| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Konservatuar Sınavları Öncesi Ali Çakır Konservatuvarların ve Güzel Sanatların Tiyatro bölümü sınavlarına şunun şurasında ne kaldı? Her yıl olduğu gibi şuan birçok kişi sınava hazırlanıyor ve belki de hepsi sınava girecek. Bu birçok kişinin düşünceleri birbirinden farklı değil! Hepsi de kazanacağından emin olmasa bile arzulu ve umutlu. Ben de bu sınav arifesinde bildiğim, gördüğüm birkaç düşünceyi sizle paylaşmak istedim. Sınavların zor olduğu düşünülmekte, oysaki zor olan herhangi bir şey yok! Ben de geçen yıl hazırlandım ve girdim. İki ayrı yerde sınava girdim. Birinin diğerine göre daha zor olduğunu söylediler. Ancak sınava girdiğimde tek zorlandığım şey sıra beklemek oldu! Sıra bekleme eziyetinden sonra adın okunuyor, jürinin karşısına geçiyorsun ve çıkıp tiradları oynuyorsun. Şimdi bunun neresinde bir zorluk var anlamadım! Sınava girdiğim iki yerde de aynı şekilde oldu. Hiçbir zorluk yoktu. Yalnızca çıktım oynadım. Sınavın ikinci bölümünde ise varsa zorunlu parça, şiir, ritim, şan- kulak bunlar değerlendiriliyor. Bunlarda zorunlu parça ve şiir yine aynı jürinin karşısına geçip oynuyorsun. Son olarak da ritim, şan-kulak değerlendirilmesi yapılıyor. İşin zor olan kısmı ne peki? Gördüklerim ve duyduklarım kadarıyla jüriye kendini iyi pazarlamak! Kendi kendinizi iyi bir şekilde pazarlamadıysanız bu iş olmuyor. Bu pazarlama işi nasıl oluyor peki? Gerekenleri yapmak yeterli mi? Sadece tiradları oynamak yeter mi? Bunu herkes yapmıyor mu? Yapıyor. Pazarlamada “yaratıcılık” önemlidir. Tiyatroda da öyle değil midir? O halde jüriden geçer not alabilmek için kendinizi jüriye iyi bir şekilde göstermeniz gerekecek. Jürinin karşısına iyi bir donanımla çıkmak gerek. İyi donanım da ne ola ki? Sınavda istenilenlere tam anlamıyla çalışmak mıdır? İyi de birçok kişi bunu yapıyor. Ancak okulların aldığı öğrenci sayısı belli! Acaba sınavda istenilenden daha fazlasına mı ihtiyaç var? “İyi de sistem ne gerektiriyorsa onu yapmamız yeterli değil midir?” diye düşünebilirsiniz. Ben de size haklısınız derim. Ezberci eğitim sisteminde siz de kazanabilmek için sisteme göre hareket edeceksiniz. Nasıl ki ÖSS de sadece barajı geçmek yetiyorsa! Sınava giren birçok kişiden biri olarak, jürinin ne istediğini hala anlamış değilim! Başkalarına soruyorum, onlar da tek tek sayıyor; ses yeterliliği, vücut esnekliği, vs. İyi de bunların hepsi tam olduğu zaman ben niye konservatuvara girmek isteyeyim ki! Zaten iyi bir seviyeye gelmişim konservatuvara gitmeden, hemen hemen birçok şeyi öğrenmişim. Akademik eğitim almadan da bunları başarabiliyorsam eğer konservatuvara gitmemin ne lüzumu kalıyor! Zaten kuramsal her türlü bilgiyi kitaplardan öğrenebiliyorsun. Ayrıca jüri oyuncu adayı ham olsun ister. Zorunlu parça olarak da Shakespeare verir! Bu nasıl iş? Hatta oyuncu adayının daha önce tiyatroda görev almamasını hatta eğitim bile almamasını ister. Peki, şimdi soruyorum: tiyatronun içinde hiç olmamış bir kişi nasıl olur da konservatuvara girmeye ve hayatını bu işe adamaya karar verir? Olabilirliği var mıdır? Böyle bir fikir olsa olsa hevesten öteye geçemez. Mesela jüri aynı zamanda, duyduğum kadarıyla, yaratıcı olan, herkesten farklı bir şeyler tasarlayan kişileri tercih ediyor. Ne gereği var? Nasıl olsa verdikleri eğitim sistemi tekdüze, sınırlandırılmış. Konservatuvarlardan mezun olanlar ya dizilere ya da devlet tiyatrosuna kapak atmaya çalışıyorlar. Uzun süreden beri yeni bir yöntem deneme yoluna kimse girmeye teşebbüs etmiyor! Bu konservatuvarların monoton eğitim sisteminin devam ettiğini gösteriyor. Pek saygıdeğer hocaları ne yaratmış ki, öğrencileri yaratabilsin? Yoksa aldığı öğrenciyi tekrar tekdüze etmek için mi yapıyor böyle bir anlamsızlığı! Ben bu işin içinden nasıl çıkılır bilmiyorum ancak sınava girecek arkadaşlara şunu söylemek istiyorum; eğer işin mutfağında iyi hazırlanırsanız başarılı olmanız kaçınılmazdır. Emek veren, sıkı çalışan arkadaşlara başarılar dilerim… Ali Çakır 13.08.2008 Paylaş Tweet Selen. - ( 9/13/2008 ) Muhsin Ertuğrul,Afife Jale,Muammer Karaca,Mümtaz Sevinç,Genco Erkal,Gazanfer Özcan,Hadi Çaman,Şükran Güngör,Mustafa Uğurlu,Adile Naşit,Cüneyt Türel,Dilek Türker,Erol Günaydın,Erdal Özyağcılar,Göksel Kortay,Metin Serezli,Zeki Alasya,Münir Özkul,Nejat Uygur,Metin Akpınar,Rutkay Aziz,Sadri Alışık…İsimler uzayıp gidiyor,hepsi tiyatroyu okulsuz öğrenmiş birbirinden değerli tiyatro sanatçıları…Ben 1993 Hacettepe tiyatro mezunuyum ve şunu söylemek isterim ki okula girmeden önceki yeteneğim ve kurallardan sınırlardan uzak olan özgün düşüncelerim,mezun olduktan sonra yarı yarıya azaldı,keşke o kadar zamanımı tiyatro eğitimine vereceğime başka bi bölümde okuyup tiyatro eğitimimi en fazla bir yıllık olan özel kurumlardan birinden alsaydım…Artık bu okullu olma saçmalığının farkına varsak bence çok iyi olacak,iki yıl önce yurt dışındayken bırakın üniversite den eğitim almayı,özel bir kurstan eğitim almak bile herkese çok komik ve faydasız geliyor çünkü onlar tiyatronun gerçek özünü anlamış ve bu gerçek özün dışardan verilemeyeceğinin farkına varmışlar,kişi tiyatrocu olmak istiyorsa eğer yapması gereken tek şey her hangi bir tiyatro topluluğuna katılıp kendini orada geliştirmek…Bizdeki gibi henüz kendilerinin bile neye göre olduğuna cevap veremediği yok seçme sınavlarıymış,yok jüriymiş,yok yüzlerce kişi katılıyormuş gibi şeyler söyliyerek tiyatroyu sevenleri sanki tiyatrocu olmak çok zor muş,dört yılda ancak öğretilebilirmiş gibi şeyler söylüyorlar…Artık bırakın bu saçmalıkları bence…Hem akademik fln demişsin,hangi akademik?Nerde?Türkiye deki üçüncü sınıf okullarda mı olacak bu övündüğünüz akademik kariyer fln,donanımsız,hocasız,yetersiz ve daha negatif birçok yönde ün salmış okullarda mı?Bence insanın bir yerden sonra kendini kandırmayı bırakması ve ayrıcalıklı olmadığı halde bazı okul isimleri(etiket)vererek kendini öyle sanmayı bırakması onun için çok daha iyi olacaktır… - ( 9/9/2008 ) tiyatroda eğitimsiz olduğun zaman hep birseyler eksik kalıyor bence hep iyi işler yapan insanlar konservatuar veya iyi bir akademi mezunu.tamam tiyatro eğitimsizde yapılabilir ama amatör olarak kalırsınız. istisnalar dışında, onlarda sayılı özel insanlar.. HALİL - ( 9/6/2008 ) gercekten cok tesekkur ederım cok ısıme yarayacagına ınanıyorum bu soyledıklerınızın tskkrler bıde sızden rıcam war su konservatuar tarıhlerını yazarsanız daha bı hos olur :D Ali Çakır - ( 9/3/2008 ) Sayın Üstüninanç lütfen benim adıma başkalarıyla diyaloğa girmeyiniz. elif tandoğan - ( 9/6/2008 ) konservatuar sınavları oldu bitti bile geç kaldınız bu yıl. şu an 2 . aşama sınavları yapılıyor. günay kara - ( 8/27/2008 ) Ali, Evladım anladığım kadarıyla senin yaşın hayli küçük. sen kendini ne zannediyosun. Konservatuar hocalarına yılların sanatçalarına böyle bilgisizce ve cahilce bi yorumda nasıl bulunabiliyosun. Senin gibi tiyatroya değer vermeyen saygısız insanlar hala nasıl tiyatro yaptığını yada yapacağını düşünüyolar. Yazık , senin gibi hala bu konuda cahil olan insan çok. Bu durum çok üzücü. GÜNAY KARA Ali Üstüninanç. - ( 8/29/2008 ) Sanırım doktorlukla oyunculuk arasında yüksek seviyede farklar var..Bu ikisini kıyaslayıp örneklemek bile biraz komik..Eğitim almayan insan yarım insan mıdır?Mesela Sokrates gibi mi,ki o ve onun öğrencisi Platon sayesinde kurulmuştur şimdiki üniversiteler,ama bu iki önemli kişi hiç okula gitmemiştir...Kendi kendilerine yaşayarak sorarak ve okuyarak(kitaplardan!)öğrenmişlerdir hayat ve yaşam hakkındaki bilgileri..Kısacası oyunculuk insanın içinden,bilinç altından gelen duyguların o role uygun olarak tekrar yaşanması ve gösterilmesidir,insan oyunculukta sadece kendi bedenini,duygularını ve ruhunu kullanır..Oysa doktorlukta sayısız tedavi cihazları,mercekler,neşterler,kullanılan ilaçlar,tedavi yöntemleri,reçete,hastalar,ameliyat..gibi sayısız bakım ve tedavi istiyen durumlar vardır..Tıp okulunda bunlara nasıl müdahale edilmesi gerektiği öğretilir..Peki konservatuarda ne öğreticekler?oyuncuya nasıl gülmesini mi,nasıl ağlamasını mı yoksa nasıl bakmasını mı?Ama kime göre,bunları kime göre yapmasını isteyecekler...?İnsanda ki sayısız duygu,algılama ve akıl değişikliğini konservatuarda ki hocalar kendilerine göre mi değiştiricekler,o zaman oyuncuya kendi yaratımından,kendi özgün oyunculuğundan geriye ne kalacak?Çok basit,hiç birşey...O yüzden bazen bir oyunu seyrettiğimizde hep deriz ya,çok sıradandı,hiç farklı değildi,kendini role hiç vermedi..İşte bunun nedeni o dört yıllık eğitimde(çünkü tiyatro-Öğretim-bilgilerine girmeyen bir meslektir) aynı şeylerin tekrarlanması ve OYUNCUNUN KENDİ YETENEĞİNİN ORDAKİ HOCALARIN İSTEDİĞİ SEVİYEYE İNDİRİLMESİDİR...herkese aynı şeyler öğretildiği için aynı okuldan mezun olanlar belkide hep bu yüzden bir rolü hep aynı şekilde ve benzer mimiklerle oynuyorlar... aslı kaynak - ( 9/6/2008 ) ama nasıl tartışılır nasıl bulunur doğru olan bi makale daha yazabilirsiniz bence.... ayda akın - ( 9/6/2008 ) merhabalar ali çakır bey diğer yazılarını beğnmiştim ama bu yazı kafamı çok karıştırdı? ne dicemi bilemiyorum. Ali Üstüninanç. - ( 9/2/2008 ) Dilini fazla uzatma Ali bey,aman ha!Kesiverirler...Bakıyorum da nasıl alışmışsınız karşınızdaki insanı bu tür argo,işportacı tayfasının konuştuğu dille susturmaya çalışmaya...O kadar uzaksınız ki medeni bi şekilde tartışmaya,doğruyu bulmaya...O yüzden karşılık bile vermicem yazınıza çünkü anlayışlı ve doğru bi şekilde konuşmaktan çok uzaksınız.Bu yıl on beşinci yılıma girdim İngiltere de ki tiyatro yaşamıma,en son 15 yıl önce Devlet Tiyatro sundan istifa etmeden önce yaşıyordum Türkiyede ama şimdi bakıyorum da değil on beş yıl yüz yıl da geçse sizin gibiler hep aynı kalıyor...Yinede sizinle bi kaç satır da olsa konuşabildiğime sevindim.Hoşçakalın Metin Yükselen - ( 8/31/2008 ) ne biçim bir makale bu! Tam bir komedi Bunu yazan arkadaş sanırım 30 senelik bir tiyatrocu Tiyatro üstadlarını tamamen aşağılamış. Kendisi sanırım çok aşağıda olduğu için onlarıda öyle görüyor galiba. Hiç bir zaman ulaşamayacağı bir mertebeye dil uzatmış. Dilini fazla uzatma Ali Bey, aman ha! Kesiverirler Yazık Yazık... Asım Kaya - ( 9/7/2008 ) Geçenlerde Erol günaydının söyleşi kitabını iki kalas bir heves okudum. Kitabın bir yerinde aynen şöyle yazıyordu: "İşte bu öğretmenlere bağlı. Konservatuvarda onlar okutuyor, öğretiyorlar bir şeyler, bunların hepsi yanlış aslında. O öğretmenlerin çoğu hiçbir şey bilmiyor, onlar en kabiliyetsizleri diye düşünüyorum. Öyle ki, kompleksinden öğretmen olmuş, kafasındaki fikirleri anlatıyor ama "yap" dersen bir halt yapamıyor." Deniz Nurdan - ( 9/3/2008 ) Tiyatro üstadlarımıza yılların hocalarına kapalı bir küfürden ibaret bu yazı. Ali Üstüninanç Bey efendide her yoruma bir karşılık vermiş. Kendisinin reklamını yapmak için sanırım. Beyefendiye bakınız ingilterede tiyatro yaptığını söylüyor. Kendisi medeniyete o kadar yakın ki o gözünde büyüttüğü ingilterede kendi milletini benliğini unutup öylece yazıyor. Eğer siz gerçekten bir sanatçıysanız böyle sitelerde bilgiçlik taslamayın çıkın adam gibi milletin karşısınada sanatınızla neler yaptığınızı gösterin. Sanatınızla eğitmeye çalışın onları. Sanırım sizde onlardan birisiniz ki daha kurduğunuz cümlelerin farkında bile değilsiniz. Bakınız demişsiniz ki O yüzden karşılık bile vermicem!(vermeyeceğim yazılır) yazınıza çünkü anlayışlı ve doğru bi! (bir) şekilde konuşmaktan çok uzaksınız. Yani gerçekten karşılık vermemişsiniz o kadar anlayışlısınız ki yukarda bayağı bir laf etmekten kendi ülkenizde ki tiyatroyu aşağılamaktan ve kendi üleknizde ki insanları küçük görmekten başka bir şey yapmamışsınız. Hakikaten çok anlayışlı bir yazı :) İngiltere de tiyatro yapmakla medeni de olunmaz bilgilide. Siz ilk önce bir bilginizi tazeleyin. Ayrıca benim tanıdığım Ali Üstüninanç bir yazardır. Galiba birileri bu adı kullanarak kendisini çok bilgili göstermeye çalışıyor... Sanatla ve bilgiyle kalın Derya Çelik - ( 8/27/2008 ) Demişsin ki, kurumsal her türlü bilgiyi kitaplardan alabilirsin. Bu ne cehalet! O zaman sen bir doktor olmak isteyen insana üniversite okuma diye bilir misin? Ona üniversitede okuyacağın her türlü kitabı piyasada bulabilrsin mi diyeceksin? Arkadaşım, eğitim almayan insan yarım insandır bunu unutma. Eğer her şey kitaplardan öğrenilseydi okulların ve öğretmenlerin işi olmazdı. Umarım artık cahillikten arınırsın. Aklı başında bir insan olursun . Umarım... MODERATOR - ( 1/23/2009 ) BU SAYFAYA YAZILAN YENİ YORUMLAR ONAYLANMAYACAKTIR ! BU KONUDAKİ TÜM YAZIŞMALAR, TARTIŞMALAR FORUM SAYFALARINA TAŞINMIŞTIR. SORULARINIZI SORMAK ÜZERE FORUMA GİRMEK İÇİN: http://www.tiyatrodunyasi.com/tiyatro_forum ... - ( 1/18/2009 ) YAA İNANAMIORM SİZE YAAA NDEN BURAYA YAZIOSNZ TİYATROYU SEWDİĞİNİZİ BİŞYLERİ İSPATLAMAYAMI ÇALIŞIOSNZ BURADA KİMSE SİZİ ÖNEMSEMZ TİYATRO ŞUDUR TİYATRO BUDUR NE SAÇMALIYOSNZ HERKES KENDİ ÇAPINDA TİYATROYU İFADE ETMK İSTİO FAKT ÇOĞU KİŞİ O MESLEĞİN N OLDUĞUNU BİLE BİLMİO EĞER ÇOK SEWİOSANZ KENDİNİZİ SAHNEDE GÖSTERN BÖYLE KÜÇÜK YERLERDE KENDİNİZİ İSPATLAMAYA ÇALIŞMAYN WE ŞUNUDA SÖYLİM KİMSE TİYATROYU ANLATAMZ ŞU DÜNYAD KİMSE ali can öztaş - ( 1/8/2009 ) herkez tiyatro oynayabilir,herkez müzikle ugraşabilir,herkez burda abuk sabuk seyler yazabilir.oyun oynamak baskadır konservatuara kapak atmak baska.eger benim kabiliyetim varsa konservatuara girebilecek derecede bişeyler yapabiliyorsam okulumda yapacak daha cok işim var demektir.bu yıl gircem yetenek sınavlarına ve allahın izniyle girecem konservatuara.arkadasm bence sende biraz daha mantıklı ol ve kendini geliştrmye bak.eyvallah(; aslıhan - ( 10/11/2010 ) gzel tüyalar ama bırazda daha genş çaplı bilgiler elde etmek istiyarum Seda - ( 11/23/2010 ) Burada birçok insan konservatuarı kötü eleştirmiş. Madem bu kadar kötü, hiçbir işe yaramıyor o halde neden o kadar insan bu sınava girmeye çalışıyor. - ( 3/3/2011 ) ya herkes kendi açısından haklı.herkes imkanlarına göre haklı.ben g.antep te okuyan bir öğrenciyim bu sene ygs-lys sınavlarına girecegım.ailem istemiyor tiyatrocu olmamı,tiyatrocuların yaşam tarzlarından dolayı.yok turnelere nasıl giderim bitanecık kızları nasıl ıyı bır meslek zengın bır hayat duzenlı bır aıle kurup da dızlerının dıbınde olmasın(?)! böyle düşünüyorlar.doğu şehirleri yobaz zannedılıyor ama oyle değil.ailelerimizin bole dusunmesının sebebı de buaralarda sehırler kucuk nekadar uzaga gıdersek gıdelım yakınlarındayız,e sonra da alısıyrlar yanlarında olmamıza bırakmıyrlar dısarıya.benım hedefım istediğim şekılde hayatımı sürdürme yani tiyatro...şimdi ben g.antepte konservatuvr okumadan nerde nasıl hayalımı gerceklestırecegım?herkes guzel üniversite kazan yandal yap diyor.cok güzel bi bolum gelmeden uzak kente göndermezler.diyelim çok güzel bir yr kazandım.elımde o dıploma,meslek varken beni baska kente hayatımı gecrmeye gönderirler mi?ama konsevatuvar okursam tek meslegım istegım haytım tiyatro olacak ve hıc bırşekılde başka bır meslek umutları olmayacak ve isteyemeyecekler.o yüzden bu kadar başarılıyken çalışmıyorum.bu halde bile yüksek puanlardayım konservatuvar için.şimdi ben o sizin okuyup da okuduk da ne oldu dediğiniz üniversiteler bizlerin tek şansı...bana yardımcı başka bi seçeneğiniz varsa size sonuna kadar destek vermeye hazırım.bu türkiye de okusak ne olacak okumasak ne olacak! |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|