İnsanı bedenimizde var edebilmek için insanın gözlemine, onu anlamaya, empati kurmaya, yani dünya görüşü sahibi olmaya gereksinen bir mesleğimiz var. Birbirimize yaptıklarımıza bakın!
Bu mesleği yapan birinin insan düşmanı olması zorunluymuş gibi bir görüntü... Eğer bu doğruysa tiyatro ne? İnsana kötülük bilgisi yayan bir meslek! Öyle mi?
Bence birbirine bu şekilde davranan insanlar tiyatrocu olamaz, tiyatronun suçu yok. Bu ne hasettir, bu ne hırstır?
Bizim mesleğin sonuçları derhal seyirci karşısında belirir. İyi bir iş yapmışsanız, seyircinin aklına ve ruhuna hitap etmişseniz tamamdır. Bir oyunun içinde Atatürk‘e methiye yönünde bir cümle geçmiş olsa da, olmasa da insani duyarlıklara hitap edebildiyseniz Atatürk‘ten yanasınız demektir, tabii Atatürk‘e yüklediğimiz anlam farklı değilse...
İnsanlar arasında ayrımcılığın zararlarını sergilemeyen tek oyun bulamazsınız, çünki tiyatro karakterlerin çatışmalarına dayanır ve oyuncu oynadığı rol protagonist veya antagonist çizgide de olsa bir insan olarak ele alır. Farklı insani duruşlar olmasaydı tiyatro olamazdı, oysa insanlık tarihinin yazılı olmayan dönemlerinden beri farklı insani duruşlar ve tiyatro vardır.
Dolayısıyla tek başına oyuncu hangi dünya görüşüne hizmet ettiğini düşünürse düşünsün, rolü üzerine iyi çalıştıysa ortaya çıkan bir insan olacaktır. Tiyatro özünde hümanisttir.
Belagat, tiyatro oyuncusunun iyi bildiği bir sanattır. Bu siyasi alanda ajitasyon için de kullanılabilir, ancak belagatin ne olduğunu bilmek sahnede sadece bir tek dünya görüşüne servis verildiği görüşünü desteklemez. Bir tiyatrocu „Hz. Ömer‘in Adaleti“ metnini de ruhani değil insani boyutta ele alır. Tersine de yönelinebilir tabii, ama sahnede bu her zaman geri tepecektir.
Bu ve bunun gibi sıralayacağım bir çok nedenle, akıl çağı‘nın savunusunu yaptığını, Atatürk‘ün çağdaş dünya görüşünü tiyatro alanında savunduklarını söyleyen kişilerin akıl dışı davranışların içine girmesini, olur olmaz yalanları besleyerek insanlığın bir arada duruşunu bölen davranışlar içine girmesini kınıyorum.
Kurum olarak tiyatromuz seçilmiş bir yönetimin idaresindedir. Bu siyasi çizgiye inanmıyor, ona güvenmiyor olabilirsiniz, bu en doğal haktır. Ancak demokratik kurallar içerisinde kalarak eleştirmiyor, tiyatronun sosyal fonksiyonunu sürdürmek üzere bu idarecilik görevlerine gelen insanları ihtiraslarınız uğruna olur olmaz karalıyorsanız tiyatroyu giderek o beğenmediğiniz siyasi çizginin tiyatrodan uzak politikacı ve partizanlarının eline teslim ediyorsunuz demektir.
Duygusal davranışlarınızı lütfen aklınızın gücünden mahrum bırakmayın ve hep birlikte, neye inanırsak inanalım, güzel bir geleceğe ilerleyelim...
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...