| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Brecht şarkılarını, Mardin’de neden okumadınız? Adnan Tönel Geçen hafta Mardin’de yaşanan acı olayın üzerinden oluşan gündeme çeşitli kesimlerden tepkiler devam ediyor. Ancak bunlardan en çelişkili olanı tiyatro disiplininden geleniydi. Güneydoğu’nun şiirsel kenti Mardin’in Bilge Köyü’nde yaşananları uzaylı gibi yorumlayan, oradaki halkı cahil gösteren, toprağa bağlı yaşam mücadelesini sürdüren 7 bin yıllık Mardinli aşiretlere linç kültürü uygulayan, bir kısım yarı-aydın büyük bir aymazlık içerisinde. Bu toplumsal travmanın nedenlerini sorgulamadan sonuca ve yargıya dörtnala koşturan küçük burjuvalar hemencecik beliriveriyor epik söylemleriyle. Tahlilden çok, oklarıyla bir kez daha saldırıyorlar köylülere ve köycülüğe. Bu çelişkili açıklamaları yapanlardan en şaşırtıcısı halen bir üniversitede Profesörlük yapan Zeliha Berksoy. Şöyle diyordu Cnntürk televizyonundaki programda Reha Muhtar’a: “Sıkıştırılmış enerjinin en koyu ve en derin olayını Mardin hikayesinde yaşadık. Bunun kökeninde tabi ilkellik yatıyor. Bütün kırsal kesimlerde çağdaş bir eğitim seferberliği öneriyorum. Ama 50 yıldır bu yapılmadı. 50 yıl önce yapsalardı! Daha ülkenin nüfusu 15 milyonken yapsalardı! Şimdi olmuş 75 milyon. İnsanınıza sahip çıkmamışsınız, gençlerinizi eğitmemişsiniz, onlara doğruyu yanlışı, evrensel değerleri anlatmamışsınız. Dinse dini de kendi realitesi içinde öğreteceksiniz. Bunu öğretenler de cahil. Cahil bırakılıyorlar. Onlar da siyasi bir düşünce ya da çıkarlarla ya da kendi cehaletiyle gidiyor. Formül yanlış. Çünkü bütün çocuklar doğduğunda aynıdır. Hitler de doğduğunda bir bebekti. Ama nasıl oldu. İnsanın değişebilirliği diyalektiği var. İnsanlara olanak tanınmaması, insanca yaşayamamaları, tanıştırılmaması gibi durumlar içinde demokrasiden söz edilemez. Bugün işçilerin maaşından yüzde 15 indirmek hangi demokrasidir? İnsanları işlerden atmak hangi demokrasidir?" Zeliha Berksoy, bu kimi parçalı doğruların içerisinde “aşağıdaki özeleştirileri de yapabilseydi keşke” demek geliyor içimden. Şöyle ki: Halen başkanı olduğu Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümüne sanat öğrenmeye gelen Güneydoğulu öğrenciler neden sınavları aşamıyorlar? Onlar boyunları bükük memleketlerine dönerken, “devlet okulunda hem okul harcı ucuz olur hem de tiyatro öğrenirim” diye geldikleri sınav konseyinden geçer not alamadan neden elleri boş dönüyorlar aşiretlerine(!) ? Oysa ki siz, son 50 yıldır Brecht’in tiyatrosunu, Brecht’in şarkılarını seversiniz. Neden himayenizdeki tiyatro bölümü yetenek sınavlarında aradığınız tiyatrocu adayı kriterleriniz, sadece popüler, yetenekli ve küçük burjuva olabilecek potansiyeldekiler için bağlayıcı olabiliyor? Ya da tiyatro sanat yönetmeni olarak görev aldığınız özel kurumlarda bu sanat eğitimine muhtaç cahil’leri eğitip yetiştirmiyorsunuz. Belki onlarla iletişim kurmak Okan Bayülgen ile iletişim kurmak gibi kolay olmayacaktır sizin için, ama olsun alsanıza garipleri, eğitsenize onları. İmece olsun diyerek tiyatro bölümünüze bu işçileri, köylüleri, onların çocuklarını misafir etsenize.. Başarı bursu versenize onlara.. Eğitsenize o cahilleri… Cahil bırakanlar diye eleştirdiğiniz, son 50 yıllık sürecin içinde önemli rollerde sahnelerde izlerken biz sizi, sesinizi çıkarsaydınız ya Mardin acısına benzer acılar çekerken, halklar. O nedenle siz şimdi televizyonlara çıkıp işçinin maaşından yüzde 15 vergi kesiliyor diye serzenişte bulunurken, elbette bunun geçmişte atılmış tanıdık tohumlar olduğunu görmezden gelebiliyorsunuz. Bu toplumsal travmayı eleştirebiliyorsunuz. Mardin’de bugünlerde gençlik festivalleri sinema festivalleri yapılıyorsa katılsanıza oyunlarınızla… Evet evet şu sözle bitirmeli finali; “bütün dünya bir sahnedir, bizler de seyircileri oynayanları” artık bunu çok net anlıyorum. Adnan Tönel Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet Bilal - ( 5/15/2009 ) Adnan Bey, Zeliha Berksoyun konuşmasına uzaylı yorumlaması söyleminize katılamayacağım.Hele hele bölgede eğitimin gerekliliğini, evrensel değerlerin öğretimini, orada da insanca yaşama hakkını savunan konuşma bence bu yorumları haketmiyor. Ayrıca devletin de bölgeye doğru düzgün uygulayabildiği bir eğitim politikası olmadığı gayet açıktır. Bu söylemlerin devlet politikalarına dair olduğunu ve köylere, köycülüğe veya aşiretlere saldırı niteliği taşımadığını düşünüyorum. Ayrıca yetenek sınavlarında popülerlik ve küçük burjuva potansiyelinin bir kriter olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Doğudan gelip lehçesi bozuk olmasına rağmen sınavda başarılı olan ve okula giren kişiler olduğunu da duyduğumu belirtmek isterim. Bölgedeki insanlar, çocuklar için birşeyler yapmalıyız, hepberaber.. islam - ( 5/14/2009 ) ben bir tiyatro oyuncusu ve bir mardinli olarak yazdıgınız yazıyı takdir ediyorum..adnan tönel mardin sizi unutmayacaktır inanın bana çok duygulandım yazınızı okurken.sizinle tanısmak görüşmek ve ellerinizden öpmek isterdim... islam tanhan - ( 5/14/2009 ) adnan abim mardin nusaybine gelirseniz mitanni kültür merkezinde bizim tiyatro grubumuz.ve kendi emegimizle yaptıgımız çalısmaları görürsünüz o zaman mardin için yazılan makelelerin ve yersiz sözlerin ne demek oldugunu anlarsınız mutlaka bekliyoruz.esen kalın umarım hep mutlu olursunuz.islam tanhan Mikail Darber - ( 5/18/2009 ) ADNAN Beyin duyarlılığı ve konuyu gerçekçi analizi herkes tarafından çok net algılanmalıdır.Ben bu televizyon programını izledim. Zeliha Hanım, biz doğululara cahil deme cesaretini gösteriyorsa sınavında kim bilir neler yapmaz? Zaten Zeliha Hanım devlet gibi bir kadın.Ayazpaşadaki evinden ahkam kesiyor.Keşke tüm gerçek tiyatrocular Adnan Bey gibi özeleştiri yapabilseler.Doğuyu ciddiye alsalar. Bu arada Bilal adındaki yorumcu "Bölgedeki insanlar çocuklar için birşeyler yapmalıyız" demiş.Bu söz ile diğer yazdıklarınız çelişiyor. Neriman - ( 5/19/2009 ) Ben Zeliha Hanımın bu sözlerinin biraz daha irdelenmesi taraftarıyım.Konuşmada bahsedilen cehalet tabii ki doğudaki bütün vatandaşlar için geçerli olamaz.Ama şunu da kabul etmek gerekir ki doğuda bir eğitim sorunu var.Formülün yanlış olduğunu belirten bir konuşma olduğunu ve doğulu vatandaşlara herhangi bir saldırı içermediğini düşünüyorum.Ayrıca Bilal beyin sınavlarla ilgili söylediklerini de önemsemek gerekiyor bence. islam tanhan - ( 5/23/2009 ) arkadasların yorumuna saygı duyarım,ancak söyle bir gercek varki inkar edilemez,ben adanada dogdum büyüdüm 22 yasında genc bir delikanlıyım adana da doguya bakıs acısı biraz farklı güney dogu denince akıllara hemen ilkellik geliyor terör geliyor. bu yüzdende gelip görmelerini istiyorum mardini.gelin insanlarını bi görün yasam sekillerini kültürlerini misafir perverligini okuma azimlerini,sosyal yasantılarını kültürel faliyette ki çalısmalarını,bunları görmeden o halka cahil diyemezsiniz.ama bunu kabul etmişsiniz bi kere....evet biz şiirlerr okuyoruz biz tiyatral calısmalarda bulunuyoruz..oyunlar cıkarıyoruz festivallere katılıyoruz.müzik kursları modern dans kursları acıyoruz sinema salonları acıyoruz bunların hepsi cahilllikse evet kendimiz ihbar ediyoruz BİZ CAHİLİZ, BİZ İLKELİZ ölmeden önce su mardni bi ziyaret edin 4 dilin bir arada konusulduguna sahit olun kültür seviyemize bakın ama yok....hani bununuzdan kıl aldırmıyorsunuz ya. işlemiş ya kafanıza cahillik ve ilkellik evet biz böyleyiz biz buyuz..adnan abimin dedigi gibi gelin bizi egitin cahil kalmak istemiyoruz biz gelin elinizi uzatın bize.inanın o elleri öperiz biz.6bin yıl böylece yasanmıs ama hep inkar ettiniz gerceklerimizii bundan 2 3 yıl öncesine kadar çocuklar kendi dillerini konusamıyordu.12 yasındaki çocuga 13 kursun sıkarak öldürüldü. ve terörist denildi. işte bizim gerceklerimiz işte sizin gercekleriniz.bunu söylemeden gecemeyecegim CAHİLİM AMA İLKELİM AMA...HUZURLUYUM MUTLUYUM.UMARIM HEP BÖYLE CAHİL VE İLKEL OLARAK KALIRIM.... Adnan Tönel - ( 5/25/2009 ) Yüzyıllardır önemli yerleşim merkezleri arasında yer alan Mardinin Nusaybin ilçesi, 12 Eylül 1980de yapılan askeri ihtilal sonrası bir türlü sinema salonuna kavuşamadı. 12 Eylül 1980 askeri ihtilal öncesi 10 bin nüfusa sahip Nusaybin yazlık ve kışlık olmak üzere 4 sinema salonuna sahipken şimdi gidecek sinema salonu bulunmuyor. İlçede yazlık – kışlık çalışan Aslan ve Mungan sinemaları ile yazlık çalışan Baraj ve Kibla sinemaları uzun bir süre ilçe halkına hizmet etmiş. Nusaybinin 10 bin nüfuslu olduğu yıllarda ilçede 4 sinema salonu varken nüfusun şimdi köylerle birlikte 115 bin kişiye ulaştığını düşününce, özellikle gençlerin vizyona yeni giren sosyal içerikli filmleri izlemek için ilçe dışına çıkmak zorunda kalıyor olmaları çok üzücü. Yaz dönemlerinde Musa Anter Parkında yapılan sinema haftası dışında film gösterimleri maalesef yoğunluklu yaşanmıyor ilçede. Bu eksikliği giderebilmek için 2008 yılı mayıs ayında hizmete giren Mitanni Kültür Merkezinde bulunan 450 kişilik tiyatro sinema salonuyla, kısıtlı da olsa bölge insanına bir hizmet veriliyor olması ise tek tesellileri. Yanısıra geçen hafta bu köşede yazdığım Mardin başlıklı yazımdan sonra, bana ulaşan okurlarıma teşekkür etmek istiyorum. Mitanni Kültür Merkezinden İslam Tanhan kardeşim, duygu yüklü cümlelerin için teşekkürler. Mitanni Kültür Merkezi 115 bin nüfuslu ilçede gerçekten şu anda Kutup Yıldızı gibi gençlerin kültürel açlığını azaltmaya dönük etkinlikler düzenlemeye, kültürü yeşertmeye devam ediyor. Birçok uygarlığa başkentlik yapmış Nusaybinin tarihsel, kültürel değerlerini araştırmaya, açığa çıkarmaya ve arşivlemeye, kaybolmaya yüz tutmuş kültürel değerleri mümkün oldukça da koruma altına almaya devam ediyor Mitanni Kültür Merkezi. 470 kişilik tiyatro-sinema, 480 kişilik çok amaçlı salon ile 3 sanat çalışma atölyesi ve 1 kütüphane bulunuyor merkezde. Tüm sanat dallarında aktiviteler yapılabilecek bir ortam var mekânda, halkı sanatla buluşturmak, Nusaybinin hak ettiği ancak bugüne kadar gerçekleştirme olanağı pek olmayan sanatsal boşluğu doldurmak için birebir bir düş evi gibi. Gençlerin kendilerini daha özgürce ifade edebileceği ve çok yönlü geliştirebileceği bir mekân haline gelebilmesi için bizlerin de katkı sağlamasını bekliyor elbette. Kültür sanat dostları Güneydoğudaki kültür merkezlerinin sayısının artması için elele vermeli. Ayrıca çeşitli toplulukların turnelerini, konserlerini, gösterilerini gelip burada yapmaları onlar için de çok yararlı olacaktır kuşkusuz. Sözgelimi; niçin bir kez Muhsin Ertuğrul Tiyatro Ödülleri Nusaybinde Mitanni Kültür Merkezinde dağıtılmaz? Ya da TRT program çekimlerinin bazılarını bu merkezde niye yapmaz? Hem Nusaybin için hem de kültürün taşıyıcılığı anlamında bir ivme oluşturması bakımından benzeri pek çok etkinlik de yapılabilir. Elbette Nusaybinin varlıklı insanları da yatırımlarını; apartmanlara, arazilere, dolara, faize yatırmanın yanısıra ilçede modern bir sinema salonu yapılması için de destek verebilirler. Şunu da unutmamak gerekir; bugün Nusaybinde üniversite mezunu 1000 kadar genç insan işsiz. Nusaybinde hangi kurum ya da kuruluş bu gençlerin beyin gücünden, bilgisinden yararlanıyor? Bu kültürlü gençlere iş olanağı veremiyorsak, sinema salonları, modern yaşam alanları yaratamıyorsak bir parça da suçu kendimizde aramalıyız. Ne güzel değil mi şu günlerde, örneğin Bursa, Kocaeli, Eskişehir, Samsun vb. pek çok şehirde gençler hafta sonları arkadaşlarıyla grup halinde sinemalara, tiyatrolara kültür merkezlerine gidiyorlar, izledikleri filmler üstüne sohbet ediyorlar, kendi düşüncelerini oluşturuyorlar, kendi beğenileri oluşuyor, sevmek nediri sorguluyorlar. islam tanhan - ( 5/26/2009 ) adnan abim sizi gercekten taktir ediyorum.gerek yazılarınızla gerek ise kişiliginizle ve o kocaman yüreginizden kopan sözcükler için...sizin gibi sanata bakıs acıları yakalayan herkeze minnettar kalacagım... mitanni kültür merkezi (mkm) - ( 5/27/2009 ) Öncelikle göstermiş olduğunuz yoğun ilgi ve duyarlılıktan dolayı,tesekkür ediyor saygılarımızı sunuyoruz.1000yıllardır değişik kültürlere kucak açmış topraklardan bütün Türkiye halkı ve aydınlarına çağrımız oturdukları yerden doğru olmayan bilgilerle yargıya varacaklarına gelip halkımızın acılarını yaşadıkları sıkıntıları,barışa, huzura, sanata ne kadar aç ve muhtac olduklarını kendi gözleriyle görsünler.Adnan beyin duyarlılığını tüm aydınlardan ve sanatçılardan bekliyoruz. saygılar. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|