni nesillere ise bilgilerin dans ve şarkılarla aktarılması şeklinde tasarlanmış. “Devr-i İstanbul” 3 ana tema üzerine kurulmuş. Dünyanın oluşumundan günümüze kadar politik ve tarihi olayların gözler önüne serilerek, günümüze nasıl gelindiğinin hatırlatılması sağlanmış. Bir yandan döneme ait kostümler sergilenirken, bir yandan da danslar ve müziklerle o dönemin tercihleri anlatılıyor. Bir diğer tema Darülbedayi yani İstanbul Şehir Tiyatroları’nın kurulması, günümüze kadar gelen tiyatro anlayışı, ustaların sahneye taşınan oyunları, kostümler ve müziklerle görsel bir şölen halinde işleniyor. Bir şehrin tiyatrosunun o şehri ve insanlarını nasıl da derinden etkilediği, sorunları nasıl da en derinden bulup çıkardığı, Darülbedayi’nin şehrin ayrılmaz bir parçası olduğu gözler önüne seriliyor. Son ve en önemli tema ise yaşayanların duygularına tercüman olan, güzeller güzeli, yaşamaya ve anlatmaya doyulamayan İstanbul’un ele alındığı noktalar. İstanbul’un, tarihin her bir anında ne badireler atlattığını, siyasi, toplumsal ve ülke olarak hangi aşamalardan geçtiğini görüyoruz. Gösterinin her bir şarkısı, o dönemlerde olayları yaşarken, kulaklarımızda çınlayan, ruhumuza işleyen anıları su yüzüne çıkartıyor. Dev ekranda anılarımızın bir film gibi akışını görüyoruz. Özellikle 80’lerden bu yana yaşananlar, çekilen sıkıntılar, müziğin o evrensel gücüyle kulaklarımıza ve ruhumuza akıyor. Her ne kadar gösterinin yazarı ve yönetmeni olan Can Doğan’ın hayalini sahneye taşımış olduğunu düşünsek de, gösteride görev alan ve can katan bütün oyuncuların da Can Doğan’ın bu hayaline sonuna kadar inanarak, beraberce bir imece yoluyla sahneye taşımaları ayrıca gurur verici. Belki de uzun zamandır bireyselleştirilmeye çalışılan toplumumuzun bireylerine örnek olacak bir dostluk ve dayanışma gösterisi sunuyorlar. Tek tek isimleri saymadan tam bir ekip işi çıkarmış olan sahne önü sahne arkası bütün oyuncuların, gösteriden sonra yorgun ama gülen yüzlerle selama çıkmalarından anlıyoruz ne kadar keyif aldıklarını. Özellikle yetmişler, seksenler ve doksanları yaşayanların, kah şarkılarla, kah ekranda beliren haber ve gazete başlıklarıyla nostalji yapmalarını sağlayan “Devr-i İstanbul” gösterisi, görsel ve işitsel bütün ögeleri başarıyla kullanarak, seyirciyi içine çekiyor. Seyircinin bir dakika bile sıkılmasına fırsat vermeden, sürekli canlı ve akıcı bir üslupla devam eden gösterinin finali ise bir başka güzel tamamlanıyor. Gösterinin bir başka önemli noktası ise, fırsat verildiği takdirde gençlerin neler yapabileceğini anlatıyor olması. Sahnede dans eden, şarkı söyleyen pırıl pırıl gençlerin enerjisi seyirciye akarken, Can Doğan gibi bir yönetmenin elinde Broadway’i aratmayacak denli keyifli müzikal gösterilerin seyircilere sunulabileceğinin işareti oluyor. Bizim ülkemizde neden yapılmıyor diyenlerin bir an önce gitmesi ve seyretmesini dileriz. “Devr-i İstanbul” gösterisinin Şehir Tiyatroları Açıkhava Gösterileri’nde ve yeni sezonda sahne alması, bütün İstanbul halkının da bu gösteriyi seyrederek keyiflenmesini dileyerek, gösteriye emeği geçen bütün herkesin önünde saygıyla eğiliyoruz. Cüneyt İngiz Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet cumhur baysan - ( 7/9/2010 ) Hakikaten çok değişik bir eserdi, verilen emeklere ayakta alkışlar. ancak 6 ekim İstanbul un kurtuluşu neden yoktu anlıyamadım. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|