Yürüyüşle ilgili haber yorumlarını okudum gün boyunca… Güldüm hem de çok…
“Tiyatroculardan tehlikeli oyun”
Yahu şimdiye kadar hangi sanatçı ülkesinin geleceği adına karanlık oyunlar oynamıştır. Oyunları sansürlenen, filmleri kaldırılan, kitapları yakılan, eserleri korsanlaşan… vs hep onlar olmuştur.
“Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet’i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.”
Sanatla ilgilenen herkes bu ülkeyi deniz fenerleriyle değil, yüreğindeki ve ruhundaki ışıkla aydınlatmaya çalışan kişilerdir…
“Bir kısım sanatçı…” diye yazmış birileri…
Valla birçok sanatçı oradaydı da zorunuza mı gitti…
“Tahta bacaklılar…” demiş birileri…
Kömür yürekli olmaktansa tahta bacaklı olmayı yeğlerim zira sizler ayaklarınızla dahi yürümeyi beceremeyenlerdensiniz.
Bazıları da “ne gerek var canım tiyatroya… Gitsinler yunan medeniyetinde yapsınlar sanatlarını…”
Ey yüreği kurum bağlamış kara cahil, bu topraklar kaç medeniyetin izini taşıyor biliyor musun?
Tabii hocam, tiyatro yerine şunu yapmak daha sevap olurdu “ca ceyli cala cula cumbur ceyli cap cup…” Bu ülke Fadime Şahin’leri, Müslüm Gündüzleri unutmadı…
Yanlış hatırlamıyorsam eğer o dönem Olacak O kadar vardı ve Levent Kırca ne güzel oynamıştı.
18 Mayıs Pazartesi günü hepimiz ordaydık…
Niçin oradaydık?
Bu yürüyüş, gericiliğe karşı, ilericiliğe yani aydınlık geleceğe yönelik yapılan bir yürüyüştü…
Bu yürüyüş partiler üstü bir yürüyüş olup darbe ve şeriata karşı yapılan bir yürüyüştü...
Çünkü gerek şeriat gerekse darbe her iki tehlikeli oluşum karşısında en çok sanatçılar yaralanır…
Bu yürüyüş çapaklı gözlere serpilen berrak bir su niteliği taşımıştır…
Uyandırmak için…
Bu yürüyüş, içimizdeki hasretlerin adımlarıydı…
Bu yürüyüş, her alanda bu ülkeye emek vermiş ve canını feda etmiş tüm herkes içindi…
Bu yürüyüş, TÜRKAN SAYLAN içindi…
Ve
Bu yürüyüş, Türkiye Halkına, Laik Türkiye Cumhuriyeti’ne kısaca Atatürkiye’ye armağan olsun.
Hülya Karakaş - ( 5/24/2009 )
Genç insanlar,aklıyla yüreğini aynı zamanda ortaya koyduklarında,ne kadar güzel ifade ediyorlar kendilerini.Teşekkür ederim Yurdagül Yurtseven. süheyla biçen - ( 1/9/2010 )
ellerinize sağlık çok güzel birşey anlatmak istemişsiniz çok teşekkür ederim
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...