| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Şarap mahzeninde 'taşlar yerinden oynuyor' (Domino) Rengin Uz Tarihi bir binada, aslına sadık kalınarak (kimliğini yitirmiş zevksiz yapıları düşünürsek ülkemizde bu çok önemli) üç yıllık bir restorasyon sürecinden sonra, Asmalımescit'in artık şarap mahzeni bir tiyatro mekanı var. Burası sadece tiyatro değil, film gösterilerinin, panellerin ve çeşitli uluslararası sanat etkinliklerinin düzenlendiği bir kültür merkezi. The Club Mahzen’in yer aldığı Adahan İstanbul Otel, orijinal plan ve süslemelerine dokunulmadan minimalist biçimde dekore edilmiş. Burada sahnelenen oyunlara özellikle erken gidip, sıcacık fuayesinde bir şeyler içmenizi öneririm. Uyarmadı demeyin, ortam o kadar keyifli ki, oyunu kaçırabilirsiniz! Adahan’ın yöneticilerini bu ince zevkin dışında, şarap mahzenini bir kültür yuvasına dönüştürdükleri ve gencecik tiyatroculara emanet ettikleri için özellikle kutlamak istiyorum. İstanbul projesi The Club Mahzen’de izlediğim Cihan Sağlam’ın ‘Domino’ oyununa geçmeden önce The Club’dan söz etmek istiyorum. Sadece yerli yazarların oyunlarına yer vererek tiyatro yazınındaki genç ve yerli yazarları yüreklendiren The Club, sert ve gerilimi yüksek oyunlar sahneliyor. Bu da demek oluyor ki, The Club, modern hayatın dayattığı gerçekleri söylerken seyirciyi rahatsız etmeyi, yerleşik sanat kalıplarının dışına çıkmayı hedefliyor. Tiyatroyu, Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü’nden mezun olan Cihan Sağlam ile Pera Güzel Sanatlar ve Akademi Kenter'de oyunculuk eğitimi almış, Lisansüstü eğitimini Haliç Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde yapan Pınar Göktaş kurmuş. Cihan Sağlam’ın, İstanbul projesi kapsamındaki oyunlarından biri olan ‘Domino’ değişen ve dönüşen İstanbul’un, şehrin bir parçası olan insanlar üzerindeki etkilerini, kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya olan tarihi kayıt altına almayı amaçlıyor. Genç yazar, aynı zamanda yönetmeni olduğu ‘Domino’yu oynadıkları tarihi mekandan yola çıkarak kaleme almış. İstanbul, fiziksel, politik, sosyolojik, ekonomik olarak değişirken İstanbul’un en önemli sorunlarından biri olan kentsel dönüşüm mercek altında. Zorbalıkla boşaltılmaya çalışılan Tarlabaşı’ndaki bir mahalledeyiz. Mahalledeyiz diyorum çünkü 35 kişilik salonda, yani mahzende, mekanın bir parçasıyız, oyuncularla iç içe. Mahallenin gençleri; umutları yıkılmış, hala umutları olan, aşık, gözü pek, yerinde duramayan, sevdi mi tam seven, eli tabancalı, satılmış...Taşlar yerinden oynarken, mahalleyi büyük başlar parsellerken, sadece mekanlar mıdır değişip dönüşen? Belki de birlikte sokaklarında misket yuvarladıkları, bölüşecek ekmek bulamadıklarında açlığı paylaştıkları mahalle arkadaşlarını arkadan vuran Erol’a ne demeli o zaman? Onu da mı büyükbaşlar kaptı? Mahalle de böyle değildi eskiden, insanlar da...Cihan Sağlam, sağlam bir metin yazmış. Rejisinde oyunun mekanla buluşması için hiçbir ayrıntıyı atlamamış. Sinema ve tiyatro iç içe geçmiş. Filmden yararlanması çok hoşuma gitti. Böylelikle olayların akışında ve anlatımda kolaylık sağlanıyor. Sadece final zayıf geldi. Madem ki silah patladı, tam patlayacak ve hedefi bulacaktı! Ve Evren Erler... Tarlabaşı’nı yerle bir etmek isteyen güçlerin elinde oyuncak olan, mahallenin dengesiz, sevdalı, bıçkın delikanlısı Erol’u Evren Erler oynuyor. Görür görmez çok tanıdık geldi ama hemen çıkaramadım. Sanki o özellikle ‘Domino’ için Tarlabaşı’nın arka sokaklarından bulunup oyunun içine yerleştirilmiş kadar sahiciydi. O gençlerden biriydi. Oynamıyordu, Erol’du. İşte bu nedenle de, bir seyrettiğini- hele de beğendiysem- unutmayan ben, bu kez bocaladım. Neden sonra uyandım, hemen karşımdaki bu gözü dönmüş delikanlı, geçen sezon ‘Külhanbeyi Müzikali’nde alkışladığım, kocaman gözlükleri ile kendi halindeki Münir Rüştü Bey’di. Ve bu rolü ona Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri’nde, Komedi veya Müzikal dalında ‘En Başarılı Yardımcı Erkek Oyucu’ ödülünü getirmişti. Evren Erler, Erol’la öylesine bütünleşmiş ki, duygu ve düşünceleri, hiçbir abartıya gerek duymadan seyirciye geçiyor. Son zamanlarda izlediğim en iyi oyuncu performanslardan biri. Domino’daki yeni keşfim, adını bir kenara not ettiğim oyuncu ise henüz 22 yaşındaki Yağızcan Konyalı. Kendini ıspat etmek adına, ikili oynayan ‘Boncuk’ ta tam da mahallede herkesin sevdiği, serseri ufaklıktı. Çok yetenekli. Adını başrollere yazdıracağından eminim. Diğer rolleri paylaşan, Fatih Altun (Arap), Sedat Kalkavan (Kuriş), Görkem Mertsöz (Ali), Pınar Göktaş (Ebru), İpar Karaörs (Serap) Batur Belirdi (Erkan), Tarkan Çeper (Refik) hep birlikte özenli oyunculukları ile sırtlayıp götürüyorlar oyunu. Reha Özcan, Muhammet Uzuner, Beyti Engin, Enis Arıkan ve Alp Derilgen film çekimlerinde yer alarak, oyuna destek vermişler. İyi ki gittim, iyi ki 150 yıllık bu tarihi mahzende ‘Domino’yu izledim ve bu gençlerle tanıştım. Gözlerindeki tiyatro tutkusunu, nasıl canla başla oynadıklarını, ülkenin sorunlarına nasıl sahip çıktıklarını görünce, yine umutlandım Türk Tiyatrosu adına. Tiyatroda da taşlar yerinden oynuyor. Artık her yer sahne, Tiyatro’muz gençleşiyor, özgürleşiyor. Sözü olan gençler sakınmadan söylüyor, yazıyor, yönetiyor, oynuyor... Alkışlarım, desteklerim ve sevgilerimle ... Rengin Uz Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|