| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Metamorfoz Deniz Zengin Farkında mısınız? Tiyatro, son yıllarda inanılmaz bir hızla gelişme göstererek; o eski, ciddi, biraz soğuk ve bilindik ambalajını üzerinden çıkartıp atmaya ve yeniliklere yelken açmaya karar vermiş gözüküyor. Gayet iyi de yapıyor bence… Tiyatro’nun sinema ile en büyük farkı; yerine göre -doğru kullanılması halinde- oyuncular için mükemmel bir avantaj, bazen de maalesef dezavantaj olabilen; seyirciye gösterinin canlı nakledilme şekli, diye düşünüyorum. Beyaz perdede; ne sanatçılar, ne de seyirciler, birebir iletişimin yarattığı harika sonuçların zevkine varamıyorlar. O yüzdendir ki; sanıyorum, geri dönüşüm ve iyi izlenim için sunulan gösterinin koşulsuz mükemmel olması gerekiyor. Ama tiyatroda -ipler şayet doğru ellerdeyse- seyirci; oyundan ve oyunculardan aldığı olumlu enerji ile izlediği görsellikten zevk alıp, güzel izlenimlerle salondan ayrılabiliyor. Örneğin; birçok amatör ya da profesyonel oyuncunun oyunlarını izledim. Aralarda hatalar, unutmalar olduğu çok oldu. En basit oyunlarda bile seyirciyle doğru iletişimin, fiyasko ile sonuçlanabilecek en büyük hataları dahi ört bas edebildiğine birebir tanık oldum. Seyirci; güzel bir sofradan ziyade, sofrayı hazırlayanın misafirperverliğine ve gülen yüzüne tav oluyor. Yerine göre de -hani tabir doğru ise- bir şeylerin ucundan tutmak istiyor, bir şeylere dahil olmak… Tam da bu noktada imdadımıza genç beyinler yetişiyor; yenilikçi ve yaratıcı zihniyetler, tiyatroya yepyeni ve eski soğukluğundan uzak bir şekil veriyor. Çoğunuz şahit olmuşsunuzdur. O; ciddi, mesafeli, soğuk havasıyla tiyatro, izleyenlerde şu tarz izlenimler bırakıyor idi : (Burada geçmiş zaman eki kullanmaktan ötürü sonsuz mutluluk duymaktayım.) -1.Örnek: “Sorma! Hanım ısrar etti gittik. Gitmesem kavga çıkacak dedim ama ne yapayım çok sıkıldım. Uyuyakalmışım. Sonuçta yine kavga ettik..” -2.Örnek: “Tiyatro mu? Yaa! Ne yapacağız orada… Gel şurada bir şeyler içelim..” -3.Örnek: “Anne lütfen! Ben tiyatroda çok sıkılıyorum. Gitmesek olmaz mı?” -4.Örnek: “Ay! Ne kadar soğuk insanlar.. İnsan bir tebessüm eder, sanki sinema izliyor gibiydim. Bir dahaki sefere sinemaya gidelim lütfen!” -5.Örnek: “Sorma! Tutturdu tiyatroya gidelim diye, zor kaçtım. Ben sıkılırım abi… Hadi maçı nerede izliyoruz?” -6.Örnek: “Tiyatro?!?.. Hımm! Bir kere gittim, çok sıkıcıydı. Bir daha hayatta gitmem.” Örnekler aslında o kadar çok ki… Ama şimdi…. Yepyeni bir soluk geldi birkaç zamandır tiyatroya.. Bu soluk öyle kuvvetli ki; seyirciyle oyuncu arasındaki o soğuk, gri duvarı yıktı, geçti. “Orada bizi izleyen insanlar varmış” dedirten bir soluk bu.. “Yok öyle oturup hazıra konmak, tutacaksınız işin ucundan ve birlikte kuracağız bu sofrayı” dedirten bir soluk.. Bu bir metamorfoz… Artık babaannemi de alıp tiyatroya gidebiliyorum örneğin… Çok da mutlu dönüyor, hatta günlerce konuşuyor oyun hakkında ve herkese oyunun gönüllü tanıtımını yapıyor diyebiliriz. Yaklaşık 2 sene önce Şubat ayı içinde bir akşamdı yanılmıyorsam. Reşat Nuri Sahnesi’nde Lüküs Hayat’ı izliyorum. Bilmiyorum kaçıncı kez izleyişim; ama aldığım zevk hala ilk günle aynı… Salon tıklım tıklım.. Dışarıda nasıl bir kar var, yerler buz tutmuş. Fakat hiç kimsenin eve nasıl gideceğini düşündüğü falan yok. Sevgili Zihni GÖKTAY ve Sevgili Funda POSTACI ile birlikte bağıra çağıra alkış kıyamet 5. veya 6. kez “Ah Berelim” i söylüyoruz… Funda Hanım gülmekten kırıldı bir ara ve Zihni Bey’in seyirciyle diyalogları inanılmaz güzeldi. Şarkıyı kesip dışarıdaki havayı ve eve nasıl gideceğimizi düşünmemiz gerektiğini söyledi ama seyirci oralı bile değil… Birkaç kez daha söyledikten sonra oyun kaldığı yerden devam etti. O gün 7-8 kişi falandık biz, Lüküs Hayat’ı yeniden izlemeye gidenler… Hala bir araya gelince o sahneyi, oyuncuların seyirciyle iletişimlerindeki başarıyı ve sergiledikleri mütevazi hallerini konuşuruz. Harika bir geceydi. Bir bölümde bile olsa seyirciyi oyunun içine çekecek diyaloglarda bulunmalarının; dikkatlerin oyuna ve oyunculara daha fazla yansımasına ve orada olmaktan haz duymalarına yol açtığını farkettim. Çoktandır birçok yazar-yönetmen ve oyuncunun yaptıkları yeni projelerde de artık bu durumun farkında olduklarını görmekten ve yine sizle bu durumu paylaşıyor olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bunlardan biri; Bursa Mavi Balon Gösteri Hizmetleri’nin sahneye koyduğu, Nedim BUĞRAL ’ın yazıp yönettiği “Kat 6 Buçuk” adlı oyun… Bir asansörde 8 saat mahsur kalan 7 kişinin hikayesi anlatılıyor oyunda, oldukça ilginç ve farklı.. İçeriksel farklılığının yanı sıra sahneleme şeklinde de biçimsel bir farklılık ortaya koyulmuş. Oyun, klasik çerçeve sahne yerine açık alanda oynanıyor. Seyirciler de dekorun içinde oyuncularla birlikte oturuyor ve oyunun oynandığı mekanın genişliğine göre en fazla 40 – 50 arasında seyirciye oynanıyor. Bursa’da sahnelenen bu oyun, muhtemelen bu dönem repertuarlarında mevcut değil.. Ama ola ki; Istanbul’a gelme imkanları olur ise, mutlaka birlikte izlemek üzere sizi davet edeceğim. Diğeri ise; Metin ZAKOĞLU’nun yazıp yönettiği ve 18 Ağustos’tan itibaren 30 Ağustos tarihine kadar İstiklal Caddesi, Kulis Oda Sahnesi’nde gösterimi devam edecek olan “Boş Oda” isimli oyun… Oyunun tanıtımı şu şekilde yapılmış: “Boş bir oda ve içeri alınan sadece 30 izleyici... Olacaklardan habersiz bu otuz kişinin üzerlerine kapanan bir eski kapı... İçeride yaşadıklarınıza inanamayacak, şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz... Bir insanın düşlerinin parçası olmak ve o düşleri tepkinizle yönlendirmek hiç bu kadar yakın olmamıştı diyerek bu ufacık odadan çıktığınızda kocaman bir dünyanın kapılarını açtığınızın farkına varacaksınız... Kahkaha ve hüznün iç içe geçtiği bu gösteride daha önce izlediğiniz her şeyi unutup tiyatro zevkinize bambaşka bir pencere açacak ve belki de bundan sonra eski defterleri kapatacaksınız...” Ben ilk fırsatta bu oyunu görmeye gideceğim. Sizi de beklerim. Daha güzel değişimlerle, daha büyük kitlelere hitap edebilmek ümidiyle.. Teşekkürler yenilikçi zihniyetler; iyi ki varsınız. Sevgiler, Deniz Zengin Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|