| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bodrum'da Magic Life tatil köyü ve köy'de Yeşil Kabare Üstün Akmen Geçtiğimiz pazar günü akşamına kadar Halikarnassos’ta, yani Bodrum’daydım. İsa’dan çoook önce, taaa 484 yılında doğan ve “Tarihin Babası” olarak bilinen Herodotos’a göre Bodrum, yerleşim bölgesinde yer alan ilk kent. Karya ve Leleg’ler zamanında yerleşim alanı olarak kullanılmış, daha sonra Dor’lar bu bölgeye yerleşmişler ve Halikarnassos antik kenti doğmuş. Halikarnassos İsa’dan çoook önce, 386 yılında Persler’in egemenliği altına girmiş. Muğla iline bağlı turistik ilçe Bodrum, şimdilerde sermayenin egemenliği altında. Avrupa Birliği uyum yasaları ayağına imar planları için yargıya gitme hakları daraltılmış; Türkiye topraklarının yabancı gerçek ya da tüzel kişilere satılması için yeni bir planlama dönemi başlatılmış; planlama kamulaştırma yoluyla özel mülkiyetin özelden özele el değiştirmesini sağlamış ve büyük sermaye şirketlerine rant aktarılmasının bir aracı haline getirilmiş. İmar planı yapma yetkisi daha bir önem kazanmış. Günümüzde yerelleşmeyi bizlere demokratikleşme diye kakalıyorlar ya, belediyelerden imar planı yapma yetkisini merkezi idareye alarak, büyük sermayenin Bodrum yarımadası’ndaki isteklerinin karşılanmasının ilk adımı atılmış. Ne Bodrumlulardan, ne basından, ne muhalif parti üyesi olanlardan “gık” çıkmamış. Yaşadığımız kentlerin mekânsal ve çevresel olarak sağlıksız, yaşam açısından güvensiz olmasının arkasında da bu “gık”sızlık yok mu zaten? “Gık”sız bir toplumuz biz. Sosyokültürel yapının yozlaşması, gelir dağılımında ortaya çıkan uçurumlar, yoksulluk, yasadışı kazanç alanlarının egemenliği hep bu “gık”sızlıktan kaynak buluyor. Kentlerimiz pazarlanacak birer meta haline dönüştürülüyor, paranın simgelendiği mekânlar haline geliyor, sermaye egemen anlayışlı yaşam stili her bir yanı sarıyor, sarmalıyor. Neyse! Bodrum Yarımadası, yani pazar akşamına kadar yaşamımdan beş günü çiçeklendirdiğim Bodrum, İsa’dan çoook önce, 193 yılında Romalıların eline geçmiş, ancak bu dönemde önemli bir gelişme göstermemiş. İsa’dan çoook sonra 395 yılında Bizanslıların, XI yüzyıldaysa Türklerin eline geçmiş. I. Haçlı Seferi sırasında Bizanslıların, XIV. yüzyılda yeniden Türklerin olmuş. 1415 yılında Rodos Şövalyeleri Halikarnassos’a el koymuşlar. 1523 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğu‘na katılmış. Cumhuriyetin ilanından sonra adı Bodrum olarak değiştirilmiş. Bodrum’da, ve Oğuz Serim adlı iki Türk gencinin Avusturya’da kurdukları bir turizm şirketine bağlı oteller zincirinin Bodrum halkası olan Akyarlar’ın Bağla Koyu’ndaki “Magic Life Imperial” adlı tesiste konakladım. Magic Life Imperial’ın ülkemizde Marmaris’te, Bodrum’da, Sarıgerme’de, Antalya’da (Belek ve Kemer’de) ve yurtdışında (Mısır’da, Yunanistan’da, Tunus’ta, Bulgaristan’da ve Avusturya’da) tesisleri var. İki yıl önce, tüm bu tesisler dünyanın en büyük turizm operatörü TUI’ye “külliyen” satılmış. “Siz özgürlüğü seviyorsanız; her şeyi yapabilmeyi, ama hiçbir şey yapmak zorunda olmamayı istiyorsanız Magic Life Imperial tam size göredir” sözünü “şiar” edinmişler. “Her Şey Dahil Tatil” sisteminin ekonomiye katkısı mı var, zararı mı, tartışmasına burada bulaşmak istemiyorum. Tesislerin yabancı sermayeye devri konusuna da… Ama Magic Life Imperial’ciler insan bedenini ve ruhunu dinlendirmek için sonsuz olanaklar sağladıklarını savlıyorlar. Gördüm ki, hani söyledikleri yalan da değil hani! Sadece iyi eğlenceyi de Magic Life Imperial için yeterli saymamışlar. Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Tankaya: “Diğer servislerimiz gibi eğlence de daha iyi ve daha mükemmel olmalıydı” diyor. “Her Şey Dahil” konaklamanın yaratıcısı Magic Life, iki yıldızlı otellere kadar taklit edilince Gökhan Tankaya’nın sözünü ettiği farklılaşmaya, “mükemmel”e gidiliyor, “Her şey dahilin içine sanat da dahil” tümcesi slogan oluyor. Bu amaçla usta tiyatrocu Ali Poyrazoğlu ile anlaşıyorlar, birlikte “Yeşil Kabare”yi kuruyorlar. Ali Poyrazoğlu, “Yeşil Kabare” dışında, Magic Life akşamlarında “Ben Eskiden Küçüktüm”, “Tak Tak Takıntı”, “Ödünç Yaşamlar”, “İçimdeki Timsah” oyunlarını da dönüşümlü olarak haftanın dört günü sahneliyor. Yetinmiyor, yemek salonunda, deniz kenarında Türk konuklarla oyunlarını, yaşamı tartışıyor. “Kitap Okuma Saatleri” düzenliyor, “Gölgede Muhabbet” yapıyor. Aile içi iletişim, yaşamdan zevk alma, takım ruhu, siyaset, yaratıcılık-inovasyon (toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması) gibi konularda müşterilerle söyleşiyor. Hiç değilse Türk konukların tatil köylerinin alışılagelmiş niteliksiz, sulu sepken “animasyon” gösterilerine esir olmalarını engelliyor, tatilcilere kültürel bazda “baz” yaratıyor. Gelelim “Yeşil Kabare”ye. Yaz boyunca Magic Life’da haftada bir gece perde açan “Yeşil Kabare”, Ali Poyrazoğlu’nun ‘80’li yıllarda İstanbul’da “pavyon ruhsatı(!)” alarak açtığı unutulmayan eğlence yerlerindendi, çok iyi anımsarım. “Yeşil Kabare”de Huysuz Virjin’den Uğur Yücel’e, Ajda Pekkan’dan Sezen Aksu’ya, Yıldız Kenter’den Hülya Avşar’a, hatta Zeki Müren’e; akla gelebilen dönemin tüm ünlüleri sahneye çıktı. “Yeşil Kabare”de her akşam, her türlü güncel sorun inceden inceye alaya alındı, iğnelendi, yerildi, delindi, taşlandı. “Yeşil Kabare”de ezgilere, danslara, skeçlere, monologlara, diyaloglara da yer verildi. Güldürücü ve eğlendirici olmasına karşın, “Yeşil Kabare”de temelde ciddi bir tiyatro türü de oluştu. 340 personelin hizmet verdiği 1200 yataklı Bodrum Magic Life Imperial’in tatil anlayışında fark yaratan “Yeşil Kabare”si, tatil köyünde konaklayan konukların yanı sıra Bodrum’da yaşayan ya da başka tesislerde konaklayan herkese açık olarak sunulmakta. Kabarede Ali Poyrazoğlu’nun dışında Özdemir Çiftçioğlu, Eser Ali, Berrak Kuş, Murat Ilgar, Suat Ünaldı ve konuk sanatçı olarak Deniz Akkaya rol alıyor. Özel olarak inşa edilmiş fevkalade kullanışlı salonun görkemli dekoru içinde, mükemmele yakın ışık kullanımı altında 30 kişilik Brasil Tropical ve ünlü müzisyen Ferdi Özbeğen de kabareye renk katarken, oyuncuların tümü, işlerini gerçekten büyük bir ciddiyet içinde yapıyor. Podyumlarda izledikçe içimdeki estetik köstebeğini yuvasından çıkaran ünlü manken Deniz Akkaya ise “Yeşil Kabare”de tiyatro adına umut salgılıyor. Ali Poyrazoğlu, kabaredeki stand-up’ı sırasında “Yeşil Kabare”nin radikal bir bakıştan yola çıktığını, bu bakışın esasının renk körlüğü olduğunu anlatıyor. “Çünkü” diyor, “renk körleri kırmızıyı yeşil, yeşili de kırmızı olarak görürler. Sonuçta hepimiz birer zihinsel renk körüyüz ve bazı şeylerin içini net olarak göremeyiz, anlayamayız, fark edemeyiz, başka bir şeymiş gibi algılarız ve yanılırız. Oysa biz karpuz gibiyiz diye düşünüyoruz: Kabuğumuz serttir, kırılmaz gibi duruyor, oysa çok kolay açılıyoruz ve içimiz kırmızı, lezzetli ve çok tatlı.” Gerçekten de Ali Poyrazoğlu’nun “Yeşil Kabare”si şakanın, alayın, hicvin, mizahın başrolde olduğu Bodrum Magic Life Imperial’da güldürerek, eğlendirerek insanların hem kendilerine hem de dünyaya daha aydınlık gözle bakmalarını sağlıyor. İnsanlar üç buçuk saat boyunca kahkaha atıyor. Kahkaha, kahkaha atanın zihnini açıyor. Kahkaha atanın zihni açılınca, dünyaya daha rahat meydan okuyabiliyor. İnanmayacaksınız belki ama insan vallahi iyiden iyiye ferahlıyor. Üstün Akmen Evrensel Gazetesi Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|