Aylarca süren turneler, oyunlar, derken bir gün genç büyük patronun yanına çağırmasıyla odasına gider. Artık zamanı gelmiştir. Büyük patron artık yaşlı oyuncunun yerine geçeceğini, bir sonraki provaya kadar rolü ezberlemesini söyler. Eline yeni teksti verir ve genci odasından yollar. Kurt patronun odasından çıkarken gencin gözlerinde gördüğü ışıltıların yakında hayalkırıklıklarıyla söneceğini bilerek hafifçe sırıtır.
Genç büyük patronun odasından çıkarken, içinde yıllardır beklediği ve beklettiği duyguları canlandırır. Bir zamanlar bu tiyatroya seçmelere geldiğinde yaşadığı bütün o duyguları hatırlar. O zamanlar yaşadığı umutları, heyecanları, başarma arzusunu hatırlar. Ama seçildikten sonra yaşadıkları da bir yandan aklındadır. Sahnede küçücük bir rol alabilmek için çırpınışlarını, yaşlı oyuncunun ve diğerlerinin halini, büyük patron sahnedeyken diğerlerinin geriye çekilmesi gerektiğini.
Genç eve döndüğünde bir yandan rolüne bakarken, bir yandan da adeta yaşadıkları film şeridi gibi gözünün önünden geçmektedir. Bunca zaman sahnede aldıklarından çok, kendinden alıp götürdüklerini düşünmektedir. Sahnede herkesin yaptığı hileleri, ali cengiz oyunlarını görür. Kendi bile yeri geldiğinde küçük oyunlar yapmak zorunda kalmıştır. Bunları düşündükçe içinde biryerleri acımıştır.
Büyük patron bu genci değerlendirirken bütün turneler ve oyunları düşünür. Gencin içindeki saf heyecanı, umutları hissederken bir yandan da ihtiras, kıskançlık duygularını yakalamıştır. Ve bir turnede onun birgün bu ihtiraslarla büyük bir adam olacağını anlamıştır. Bu sefer kendini bile tehdit eden bir oyuncu çıkmıştır karşısına. Ona başrol vermesinde tam da bu ihtirasları sebep olmuştur. Bir süre daha onu sağabilecektir. Sonrasında belki bir umutla, genç biryerlere geldiğinde, ondan yardım isteyebilecektir.
Provalar, oyunlar ve yıllar yıllar geçer. Genç istediği yere gelmiştir. Yaşlı oyuncu ve o dönemde seçmelerine katıldığı tiyatronun bütün ekibi vefat etmiş, tiyatronun idaresi bir zamanlar genç diye anılan oyuncunun eline geçmiştir.
Akşam evde tiyatronun başına geçip sahneleyeceği ilk oyunun seçmelerine hazırlık yaparken, artık içinde hiçbir umut ve heyecan kalmadığını anlar. Tek isteği bir şekilde masrafları azaltıp oyunu başlatmak ve önemli rolleri kendi oynayarak diğerlerini arkada bırakmaktır.
Sabah olduğunda ağzında sigara, üzerinde yılların verdiği ağırlık ve yorgunlukla salonun en ön sırasında bir koltuğa atar kendini. Sahnede ve sahne arkasında heyecan dolu gençlerin rol kapabilmek için çırpınışlarını görür. Kendinin de bu evrelerden geçtiğini hatırlamadan, sahnede bir bir değerlendirdiği oyunculara sorduğu soru, kısırdöngünün hiç değişmeyeceğinin işaretidir….
“Delikanlı gelelim en önemli soruya, provalar ve oyun boyunca hiçbir ücret almadan buraya gelir misin? Bütün zamanını bize ayırır mısın?”……
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...