| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
BERNARDA ALBA'nın Kızı MARTIRIO ya da Özlem Türkad Pınar Çekirge Tiyatro sanatına olan borcunu, bırakalım " Ben Anadolu", " İstanbul Efendisi"ni, sadece "Bernarda Alba'nın Evi"nde yaşar kıldığı Martirio karakteriyle bir defada ödemişti. Dünya standartlarında safkan bir oyuncunun erişebileceği sayılı doruklardan biriydi 'Bernarda'daki performansı.Bana göre, başlıbaşına bir oyunculuk resitaliydi. Martirio'nun yaşadığı cinsel sarsıntılar, bastırılmış, hep tutsak edilmiş arzuları..İşte rengi kolay solmayacak bu alacalı, ufunetli iç dünyayı sergiliyordu Özlem Türkad sahnede. Yapaylıktan, abartıdan uzak dupduru oyunculuğuyla. Martirio rolüyle kolay silinmeyecek bir imza atmıştı tiyatro tarihimize.( Sahi, bir oyuncunun kariyerinde kaç kez oluşur böylesi bir şans ? ) Yetmiş iki yıl öncesi.İspanya.Bernarda Alba'nın evinde sekiz sene sürecek bir yas vardı.Sokaktan hava bile sızmayacaktı içeriye.Kapılar, pencereler tuğlayla örülmüş gibi yaşanacaktı. İlk eşinden bir, ikinci eşinden dört kızı, iki hizmetçisi ve annesi ile birlikte yaşayan Bernarda Alba, bizim Aliye Rona'dan daha sert, daha ödün vermez bir kadındı. Hayat, Bernarda'nın evinde hiç kimse için kolay değildi.Zaten o kadar çok ' keşke' ve ' belki' vardı ki geçmişlerinde.Tenleri çürüyordu, pas yürümüş duvar çivileri gibi. Angustias, Magdalena, Adela, Amelia, Martirio.Bir girdaba doğru sürükleniyorlardı.Öfke büyüdükçe daha çok can yakıyordu.Korkunç hesaplaşmanın bedelide korkunç ve acımasız olacaktı herkes için. Martirio.Çaresizdi.İçine sığınmıştı.Savunmasız yanlarını kalın örgülerle çevirmişti.Kalbinin bir köşesinde nakışladığı erkeklerin tümüydü Pepe el Romano.Yarım bırakılmış, mahzun ve eksik tarafıydı..Zamana yayıp ehlileştirdiğini sandığı korkularıyla, içgüdüleriyle ilk ne zaman yüzleşmişti Martirio ? " En iyisi hiçbir erkeğe bakmamak.Çocukluğumdan beri hep çekinmişimdir erkeklerden.Ağılda erkeklerin öküzleri koştuklarını, buğday çuvallarını kaldırdıklarını, bağırışıp çağrıştıklarını görürdüm ve hep büyüyünce bunlardan birinin beni aniden kucağına alacağını hayal edip korkardım." Yasak tutkuları dizginleyen korkular..Uykusuz geçen, yorgun, ıslak gecelerinde Pepe El Romano'nun gizlice aşırılmış bir fotoğrafı vardı buz kesmiş çarşafların arasında.Yalnızdı...kimsesizdi.Hatta kimliksizdi Martirio. " İstersen sana gözlerimi vereyim, benim gözlerim daha genç, sırtımı da vereyim istersen kamburunu düzeltirsin.." Adela'nın bu sözleri jilet kesiğiydi teninde.Evet şişmandı, evet kamburdu, hırsını yemek yerken alıyordu.Yünleri atarken alıyordu.Öfkeyle vuruyordu elindeki sopayı yünlere. Hüzün kuşlarını kanıyla besliyordu.Dedim ya, kimsesizdi.Kimliksizdi.Öfkeliydi.Hırçındı. Bernarda ( Martirio'ya ) Doğru mu ? Martirio Doğru. Bernarda ( Üstüne yürüyüp vurarak ) Terbiyesiz seni.İkiyüzlü ! Fesat ! Martirio ( Kızgın ) Bana vurma anne. Bernarda Seni öldürmek geliyor içimden ! Martirio Öldür bakalım ! Duyuyor musun ? Çekil şuradan ! ( 1 ) İsyanı taşmıştı.Sırtına çarpan bastonla, yüzüne yansıyan kini, kıskançlığı, içinde sakladıklarını, itiraf etmekten kaçındığı duyguları ortaya çıkmıştı.Gözünden tek damla yaş düşmemişti.Yaşlar kirpiklerinin ucuna dek gelip, durmuştu o an. " Mutsuzluğa da var mısın ? " diye soruvermişti Cemal Süreya. Martirio Sen sevinesin diye ağlayacak değilim ya. Bernarda Niçin o resmi aldın ? Martirio Kardeşime şaka yapamaz mıyım ? Başka ne için alabilirim ki ? Adela ( Kıskançlık içinde yerinden kalkar ) Şaka değildi, sen hiç şakadan hoşlanmazsın.Yüreğindeki fırtına çıktı ortaya.Açıkca söyle. Martirio Sus, beni konuşturma, eğer konuşursam utancından duvarlar yıkılır. ( 2 ) İçini çekti Martirio, biraz daha yaşlı, biraz daha yalnız hissetti kendini.Öfkeliydi.Pepe de Romano mu ? Habis tümürlerinden biriydi sadece. Adela gibi. Martirio Ağzımı açmadığıma şükret. Adela Ben de konuşurdum. Martirio Peki ne derdin ? İstemek başka yapmak başka ! Adela Ben çıkarım için elimden geleni yaparım.Ya sen, yapmak istiyorsun ama beceremiyorsun. ( 3 ) Hatırlıyorum, sahnede ilk görüldüğü andan itibaren Özlem Türkad acı, matem ve kıskançlığa ruh üflüyordu adeta.Martirio Özlem Türkad ile gövdeleniyor, yetmiş küsur yıl sonra hayata karışıyor, trajedisini çığlığa dönüştürüyordu.Çektiği hasrete bir aksisedaydı tenindeki ürperişler.Ne varsa insana dair, insana mahsus, insana özel hepsini tek tek ortaya dökme zamanıydı.İşte bu noktada halis bir sahne büyücüsüydü Özlem Türkad.Bana göre bir dehaydı.Gerçek, yalın bir tragedya oyuncusu.Bir usta. Özlem Türkad yaralı, cılk yaralı bir kimliğe kan, can veriyordu oyun süresince.Tiyatro sanatına olan borcunu sadece bu kompozisyonla bile ödediğini söylemiştim Özlem Türkad'ın.Laf aramızda korkmuştum da,” bundan sonra ne yapacak, başka ne oynayabilir,” diye endişelenmiştim.( Mehmet Ali Erbil benim için sadece " Küheylan" daki o gencecik delikanlıdır mesela." Küheylan" bir doruktur.İnci Türkay " Sylvia" dır.) " Bernarda Alba'nın kızı Martirio'nun esrikliğini yaşadığım günlerde " İstanbul Efendisi" nde arap bacı rolünde Özlem Türkad'ı izlediğimde ne kadar yanıldığımı anladım. 2007- 2008 Sadri Alışık Ödüllerinde Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne, 2007-2008 Lions Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne ve Bedia Muvahhit Ödülü’ne değer bulunmuştu Özlem Türkad. “Yerma”da, “Eskici’nin Tazesi”nde izlemek isterdim Özlem Türkad’ı.İlle "Kurban" da, " Teneke" de." Çöl Faresi", " Pembe Kadın", " Tırpan", " Otelci Kadın" da.Ve bir gün mutlaka " Çay ve Sempati" de. Hani herhangi bir anda her şey yavaşlar, adeta ağır çekime dönüşür ya ? Martirio öylesine etkiledi beni.Gözlerinde hüzün vardı, en derininden.Yüzü parçalanmıştı.Sabah kırağısı inmiş çiçekler savruluyordu dört bir yana.Adressiz bir yabancıydı Martirio.Yağmurun çürüttüğü pencere pervazlarına takılı kalmış bir kağıt parçası..belki bir fotoğraf.Martirio bir başka parantezdeki tekrarım mıydı..gerçek miydi bütün bunlar ? Artık ne önemi var ? 2009- 2010 Tiyatro Sezonu'nda Özlem Türkad'ı yine ayakta alkışlayacağız...Özlem Türkad, Nur Sabuncu, Lale Oraloğlu, Perihan Tedü, Gülistan Güzey, Ayfer Feray, Şükriye Atav, Şehime Erton,Nevin Seval, Şevkiye May, Nezihe Becerikli, Muazzez Kurtoğlu'ndan aldığı bayrağı en önde taşımaya devam edecek. Sisli rıhtımlardan çıkıp gelmiş her safkan oyuncu gibi. * ( 1,2,3 ) F.G.Lorca Toplu Oyunlar - 1.Mitos / Boyut Yay.2006 Pınar Çekirge Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet Leyla Öztunç - ( 5/27/2009 ) Bernarda Albanın Evini ve Özlem Türkad ın başarısını alkışlıyorum. perihan özdil - ( 8/31/2012 ) Özlem turkad rol yapmıyor,oynamıyor.o yaşıyor.Bu genç yaşta bu denli insan yapısını sentezliyebilmek büyük başarı gerçek yetenek.O canlandırdığı karekterlerin ruhunu ödünç alanlardan,asla rol yapmıyor YAŞIYOR. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|