| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bölge Hastanesi – Tiyatro Adam İsmail Can Törtop Favori tiyatro grubumu açıklıyorum: Tiyatro Adam Oyunlarını ilgiyle takip ettiğim bu ekip her sezon üzerine biraz daha koyarak yoluna devam ediyor. Albay Kuş oyunu ile tanıdığım ekip ardından Generaller, Savaş ve Barbekü sahneledi. Bu sezon da Bölge Hastanesi ile karşımızdalar. Grubun en beğendiğim özelliği tiyatroya olan aşklarının sahneden seyirciye geçmesi. Öyle inanarak, isteyerek oynuyorlar ki bu grubun her oyununu izlediğimde oyundan aldığım keyif kadar tiyatromuz için de mutlu oluyorum. Çünkü Tiyatro Adam seyirciyi yalnızca teatral nüanslarla etkilemek istiyor ve tiyatro gibi tiyatro yapıyor. Ne televizyon-dizi dünyasının ucuzlukları, ne kısa filmler ile aklını dolduranların fotoğraf merakı ne de sinemanın kamera hilelerine özenmek var onlarda. Herşeyi sahne büyüsünü kullanarak yapıyorlar, isteyince ve düşününce sahnede herşeyin mümkün olduğunu gösteriyorlar. Ekibin yeni oyununu prömiyer gecesinde izledim. Burada bir parantez daha açarak ekipte beğendiğim bir noktayı göstermek istiyorum. Genelde prömiyer geceleri sıkıntılı geçer. Unutulan replikler, hatalar, dramaturjik yanlışlıklar, role giremeyen oyuncular, heyecanlı oyuncular görürüz sahnelerde ve nedense camiada da bu konu kabul görür. “Prömiyer’de olur öyle” derler, “zamanla oturur”. Hayır efendim, oyunun oturması gereken zaman prova zamanıdır, oynandıkça ancak geliştirilebilir. Tiyatroda yaygın olan bu kanının aksine Tiyatro Adam ilk günde de sanki uzun bir süredir bu oyunu oynuyormuş gibi sağlam ve kendinden emin bir şekilde sahnedeydi. Ekibin üç oyununu ya prömiyerde ya da ilk üç oyundan birinde izledim ve durum hep böyleydi. Oyunu beğenirsiniz beğenmezsiniz, orasını ben bilemem ama tiyatro disiplini nedir derseniz işte budur! Bölge Hastanesi, Bulgar yazar Hristo Boytchev’in popüler oyunlarından bir tanesi. Yazar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ilgi görüyor ve oyunları beğeniliyor. Bölge Hastanesi, bir hastane odasında geçen bir kara komedi ve fonda ara ara geçen NATO uçakları ile savaşın devam ettiğini hissediyoruz. Bir uçak kazasında hafızasını tamamen kaybeden ve aslen bir çiftçi olan Kotuzov hiçbirşey hatırlamamaktadır, adını bile. Zamanla diğer hastalar onun aslında iyi gelirli ve çok varlıklı bir subay olduğunu düşünmeye başlarlar ve Kotuzov da bu yalana inanır. Hem de öyle inanır ki bir gün gerçek karısı onun yerini bulup çıkageldiğinde yalan söylediğini haykırarak karısını kovar. Kotuzov’un inandığı bu yalan hastaneden yazılan bir mektupla Amerika’ya kadar uzanır... Oyun boyunca; aslında sağlıklı olduğu halde bu odadaki düzenden ayrılmak istemeyen dede, herşeyi hatırlayan Fero, konuşmama yemini etmiş Külkedisi, herşeyi not eden William, kendisine sürekli yanlış ameliyatlar yapılan Bratoy gibi karakterlerle seyirci, inandığı ve bağlandığı yalanları düşünmeye sevkediliyor. Fatih Koyunoğlu ve Deniz Özmen’in yönettiği oyunda bir rejisöre ait çok güzel imzalar dikkat çekiyor. Öncelikle tek mekanda geçen oyun bir an bile düşmüyor ve seyircinin dikkati hep yukarıda kalıyor. Tiyatro perdesi yerine hastane perdesi kullanmak güzel bir fikir. Ayrıca ameliyathane tasarımı son derece akıllıca. Hem işlevsel, hem eğlenceli hem de çok akıllı. Ayrıca oyunun başındaki Külkedisi mizanseni büyüleyici. Ellerine sağlık. Diğer taraftan oyunun finalini çok hızlı bulduğumu söylemeliyim. Bıçak gibi kesiliyor ve birdenbire bitiyor. Oyunun tekstinde böyle olduğunu biliyorum. Bu sebeple bu eleştirim oyunun yazarına yönelik. Oyunun sonunda her karakter için bir son hazırlamak yerine hikaye kurgusu içinde hayatın bir şekilde devam ettiğine işaret eden bir final olabilirdi diye düşünüyorum. Kotuzov rolünde Fatih Koyunoğlu’nu izliyoruz. Enerjisi yüksek, rolünü iyi özümseyen bir oyuncu. Kotuzov karakteri çok farklı duyguları içerdiği için zor bir rol. Fatih Bey bu rolün altından başarıyla kalkmış. Sadece oyunun sonlarında bir albay olduğuna inandığındaki vücut formu geçtiğimiz yıl sahnelenen oyunlarındaki General rolünü bazı yerlerde andırıyor. Buna dikkat etmek lazım. Deniz Özmen, Dede rolünde çok başarılı. Rolün içine girmiş. Oyunun temposu ve eğlencesi açısından çok önemli bir görev üstleniyor. Külkedisi rolünde Ayça Koyunoğlu’na gülümsemeden bakmak mümkün değil. Oyunun sonuna kadar hiç konuşmadan ne kadar çok şey anlatıyor. Oyunun herşeyi not alan karakteri William’da Aşkın Şenol başarılı. Berk Yaygın, talihsiz köylü Bratoy’da iyi bir performans ortaya koyuyor. Herşeyi hatırlayan ve kafayı İsviçre’ye takmış olan Fero rolünde Barış Yıldız’ın konsantrasyonunu bir an bile kaybetmemesi hayranlık uyandırıcı. Ayrıca Şebnem Bilgeer ve Çetin Kaya da rollerinin hakkını veriyorlar. Bu ekipteki oyuncuların ortak noktası kimsenin bir adım öne geçmeye çalışmadan rolü için elinden geleni ortaya koymak. Bu ekip ruhuna da ayrıca şapka çıkarmak gerek. Oyunun müzikleri Tevfik Kulak tarafından yapılmış. Müzik, oyunun dokusunda içiçe olan hüznü ve eğlenceyi aynı anda yansıtabiliyor. Sahne geçişlerinde iki kez izlediğimiz canlı performanslarda ise ekip yeteneğini gösteriyor. Ayrıca kim tarafından hazırladığını bulamadığım dekor oyunu destekler nitelikte. Tiyatro Adam, Bölge Hastanesi oyunu ile tiyatrodan keyif alanları tatmin ediyor. Ayrıca sadece konservatuar öğrencileri de değil tiyatro ekiplerine de sahne disiplini ve tiyatro heyecanı adına örnek olabilecek türden bir oyun Bölge Hastanesi. Tavsiye ediyorum... İsmail Can Törtop http://twitter.com/cantortop --------------- NOT: Tiyatro oyunlarının prömiyerlerinde ve/ya galarında ekibi ve destek verenleri tanıtmak gibi bir adet vardır. Seyircinin alkışı sahne arkasında olan ekiple de bu şekilde paylaşılır. Bu sezon izlediğim iki oyunun sonundaki konuşmalar bu anlamda başarısızdı: Keşanlı Ali Destanı’nda ekip üyelerinin soyadını hatırlamayan ve hatta oyunun yazarı Usta Haldun Taner’in adını bile anmayan Yavuz Bingöl ve Kerem Alışık beni çok şaşırtmıştı. Bu oyunda ise Aşkın Şenol seyircinin kişileri tek tek alkışlamasını önlemek ve konuşmanın sonunda toplu bir alkışla bu görevini geçiştirmek istedi. Ancak ne seyirciler ne de ekip arkadaşları kendisine uymayınca ortaya amatör bir manzara çıktı. Ya bu konuşmaları hiç yapmayalım ya da bu emek sahiplerine haklarını layıkıyla verelim. --------------------- Bölge Hastanesi Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|