| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İnsan kime hizmet ettiğini düşünmeli... ZENGİN MUTFAĞI Yurdagül Yurtseven Çok yazılan, konuşulan Zengin Mutfağı oyununu Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde seyrettim geçtiğiz Cumartesi günü... O kadar kalabalıktı ki içimden "hani tiyatro ölmüştü" deyip gülümsedim. Seyircilerin yaş ortalaması 20-60' dı ve çoğu kadındı. Eski bir pehlivan olan Lütfü usta 20 yıldır bir köşkte aşçı olarak çalışır, hiç evlenmemiştir bu yüzden yanında çalışan hizmetçiyi kızı gibi sever. Lütfü, patronu fabrikatör Kerim beye bağlı biridir. Fakat bir gün 20 yıldır çalıştığı bu köşkten ayrılma kararı alır. Neden mi? "İnsan yaşlanınca kafası albüme dönermiş." Haziran 1970... O dönem yaklaşık yüz bin işçi ayaklanır, iş bırakma kararı alırlar, olaylar çıkar ve İstanbul-Gebze arasında sıkıyönetim ilan edilir. Hizmetçi kızın nişanlısı Selim üniversite öğrencisidir. Ancak parasızlıktan bir türlü evlenemezler. İş bulmanın, okumanın, çalışmanın, evlenmenin daha doğrusu insanca yaşamanın çok daha zor olduğu, baskınların yapıldığı yıllardır. "Yakın tarihimizin en büyük işçi eylemlerinden biri 15-16 Haziran 1970 tarihinde 274 Sayılı Kanun'un bazı maddelerinin değiştirilmesi üzerine yaşandı. Kanun sendika seçme özgürlüğünü kısıtlıyor ve buna bağlı olarak da DİSK'in kapatılmasını öngörüyordu. 15-16 Haziran 1970'de yüz bin işçi İstanbul, Kocaeli, Gebze ve İzmit'te yasaya karşı direnişe geçti. Üretimin durduğu, yürüyüşlerin yapıldığı iki gün boyunca olaylar yaşandı, ulaşım aksadı. 16 Haziran 1970'de Kocaeli ve İstanbul'da sıkıyönetim ilan edildi. Sendika yöneticileri ve işçi temsilcileri yargılanmaya başladı. İlgili kanun maddesi açılan davalar sonucunda 1972 yılında değiştirildi." "Biraz sabır... Bir ömür beklesin bizi hayat... Dünya dönmeye başlar tekrar..." Patron Kerim beyin Almanyadan getirtiği kurt köpeğinin dilenci bir kadını öldürüp ardından çarşaf satan çingene kadını öldürmesi aşçı Lütfü ustayı kızdırır. Ve zaman zaman kurt köpeğini patronuyla özdeşleştirir. "Benim bildiğim köpek yemeğin artıklarıyla beslenir. Bu köğeği zehirliycem. Ben kime hizmet ediyorum. Kerim beye mi köpeğine mi? " diyerek elindeki kepçeyi havaya kaldırarak isyan eder. Ve köpeği zehirler. Ve köpeği çingelerin öldürdüğünü söyler. Hizmetçinin nişanlısı Selim, solcu işçi olan Ali Kara'yı para karşılığında polise ihbar eder, yapılan baskında Ali öldürülür içlerinden biri kaçar. Sol gruptan bazı kişilerde Selim'i döverler. O halde köşke gelen Selim durumu anlatır ve köşkte kalmasının güvenli olduğunu söyler. Solcu birini ihbar ettiği için bu durum Kerim beyin hoşuna gider ve onu kampa gönderir, adamı olarak kullanır. Fiziksel olarak değişime uğrayan Selim gerek nişanlısına gerekse köşkün diğer çalışanlarına karşı da psikolojik olarak değişmiştir. Öfkeli, cesaretli, para için solcuları öldüren biri olmuştur artık... "Ne gör, ne işit ne de söyle.. Seni soranlara ben insanım de..." "Ne gör, ne işit ne de söyle.. Seni soranlara üç maymun var çarpık zihninde..." Selim köpeği köşkün içinde birinin öldürüğünü anlar. Nişanlısının abisi sendikaya bağlı solcu bir işçidir. Bu yüzden nişanlasından şüphelenir ve nişanlısına planlanan baskınla işkence yapacaktır. Bunu anlalayan hizmetçi kız yüzüğü bırakır ve köşkü terk eder. Bir fabrikada işçi olarak çalışır ve eski nişanlısı Selim'e karşı mücadele etmeye başlar. "Böyle olsun istermiydi insan, anne karnında masum seneler önce..." Dönemin sağ-sol olayları kimi vatanseverliği kullananlara rant, kar zenginliğine zenginlik katarken, nice yoksul genç çocuklar silahlandırılmış kullanılmış, kardeş kardeşe, sevgili sevgiliye karşı birbirine düşmüş... "Memleketin böyle vatansever çocuklara ihtiyacı var. Asılacaksan İngiliz ipiyle asılacaksın Ben komünist değilim ki.. Onlar dışarıdan para alıyorlar o yüzen yoksul numarası yapıyorlar. Kızlarla birlikte kalıyorlar. Kerim bey doğru söylüyor onlar bu vatanı sattıktan sonra..." Oyunda epik mizah var.. düşündüren, güldüren mükemmel bir yapıt. Son derece gerçekçi öyleki mutfakta pişen bifteğin kokusu burnumuza kadar geldi. - Selim "Komünistlerin sınıfı millet değil, sınıftır. Hep Rusların oyunu bu.." - Nişanlısı "Rusların devleti yok mu?" - Selim "Bizden olmayan cezasını çekecek... Her şeyin bir ölçüsü vardır." "Bu ölçüye faşizm derler" Aşçı Lütfü rolüyle Murat Garibabaoğlu diyalog ve jest mimik performansıyla oyunun bir numarasıydı... Ve Ali Mert Yavuzcan aynı şekilde çok iyiydi. "Bu çark durur döner demessen..üstüne üstüne gelir dişliler..." Oyunun ruhuna uygun müziğiyle Çiğdem Erken mükemmel uyarlamış melodileri... Ve oyunun yazarı değerli duayen Vasıf Öngören'in kızı ve ayrıca oyunu yöneten Aslı Öngören'nin yazdığı şarkı sözleri çok etkileyiciydi. Ki yukarıdaki satır aralarında bu sözlere yer verdim. Her oyunu beğenmem ve ayakta alkışlamam... Beğendiğim alkışladığım oyunlar arasında yerini aldı, Zengin Mutfağı. "İnsan kime hizmet ettiğini düşünmeli..." Birinin-birilerinin adamı değil kendi vicdanının ve düşüncelerinin adamı olmalı insan.. Ki haklıyı-haksızı, doğruyu-yanlışı işte o zaman anlayabilir, ayırtedebilir insan.. Gerçeği ben'le değil, biz'le bulabilirsin. Oyun bana bu cümleyi yazdırdı. Emeği geçen herkese... Alkışlarımla, Yurdagül Yurtseven (suare@hotmail.com) https://twitter.com/yguly Yazarın Tüm Yazıları Oyun tanıtım sayfası: Zengin Mutfağı Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|