Eleştiri yazmak oldukça moda oldu. Herkes her konuda düşüncesini tabii ki dile getirir getirmelidir de. Ama özellikle bunu meslek olarak yapanlar ve eleştiri yazmayı sevenler dikkat etmelidir. Çünkü ortada çok ciddi bir emek vardır. Bir tiyatro oyunu veya farklı dalda bir sanat eserinin eleştirisini yazma noktası çok önemsenmelidir. Siz bir emeği değerlendirip bir bakıma paha biçiyorsunuz ki alıcıları gidip-gitmeme, alıp-almama…… konusunda yargıya varsın. Bir bakıma da sanatını icra eden ‘’ Sanat Adamına’’ değer biçiyorsunuz.
Eleştiri, Yunanca ve Arapça karşılığı olan hükmetme, değer biçmeden gelmektedir. (critic-nakd) Kelimelerin kökenleri üzerinde durup çok fazla detaylandırmak istemiyorum. Geldiği yeri bilelim ki gittiği yerde nasıl duruyor daha iyi anlayalım.
Günümüz dünyasında çok yaygın bir şekilde eleştiri yazıları yayınlanmaktadır. Bunlardan birçoğu gerçekten önemsenecek şekilde değerli bilgiler içermektedir. Bu yazıların temel özelliği, gerçekten bilgi, hâkimiyet kokmasıdır. Yazan kişinin donanımı, meseleye yaklaşımı, seçtiği cümlelerdeki titizliği bize buna göstermektedir. O eleştirilerden biz şunu anlarız: Hımmm bu detayı görememişim, vay be tekrar bir bakayım, hiç öyle düşünememiştim, demek öyleymiş, anlatılmak istenenin bu olduğu noktasında çelişkilerim oluştu, şifrelenmiş neler neler varmış….
Fakat ben durumu, özellikle -tiyatro eleştirileri için- bazı eleştirmenler hariç çok doğru bulmuyorum. Eleştirinin amacı, oyunun görülemeyen yerlerine ışık tutmak, meseleyi başka açıdan görmeye olanak sağlamak, farklı açılımlar kazandırıp, bırakın seyirciyi, oyunun yönetmenine, oyuncusuna, tüm emeği geçenlere de aaa evet dedirtmek olmalıdır. Yani eleştiri fayda sağlamalıdır. Seyirciye, oyuncuya, rejisöre, teknik ekibe yeni ışıklar açmalıdır. Eleştirilen oyunda olmasa bile yeni eserlerde bu bilgiler mutlaka yarar sağlar diye düşünüyorum.
Bir oyun eleştirilirken şu rolde falan kişi çok başarılı, falan kişi çok kötü bir oyunculuk sergiledi, yönetmen berbat gibi yüzeyden değerlendirmelere girmek çok cesaret(!) gerektirir. Ağır bir eleştiri için veriler ortaya konmalı, eleştirinin köken anlamındaki ‘’ hükmetme’’ yapılacaksa yapan kişi donanımını üst düzeyde hissettirmelidir. Nedenleri- sonuçları inilti bir şekilde bilgi süzgecinden geçirilerek, yüzeyden uzak apaçık anlatılmalıdır. Aksi takdirde tiyatroya yıllarını vermiş bir oyuncuya, yönetmene, ışıkçıya, ses teknisyenine, dekor, kostüm tasarımcısına v.s, kötü oyuncu, kötü yönetmen, işini kötü yapanlar damgasını vurmak çok büyük vefasızlık hatta saygısızlık olur.
Kimse sadece kendi yapısını, beslendiği noktaları tatmin etmek için böyle bir işe girişmemeli. Özünde eleştiri sanata hizmet etmeli. Rejisör, oyuncu, oyun, teknik v.s kim üzerinden ne üzerinden yapılırsa yapılsın amaç TİYATRO olmalı. Başka bir şey değil.
Bir sanat eserini -bütünüyle-sağından, solundan, üstünden, altından özensiz, kaygısız çekiştirmek eleştiri değil çekiştiridir.
Derya KİRİŞ - ( 2/13/2013 )
kaleminize sağlık umarım özellikle eleştiri yazanlar okur. Savaş Aykılıç - ( 3/11/2013 )
***...Aynen katılıyorum sevgili Erdal Yıldırım...Sanırım işi hakarete ve saygısızlığa kadar vardıranları uyarmak ve engelleme görevi de bu tür yazıları yayınlayan internet siteleri ve onların editörlerine çok iş düşüyor...
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...