| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Seyirci Olmak İbrahim Tül Günümüzde nitelikli ve özenli çalışmalar her ne kadar gün geçtikçe artsa da, müsamere havasında hazırlanmış, hatta ödenekli tiyatrolarca bile sunulan niteliksiz oyunlar da artmaktadır… Nitelikli oyunlarla niteliksiz olanları ayırmak konusunda en önemli rol seyirciye düşmektedir.
Tiyatro’nun en önemli iki öğesi, seyreden ve seyredilendir. (Olmazsa olmazıdır tiyatronun…)Bu iki öğe dışındaki tüm etmenler olmasa da, Tiyatro yalnızca bu iki etmenle var olabilir. Bir şeyler anlatmak sunmak amacında olan tiyatro, sunulan için var olmaktadır. Seyirci kendisi için hazırlanan kurguyu izler ve tepkisiyle varlığına katkıda bulunur. Bunun içindir ki, yalnızca koltuğunda oturan kişi değildir seyirci. O orada oturarak bir bütünü tamamlar.
Tiyatro’nun geçmişine göz attığımızda, seyircinin işlevi yadsınamaz. Seyirci kötü bir oyun karşısında tepkisini dile getirip, tavrını o an orada ortaya koymaktadır. Bunu, dönemin ilkel seyretme eylemi koşullarında düşününce, bu tepki tabii ki günümüzde oldukça çağ dışı kabul edilebilir. (Seyircinin oyunu yuhalaması, çürük domates ve yumurta fırlatması vs…)
Günümüz sosyal ve kültürel gelişimi göz önünde bulundurursak, seyircinin en büyük tepkisi, alkışlamamak olabilir bu bağlamda… Artık hepimizin, yalnızca seyreden olduğu bir dünya da yaşıyoruz...
Aslında seyreden için var olan dünya, kendini; seyredilen için var zanneden, bir toplum yaratıyor. Böylece elinde gücü barındıran seyreden, sadece seyredileni onaylamak için var olduğu yanılgısına düşüyor… Bu, kapitalizmin tüketici toplumu yaratma çabasının en büyük etkisidir seyirci üzerindeki... Oysaki elinde en büyük silah olan seyretme eylemi, seyirciye kaliteyi belirleme gücü de sunuyor. Ama kapitalizm, yarattığı etkiyle seyirciyi pasif kılıyor. Seyircinin elindeki iki büyük silah olan “seyretmeme ve alkışlamama” olgusu yok edilip; her şeyi seyreden, her şeyi alkışlayan bir seyirci kitlesi yaratılıyor. Tüketmeye yönelik olan seyirci anlayışı, seyredilenin emeğine saygı gibi “abuk” söylemlerle, seyirciyi her şeyi, hatta en kötüsünü bile alkışlamaya yönelterek (bu konuda da oldukça başarılı olup) kaliteyi düşürüyor.
Böylece düşük kaliteli iyi hazırlanmamış, üzerine kafa yorulmamış yahut tamamen iyi yorumlardan kopya edilmiş çalışmalar, çok kısa sürede tertiplenip seyirci önüne sunuluyor. Bu da tiyatroya gitmek yerine, evde televizyon izlemeyi tercih eden bir topluma dönüşmemizi sağlıyor. Şüphesiz ki gelişen dünya da tiyatronun yeri yadsınamaz. İleriye doğru gitmesi gereken tiyatro, hâlâ günümüz tiyatrosunu yakalama çabasında var olmaya çalışıyor…
Bir restorana gidip, önüne gelen kötü (sağlıksız) yemeği beğenmeyen, garsonun kirli elleriyle servis yapmasına tepki gösteren müşteri, hak ettiği gibi bir servis ve yemek ister.
Mutfaktakilerin emeği diye bir abukluğa müsaade etmez. Hak ettiğimiz kalitede sonuç almak için ya da kötü ve niteliksiz işlerin sürmesini engellemek için; her şeyi izleyen, her şeyi alkışlayan “seyredenler topluluğu” olmaktan çıkıp, seyirci olmamız gerekmektedir. Artık; tiyatronun, restoranda yemek yiyen müşteri kadar duyarlı bir seyirci kitlesine ihtiyacı vardır…
İbrahim Tül Paylaş Tweet seher34 - ( 3/22/2008 ) Evet bazı şeylere katılmamak elde değil. özellikle tanizmat döneminde seyirci beğenmediği oyun karşısında tepkisini koyan bir seyirciydi. Bence de seyirci ne kadar duyarlı olursa tiyatro o kadar kendine çeki düzen verir. Nitelikli işler tabii ki takdir edilmeli, ama inanın çok kötü oyunlar var ve ayakata alkışlanıyor. Hatta ayakta alkışlamak bile gelenek halini aldı. Bu durumu üzüntüyle karşılıyoruz! zehra05 - ( 3/20/2008 ) Alelade hazırlanmış bir tiyatroyu seyircilerin önüne konulması, seyircilerin sucu mu hazırlayanların sucu mu? Böyle oyunlar tiyatronun kalitesini düşürür (buna nasıl vijdanları razı oluyor bu da ayrı bir tartışma konusu) ve sizin dediğiniz gibi seyirci daha kaliteli gördüğü televizyonunu tercih eder. Bu şekilde de zaten seyirci tepkisini ortaya koymuş olur. Bir seyirci olarak gelişi güzel oyunları tercih etmem. Bir yiyiyci olarak da kalitesiz restorantlara gitmem:) lider006 - ( 3/20/2008 ) O zaman ben de sizin bu yazınıza hak vermiyorum. Çünkü öyle bir yazmışsınız ki, sizi bu yazınız için alkışlasam "hiç bir şeyden anlamayan" konumuna girecekmişim gibi geliyor.! Keza :Herşeyi alkışlamam ama ülkemizin çoğunluk nüfusunun ekonomik eziklikler ile yaşadığı durumda, önüne sürülen her yemeği beğenmek zorunda olduğu empoze edilmiştir. Bu ezikliği karşısındakini alkışlamayarak ona ceza vermek isteyen durumuna gelmek istemez. Kendisine yapılanı başkasına yapmaz. Henüz tam amerikalılaşmadığımızdan olsa gerek anane gelenek ve göreneklere dayalı sistem geçerlidir. Ayrıca herşeyi alkışlayan demek doğru olmaz "Her oyunu alkışlayan" şeklinde düzeltsek bende alkış alırım belki.... Saygılarımı sunuyorum.! |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|