| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Wash Your Self In Your Tears and Build Your Church of Your Faith Arda Aydın Wash Your Self In Your Tears and Build Your Church of Your Faith (Kendi Gözyaşında Yıkan ve Kendi İnanç Evini Oluştur) Çağlar Yiğitoğulları’nı bilir misiniz? Ya da şöyle sorayım; Çağlar Yiğitoğulları’nı ne kadar bilirsiniz? Yaklaşık altı buçuk yıl önce Şehir Tiyatroları’na dahil olduğumda tanıdım Çağlar’ı. O bir Shakespeare oyunu olan Macbeth’te oynuyordu, bense bir başka Shekespeare oyunu olan Hırçın Kız’da. Zaten o sene bir Shakespeare oyununda oynamayan Şehir Tiyatrosu oyuncusu yok denecek kadar azdı. Neyse efendim, biz ayrı oyunlarda ama aynı tiyatroda oynayan iki oyuncu olarak gel zaman git zaman, tanıştık, dostluk kurduk ve zaman içinde bunu pekiştirerek bu günlere geldik. O, bambaşka bir kafa yapısına sahipti, ben bambaşka. Ama ortak düşündüğümüz tek bir nokta vardı ki, bizi bu denli yakın kılabildi; kişiliklerimizin, yaptığımız işe olan sonsuz katkısı! Çağlar yıllardır tiyatronun yanında, gösteri ve güzel sanatların hemen hemen her dalıyla yakından ilgilenen biri. hatta sayesinde bilmediğim ve uzak olduğum bir çok şeyle tanışma fırsatım oldu. O’nun bu geniş görüşlü düşüncesi belki maddi anlamda çok fazla bir getiri sunmadı, ama, sonuçta şu anda bir Tiyatro Sanatçısının elinde olmayan portföye sahip olup, uluslararası çalışmasına ve bir nebze de olsa tanınmasına yol açtı. Muhtemelen Çağlar bu satırları okurken bana içinden saydırıyor ama ne yapayım, gerçek benim için bu! Çağlar çok uzun zamandır, dansa, daha doğrusu performans sanatlarına zamanını ve aklını bahşetmiş durumda. Ankara Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde okuduğu yıllardan beri süre gelen bu ilgisi O’nu öyle bir noktaya getirdi ki, bir ara Tiyatro’da Çağlar’ın oyuncu değil de dansçı olduğu sanılmaya bile başlandı. Bu tabi ki Çağlar’ın değil O’nu izleyen ve bunun ayrımına varamayanların kabahati o ayrı. Benim O’nu tanıdığım zamandan itibaren de, Şehir Tiyatroları’nda ve dışarda performans sanatına olan ilgisi, artık profesyonelleşmeye ve bu işler üzerine dersler vermesine kadar götürdü meseleyi. İlyas Odman’la yaptığı “Camadamlar” gösterisi her benim diyenin altından kalkamayacağı zorlukta ve bir o kadar da çarpıcı bir işti. Handan Ergiydiren’le yaptığı “Bana Islak Mayonuzu Gösterin” için söylenebilecek en doğru söz, farkındalığın ancak bu kadar doğru yansıtılabileceğidir. Şehir Tiyatroları’nda son zamanlarda oynadığı, Keşanlı Ali Destanı, Lüküs Hayat, Divane Ağaç ve Kırmızı Pazartesi oyunlarındaysa karşımıza hep iyi bir aktör olarak çıktı. İç disiplini ve bitmek bilmeyen enerjisini, sanata olan yakın ilgisiyle birleştirince ortaya hep iyi işler çıkarttı. Şimdi ise yukarda yazının başlığında gördüğünüz uzun isimli ama kendisi ve izleyicisi için çok farklı anlamlar içeren performansını sergiliyor. Şehir Tyatroları’nın 25. Genç Günler’inde sergilediği bu performans görülmeye ve tartışılmaya değer. İçinizi burkacak ve sizi rahatınızı bozmaya itecek hemen herşeyi bu performasta bulacaksınız. Tahminim bu işten rahatsız olacak bir çok insan çıkacaktır. Ne güzel ki, Çağlar da işinin tam bu noktada olduğunu söylüyor. Yani izleyici ne kadar rahatsız olursa, iş amacına o kadar ulaşmış olacak. Handan Ergiydiren burada da Çağlar’ı yalnız bırakmamış. O’nun katkılarını esirgemediği bu iş herşeyiyle dört dörtlük olmuş. Bu arada Genç Günler etkinliklerinde performasın adı “DISS/ LIVE ART” diye geçiyor. Buradan Genç Günler Direktörü Arif Akkaya’ya da bir selam. Genç Günler için kullanılan Şehir Tiyatroları Müdürlüğü’nün hemen arkasına düşen performans mekanı da görülmeye değer. Sorgulamanın rahatsız edici boyutlara vardığı; Hayatın en geç zamanda yardıma koştuğu; Fırsatların hep hüzün getirdiği; Acımanın acınacak hale getirdiği; Geçmişin hep peşinden geldiği; Ve sonuç olarak geçmişin hep hayatın geri kalanını şekillendirdiği bir gösteri izlemek ve bir sanatçının insan sınırlarını nasıl zorladığını görmek için gidin ve izleyin. Son gösteri günü yarın yani 11 mayıs p.tesi saat 19.00’da İstanbul Şehir Tiyatroları Müdürlük binasının hemen arkasında yer alan hangarda. Küçükçiftlik Lunaparkı’nın hemen karşısında. Gösteri ücretsizdir, buradan hatırlatmak istiyorum. Arda Aydın Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet Çiğdem Erken - ( 5/11/2009 ) Çağlar hakkındaki bu yazı için sana sonsuz teşekkürler Arda! Tam yerinde yazdıkların.. Pınar ÇEKİRGE - ( 5/20/2009 ) Yazınız çok güzel.Ayrıca sezon boyu izlediğim Keşanlı Ali, İstanbul Efendisi ve Tekrar Çal Sam de yaşar kıldığınız unutulmaz kompozisyonlar için sizi yürekten kutluyorum. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|