| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ezberletilmiş aşklar ve kadınlar üzerine bir oyun… Nehir İhsan Ata Usta yazar Jez Butterworh’un Nehir adlı oyununu geçtiğimiz günlerde Oyun Atölyesi’nde izleme şansı buldum. İzleme şansı buldum diyorum çünkü ilk oyundan beri kapalı gişe devam ediyor. 2 Ekim’de Türkiye prömiyerini yapan oyun ilişkiler üzerine enteresan tespitler barındırıyor. Kadın-Erkek ilişkisi üzerine sorgulatan oyun çoğu zaman ters köşeye yatırmayı başarıyor. Çevirisini Hira Tekindor’un yaptığı oyunu Haluk Bilginer yönetiyor. Sahne tasarımını Gamze Kuş’un, müziklerini Tolga Çebi’nin, ışık tasarımını Yüksel Aymaz’ın yaptığı oyunda Haluk Bilginer, Canan Ergüder ve Ayça Bingöl gibi usta isimler yer alıyor. 1969 Londra doğumlu Jez Butterworth birçok ödülün sahibi. 2012 yılının Ekim ayında The Royal Court Theatre’de prömiyerini yapan oyunu 2 Ekim’de Oyun Atölyesi sahnelemeye başladı. Nehir, Jez’in 1992 yılından bu yana sahnelenen sekizinci oyunu. Yazarın 2 TV oyunu ve 5 film senaryosu daha var. Ayrıca iki de film yönetmiş. Nehir, deniz kenarında bir kulübede geçiyor. Yazarın dramatik açıdan metni bir yerde başlatması ve konuyu buradan hareketle işlemesi çok normal. Ama yaşanan hikayelere baktığımız zaman üç aşağı beş yukarı hemen hemen aynı noktada buluşuyoruz yaşadığımız ilişkilerde. Yani sokakta, evde, işte vs genel olarak benzer olaylar yaşıyoruz. Ayrıca hikayenin yüzeysel anlatılması çok ayrıntılı bu ilişkiler yumağını genel olarak kucaklıyor. Çok farklı ve marjinal bir ilişkinin olmaması sahnede anlatılanlara daha çabuk adapte olmamıza olanak sağlıyor. Balık tutma bahanesiyle kadınlarını kulübeye getiren adamın (bahane demek ne kadar doğru olur bilemiyorum) hikayesini izlerken kadın ve erkek üzerine ilginç bir terslenmesiyle de karşı karşıya kalıyorsunuz. Oyun, kandırılmayı kabul eden kadınlar mı yoksa bunu başaran erkekler mi noktasında ilginç bir tartışma başlatıyor. Kadın kandırılmak istenmediği sürece erkek ne kadar başarılı olabilir? Erkeğin başarısı kadının kandırılmasında ne kadar rol oynayabilir? Kadınların başarısı veya başarısızlığı erkeğin kandırmasını kabullenmesinde mi yoksa kandırılmaya müsait olmasında mı yatıyor? Erkeğin her söylediğine inanan kadınlar ve veya inanmak isteyen kadınları sorgulatan oyun dingin bir ruh haliyle aksiyon hastalığına düşmeden ustaca anlatılıyor. Durağan metin, müthiş bir reji ayarı ve çok çok iyi oyunculuklarla destekleniyor. Oyun bir kadınla bir erkek arasındaki diyaloglara dayanıyor. Haliyle seyirci sahnede biraz hareket bekliyor. Sahnede hareket bekleyen seyircinin aksine belki birkaç sahnede söylemin yer yer eylemle devam edebileceği noktasındayım ben. Oyunun yönetmenliğini üstlenen Haluk Bilginer’in özellikle sahne geçişleri başta olmak üzere genel olarak rejisini “özel” buldum. Oyuncuların toplu tavır ve duygularını çok iyi kontrol etmiş. Karakterlerin karakter olmasından çok tip olmasına özen gösterdiği hissine kapıldım. Oyunun çoğunda söylemin ağır basması nedeniyle sahneleri hareketlendirmek yerine hikayenin ön plana çıkması için iç aksiyona yönelmiş. Böylelikle bireysel performanslar ve müthiş bir ekip uyumu ön plana çıkmış. Ayça Bingöl’ün olgun, vakur ve dingin hali, Canan Ergüder’in Bingöl’e nazaran özellikle müstehcen dili ve hareketliliği çok yakışmış. Aşırıya kaçmayan toplu tavırları muazzam bir uyum içerisinde... Bu iki güzelin arasında Haluk Bilginer’in karakteri her şeyden önce avını bekleyen bir kurttan ziyade özgün, çapkın ve şuh bir yaklaşımla veriliyor. Öncelikle salona girer girmez gerçekçi dekor anlayışıyla tasarlanan kulübeye bayıldığımı söylemeliyim. En ufak ayrıntının bile gözden kaçmadığı, yaşananların mekan ve davranışlarla bir bütün oluşturduğu muazzam bir örnek. Gamze Kuş’un şapka çıkartan tasarımı mutlaka görülmeli. Ayrıca ışık ve müzikler olabildiğince sade ve oyuna hizmet eden nitelikte olması çok önemli. Tolga Çebi’nin müzikleri ve Yüksel Aymaz’ın ışıkları oyunu büyük ölçüde rahatlatmış. Sonuç olarak oyunun kısa sürmesi ağızda hoş bir tat bırakıyor. Başta dekor olmak üzere müzik, ışıklandırma ve oyunculukların başarısıyla sanki bir filmin içerisinde yer aldığınız hissine kapılıyorsunuz oyunu boyunca. Ve bittiğinde kadın-erkek ilişkileri üzerine sıkı bir tartışma başlıyor kendinizle. Aşkı ezbere yaşayan adamın hayatına giren kadınların anlatıldığı kısa ama etkili Nehir’e yer bulabilirseniz kesinlikle izlemenizi öneririm. İletişim: 0216 345 39 39 / Adres: Dr. Esat Işık Cad.No:3 Kadıköy-İstanbul / www.oyunatolyesi.com (KÜNYE): Nehir Yazan: Jez Butterworth Çeviren: Hira Tekindor Yöneten: Haluk Bilginer Sahne Tasarımı: Gamze Kuş Müzik: Tolga Çebi Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz Oynayanlar: Haluk Bilginer, Ayça Bingöl, Canan Ergüder Yönetmen Asistanları: Gözde Kırgız, Zeynep Alkaya İhsan Ata Yazarın Tüm Yazıları Oyun tanıtım sayfası: Nehir Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|