| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kaan Erkam'ın Oda Tiyatrosu Sosyal Yasak Tanımlıyor: Tabusuz Üstün Akmen Tiyatro “müptelası” Kaan Erkam (1965) hiç de sıradan olmayan öyküler, oyunlar yazar. Üzerinize afiyet, tiyatro hastalığı 1988 de Alo Tiyatro ile başlamış, 1989’da Beliz Ocan ile amatör olarak bir oda tiyatrosu kurmuş, yazdığı “Dün Komik Bir Şey Oldu” iki yıl sahnede kalmıştır. Gaston Leroux’un “Le Fantôme de L'Opéra”sını kafasına dolamış, esere “Operadaki Hayalet Üzerine Bir Fantezi” halini aldırmış, arkasından “Son Senfoni”yi yazmış ve oynamıştır. 1991 yılında yazdığı “The Yerli Malı Aşk”ı yirmi beş kişilik bir oyuncu kadrosuyla sahnelemiş, sonradan oyuncularla anlaşamayınca oyunu tek kişilik yapmıştır. Jean Bernard Luc’un yıllarca Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü Tiyatrosu’nda sahnelenen “Karımla Evleniyorum”unu sinema hileleriyle yeniden sahneye taşımış, bu oyunu da iki yıl “perde” dedirtmek başarısını sağlamıştır. “Meyhanede”, “En Güzel Aşk Şarkılarını Erkekler Yazar”, “Alo Komşumuzu Öldürdük”, “Madam Darla’nın Paris Yakınlarındaki Hanı”, “Makyaj Silen”, “Çık İşin İçinden”, “Evde Yokum Şekerim” benim bildiğim, Kaan Erkam’ın neredeyse sürekli kapalı gişe oynanan oyunlarıdır. ODA TİYATROSU ARTIK MECİDİYEKÖY’DE Kaan Erkam son olarak allem etti kalem etti İstanbul’un Mecidiyeköy semtinde 54 kişilik tam anlamıyla oda tiyatrosu özellikleri taşıyan bir salon yaptı. Salonun ilk oyununu da “bermutat” kendisi yazdı. Ancak bu kez eserinin sahnelenmesini “ehil” ellere bıraktı; çağdaş Türk Tiyatrosu’nun önemli yönetmenlerinden Kemal Başar, Kaan Erkam’ın yazdığı “Tabusuz” başlıklı oyunun hem dramaturgisini, hem de rejisini yaptı. Gerek metin, gerekse reji açısından Türk tiyatrosunda hayli cesur öğeler taşıyan oyun, 2012-2013 sezonunun sonunda Oda Tiyatrosu’nda perde açtı. ERKAM-BAŞAR İKİLİSİ “Tabusuz”, konusu itibariyle devlete karşı kurulmuş bir örgütü çökertmeye çalışan Komiser Murat ve karısı sivil polis Serap ile operasyona figüran olarak dâhil olan Zehra’nın operasyon serüvenini, operasyon sırasında oluşan bir hatanın olayın akışını değiştirişini anlatırken derinlemesine olmasa da evlilik kurumunu çimdikliyor. Oyunu sahneye taşıyan Kemal Başar’ın hayal gücü ve mizah anlayışı, tiyatro sahnesinde aksiyona kazandırdığı heyecanlı tempo ve özellikle elektrikli cinsellik, oyuna hiç sönmeyen bir canlılık eklerken, bir anlamda da metinsel ve konusal fazla özellikleri olmayan bir yapıtın, iyi sahnelenip, iyi oynandığında seyredilebilirliğini kanıtlıyor. EROTİZMİN SINIRLARI Kemal Başar, Kaan Erkam’ın erotik, açık saçık, hatta hayli edepsiz öyküsel düzyazısının tersini yüzüne çevirmiş, erotizmin dozunu artırmak için olsa gerek randevu evi salonuna banyo küveti yerleştirmiş, Zehra karakterine küvette cıbıl olarak köpükler içinde banyo yaptırmış, Serap karakterini nedensiz/niçinsiz soyundurmuş/giyindirmiş, ama hedeflediği etki-tepki sonucuna ulaşmış. Ritmi bütün gösterge dizgelerinin bileşkesi olarak kullanmış. Yukarıda da söylediğim gibi, pek de ballandırılacak özellikleri olmayan metnin devingen ve durağan anlarından birinin doğruluğunu ötekinin yanlışlığını gerektirmesi (almaşması) biçiminde ele almış. OYUNCULUKLAR Diğer taraftan Yüksel Aymaz, ışığın gücünü, rengini, dağılımını, dekor rengini kullanarak daracık sahnedeki sınırlı teknik olanaklarla oyuncu/ların çevresinde yepyeni bir oyun alanı yaratmayı başarmış. Yönetmenin yarattığı ve figür haline getirdiği karakterler, izleyicinin düşüncesinde “alt-partisyon” denilen devinduyumsal (kinesthetic) bir şema oluşturmuş. Ferhat’ı canlandıran Kaan Erkam, işte bu alt-partisyonu kendi perspektifi doğrultusunda başarıyla yakalayanlardan. Üzerinde iyi bir komedyen gömleği taşıyan Kaan Erkam o kadar çok aksiyon içine, o kadar çok fiziksel yönelim sıralıyor ki şaşırmamak elde değil. Levent Tayman da can verdiği Kerem karakterini incelemesinin sadece zihinsel bir süreç olmadığının farkında. Başka unsurları, kapasitesi ve nitelikleri de oranında incelemesine katmış. Rozalin Karabulut, Serap (operasyondaki namıyla “Aslı”)’in ruhsal değişimlerini gayet iyi yansıtıyor. Mimiklerine hâkim. Canlandırdığı karakterle yakından “tanışmış” ve onu duyumsamış. Pek bilinen bir gerçektir ki, bir oyuncu ancak gerçek coşkusal deneyim yoluyla bir roldeki insan doğasının gizli nimetlerine nüfuz edebilir ve orada insan ruhunda saklı olan o görülemezi, o işitilemezi ya da o bilinç yoluyla ulaşılamazı tanıyabilir, duyumsayabilir. Özge Küçükoğlu, Zehra karakterini (operasyon sırasında “Şirin”) çözümlemiş, keşfetmiş, incelemiş, araştırmış, tartmış, tanımış, kimi yapılarını yadsımış, kimilerini onaylamış ve onunla özdeşleşmiş. Hani yani sonuç olarak söyleyeceğim şu ki, genç oyuncular Rozalin ile Özge bu “iş”i “iş” edinirlerse, çalışmalarını bıkmadan/aralıksız sürdürürlerse peşinen deyivereyim dostlar, tiyatro adına işimiz iş! Üstün Akmen Evrensel Yazarın Tüm Yazıları Oyun tanıtım sayfası: Tabusuz Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|