| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İki Yüzlü Felaket - 17 Ağustos Depremi'nin Anısına Ali Erdoğan 1 On yedisinde Ağustos’un, gecenin sıfır üçünde İki felaket vurdu kalbimizden bizi Biri sinsice bitti arkamızda Öbürü gözbebeğimizde yürürdü davul zurna çala çala 2 Felaketin biri öyle görünmez ve sinsiydi ki Gelip ayaklarının ucuna basa basa Afallatıp ayı, yıldızı, rüzgarı çabukluğuyla Gecenin kapısını aralayarak Çıngırağından çıt çıkmayan bir yılan gibi kıvrılarak Cümle mahlukatı en tatlı rüyasında yakalayarak Yani zevkine vararak Ulumalarına bile fırsat vermeden köpeklerin Ateşten bir top gibi düşüp canevimize Söküp temelinden evleri Gövdesinden ağaçları, sokakları, köprüleri, insanları Ufalayıp avucunda sinek gibi Attı bir kenara Sümkürdüğü mendilini fırlatıp atar gibi 3 Gel gör ki onun yaptıkları adama fazla komaz Gözleri yok ki göre Kalbi yok ki acıya Yüzü yok ki kızara Onun işi tepelemek Atıp kanlı bıçağını dakkasında oradan tüymek 4 Felaketin kalleşi en görünür olanı Üflesen çatlar ar damarı, o da indirdi şamarı Elinde kör testere Oturup döşümüze Bakıp gözbebeklerimize Kıydı bebelerimize 5 Vicdanı deneyimsiz acıma konusunda Yüreği sızlamayı çoktan kaldırmış rafa Nabzı atan tüm canlılar gözünde en yeşilinden dolar Soyduğu elmaya ne kadar acıdıysa Ölenlere de acıdı o kadar 6 Depremden daha vahşiydi biliyorduk bunu Biliyorduk ki bu felaket çürük yapılarla beslenen Çürük yapımızın bir mahsülüydü Sırtını sağlama almış bir sırtlandı o İflah olmaz bir sülüktü Alyuvarlarımızda dolaşırdı Elini kolunu sallaya sallaya Fakat ne yazık ve ne çare ki Şekere uçan sinekler gibi Konduk avuçlarına 7 Görünürü görünmeziyle iki felaketti onlar Binanın çürüğünü yapanlarla yıkanlar İkisiyle de yaşamayı öğrenmeliymişiz Öyle diyor uzmanlar. Ali Erdoğan (Bu şiir ALİ ERDOĞAN’ın BIRAK BU UYAKLARI - KABARE DEV AYNASI YAYINLARI - adlı şiir kitabından alınmıştır) Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet denize - ( 8/17/2008 ) bende mizahçıyım bende tiyatrocuyum bende şiir yazarım...izmit depreminde yakınlarını kaybetmiş arkadşlarını kaybetmiş biri olarak..depremlen bilinçlenmemek asıl budur..ali erdoğan sevdiğim bir oyuncu şiiri biraz daha irdelesem daha da içimdeki acı büyüyecek...yaban=depremden uzak anlamında kullanılmıştır hakaret mahiyetinde deil...depremi size hikayeleriyle anlatayım isterseniz bir gün..salya sümük ağlamak acıtasyon yok öyle bişey zaten kim öyle dedi..isterseniz siz göbek bile atın.ama size temennim depremden uzak durun iki manada da ? ygtnoyan - ( 8/17/2008 ) şiiriniz beğendim ama siz bu depremi gerçekten yaşamış olamazsınız..ama 17 ağustos gibi depremler bu ülkede imarsızlığın yada usüslsüzlüğün göstergesi olarak bize kanıtlanmasın..artık bu ülkede deprem yada doğal afetlerde ihmalkarlıklardan çocukların gülümseme sesleri heba olup solmasın..artık bu ülkede güvenle oturabilceğimiz evlerimiz olsun.. sevil yorgancı - ( 8/17/2008 ) Ali Erdoğan zaten sadece yaşadığı deprem anını anlatmıyor ki...insanların canını hiçe sayıp binalardan demir çimento çalarak facia yaratan rantçıları anlatıyor...iyi de anlatıyor...Ayrıca savaşın vahşetini anlatmak için ille de misal Gürcistanda olmak mı gerekir?Yazmak için savaşın mantığını çözmek yeterli bence zehra05 - ( 9/16/2008 ) duz yazı nazım nesir karışımı bi makale"diye bir cümle oluşturursan anlatım bozukluğu yağmış olursun edebiyatçı arkadaşım. Bu yazıda nesiri nasıl gördün anlamadım.Bence kişiye takılmaktansa şiirin kendisiyle ilgilenmek daha mantıklı. Sert bir üslup kullanılmış doğal bir afete karşı acılarını, duygularını bu şekilde dile getirilmiş. Şiirde yapılan benzetmeler ağır kaçmış. İçime o yüzden sinmedi. A.Müge Gerdan - ( 8/17/2008 ) İKİ SORU Güce tapmalarımızla Meşrulaşmıyor mu zulüm? İhmallerimizin toplamı Değil midir ölüm? -Ali Erdoğan-Gökyüzünde Yanlış Gezen Yıldızlar şiir kitabından 17 Ağustos gece yarısı...Zamanın içinden geçenler,Dalinin resimlerindeki gibi zamana tutunmak için kıvrılanlar...Bunca yıl geçti,geriye dönüp baktığımızda... Bu sabah haftasonu programlarında 17 Ağustos anısına konukları izleyip ekran başına geldiğimde şiirinizi gördüm.Dayanamadım yazmadan. Başımıza gelmeden,son dakika olmadan önlem almak huyumuz yoktur ama,bunca acıyı yaşadığımız halde,aradan geçen onca senede ne acıları hafifletebildik,ne önlemleri alabildik,ne eğitimde yol katedebildik...Bir avuç gönüllünün katkılarıyla en azından unutturmamak adına yapılan işler... Dinlediğim anekdotlardan aktarmak istedim sizlere: Mete Işıkara ve ekibi köy köy imam-muhtar-öğretmen ekseninde verilen eğitimlerin şelale misali tüm köylüye yaygınlaşması için bir projede yer alıyor.Bir okula gidiyorlar.Çocuklar herşeyi öğrenmiş.Teneffüste hepsi bahçeye çıktığında deprem alarmı veriliyor.Çocuklar koşarak sınıfa dönüp sıra altlarına girmeye çalışıyor.Acı bir gerçek ki ezbere eğitimle de... Bir diğer anekdot İzmitte yabancı öğrencilerinde kaldığı bir apartmanda deprem anı herkes aşağıya inmeye çalışırken Japon öğrencilerin sırt çantalarını kaparak çatıya yönelmesi,bilinç belki böyle bir şey.Biz o konuda henüz yeterli düzeye gelemedik. Sanata da görev düşüyor,tiyatro,sinema,edebiyat... Emeğinize sağlık... Umarım hepimiz bireysel anlamda önlemlerimizi alıp daha büyük acılarla karşılaşmayız. seda - ( 8/17/2008 ) zevkine vararak ...sinek gibi....sümkürdü mendilini..ve o akşam köpekler havlayarak kaçtı...bu şiir tam bir komedi ayşe gülhan - ( 8/17/2008 ) izmitliyim..yazmak olmak için yazılmış bi şiir...çevresine duyarlı oyunculuk gösterisi..yorumdaki arkadaşlara hak veriyorum..depremden nemalanmak buna denir edebiyatçı - ( 8/29/2008 ) bu zaten şiir deil makale gibi bişey arkadaşlar..teşbih uyak vs kulllanılmaya calısılmıs duz yazı nazım nesir karışımı bi makale Gılman Kahyaoğlu Peremeci - ( 8/17/2008 ) şiirinizle o günü ve devam eden günleri birr kez daha yaşadım tüylerim diken diken olarak... Çığlıklar geldi yeniden kulaklarıma ve o kargaşa... Siz bir sanatçı olarak şiirinizle olaya sahip çıkarken acaba gerçekten olaya sahip çıkması gerekenler sizin kadar duyarlı oldular mı geçen yıllar içinde? Emeklerinize yüreğinize sağlık oyuncu adayı ersin - ( 8/25/2008 ) şiirlerinin içinden birini alıp yalan yanlış tenkit ederek ali erdoğana duygularımızı sömürüyor demeye getirmek ayıp kere ayıp.Yıllardır barış mançoda sohbet ederim hocayla o kadar ustalığına rağmen bize tepeden bakışına şahit olmadım.Hep destek olmuştur bize.Çok içten çok samimidir.İnanın bana duygularını pazarlayacak en son insandır.Böyle bir insana depremden nemalanıyor diyen arkadaş onu tanısaydı eğer yazdığından utanırdı.Ayrıca yazdığı şiirler sahnede oyun biçiminde sergilenir ve insanları çok etkiler.Toplumsal meseleleri ele alıp şiirini yzan yenilerden kim var ayrıca...Bu şiirini yıllar önce yayınlanan kitabından okumuştum etkilemişti beni..doğanın aklının duygusunun olmadığını yeryüzündeki bizlerinde akıldan ve vicdandan yoksun olduğumuzda depremin faciaya dönüştüğünü adam başka türlü nasıl anlatsın.İnsaf yani oyuncu - ( 8/17/2008 ) depremi yaşayan biri olarak şiirinizden depremi yaşamadığınıza dair her bahse girerim..çok yaban çok yavan deniz altın - ( 8/17/2008 ) Bir şiiri herkes beğenecek diye bir şey yok...Ama bence çok etkili...Etki gücünü de toplumsal eleştirisinden alıyor...Yazar istese o geceyi abartılı bir duygusallıkla anlatıp bizi salya sümük ağlatma yolunu seçebilirdi.Ama o eleştirici olmayı tercih etmiş..Şiiriyle uyarıyor bizi..Diyor ki, yerin altında oluşan doğal afet yer üstündeki rantçılar yüzünden faciaya dönüşüyor...O yüzden şiirinin adı iki yüzlü yeryüzü...Bence tam da bir mizahçıya yakışır bir şiir olmuş... Ben asıl yaban lafına takıldım.Ben Ali Erdoğanı kitaplarından oyunlarından tanıyan seven biri olarak cevap yazmak ihtiyacını hissettim.Şimdi bir şiiri yavan bulmak olabilir bir şeydir...Ama yaban bulmak da neyin nesidir? Bir adam yabansa zaten umursamaz ki depremi mepremi.Niye yazsın şiir miir...Bir soruyla bitireyim yazımı...Duygularını kağıda yazan adam mı daha yaban, yoksa eleştirisinin altına adını soyadını yazma cesaretini göstemeyen kardeşimiz mi? İyi günler. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|