| | Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| | Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
AKM Üzerine Aforizmalar! Savaş Aykılıç 
AKM ÜZERİNE AFORİZMALAR ! YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN “AKM ÖZETİ” ! ATİLLA KOÇ : “-İNŞALLAH ENGEL OLANLAR OLMAZ !” Her şey 11 Ağustos 2005 tarihinde , Milliyet gazetesinde çıkan bir haber ile başladı. Zamanın Kültür ve Turizm bakanı Atilla Koç , Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılacağını söyleyerek : “-İnşallah engel olanlar olmaz !” demişti. ERKEN ÖTEN AYDIN HOROZU ! Anlaşılan Kültür Bakanlığı ile –çift tabancalı yaptığı -kaymakamlık ya da valilik işini birbirine karıştırmıştı. Hükümeti fena halde “Demokrasi Açılımı” yaparken o rüzgara karşı işleyen demir gibi karşı yürüyebileceğini sanıyordu. Yanılıyordu ! KÜLTÜR VE SANAT SENDİKASI VE “AKM YIKILAMAZ MİTİNGLERİ” ! Demokrasinin olmazsa olmazları ; şeffaflık , katılım ve diyalog hançerlenerek “ben yaptım oldu” yapılmak isteniyordu. Kamuoyunun buna cevabı gecikmedi. Bakanlık çalışanlarının üyesi olduğu , Kesk konfederasyonuna bağlı Kültür ve Sanat Sendikası Akm önünde düzenlediği iki ayrı “Akm Yıkılamaz Mitingi” ile konuyu bütün ülkeye duyurdu. MİTİNGLERE KİMLER ÖNDERLİK ETTİ ? (İlk miting sırasında , bu satırların yazarı İstanbul Kültür ve Sanat Sendikası Başkanı idi. Ve mitinge üç kişi ve üç örgüt önderlik etti : 1.) Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (Orhan Kurtuldu ) 2.) Nazım Hikmet Kültür Merkezi (Orhan Aydın) 3.) İstanbul Kültür ve Sanat Sen. (Savaş Aykılıç).Bunlara daha sonradan diğer STK’ları katıldılar.) HÜKÜMET GERİ ADIM ATIYOR : “ AKM YIKILMAYACAK ; ONARILACAK !” Her yerde demokrasi şampiyonu olduklarını ileri süren hükümet , -bu “demokrasi” yandaş sendikalardan veya tarikatlardan organize edilmediği için olacak- ne yapacağını şaşırdı. Kamuoyu tepkileri karşısında geri adım atmak ve Akm’nin yıkılmayacağını , sadece tadil (tamir) edileceğini duyurmak zorunda kaldı. 2010 AJANSI Bu sırada Avrupa Birliği (AB) İstanbul’u 2010 Yılı Avrupa’nın Kültür Başkenti seçmiş , hükümet de TBMM’de çıkardığı bir yasa ile AB’den gelecek yardım paraları ile Akm’nin tadilatının yapılmasına ve bunun için 2010 Ajansı’nın kurulmasına karar vermişti. TADİLAT ADI ALTINDA YENİ AKM DİZAYNI Ayrıca sonradan telif haklarından Akm mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Tabanlıoğlu ve onun mimarlık şirketi de bu tadilata müşteki (ortak) oldu. Onlar da -artık işgüzarlıktan mı yoksa ekmeği büyütmek derdinden midir bilinmez –koruma kurulundan alınan avan plan izni olan Akm’nin ses-ışık-mekanik-ısı donanımlarının değişmesi ve binanın depreme karşı güçlendirilmesinden vb. ibaret olan “tadilat” yerine ; bambaşka projeler geliştirdi : ASIL HEDEF AKM YÖNETİMİ VE YENİ RANT KAPILARI Tamamen değişen Akm cephesi , yeni fuayeler , ek binalar , “panoromik boğaz manzaralı” boyahanenin bale salonuna çevrilmesi ve (eski) bale salonunun dışarıdan bir asansör ile bağlantılı bir lokantaya dönüşümü vb. neredeyse binanın kabası hariç her şeyinin sıfırdan inşa edileceği , hatta bununla da yetinilmeyip –hiçbir yasal dayanağı ya da yasayı değiştirmeye ilişkin en küçük bir adım atılmaksızın-Akm yönetiminin de bakanlıktan alınarak 2010 Ajansına verilmesi gibi bir dizi “ilginç” yeni dizaynlar … ARAYA GİREN “MUHSİN ERTUĞRUL YIKILAMAZ” NASIL “YIKILABİLİR”E “DÖNDÜ” SORUSU VE “HEPİMİZ MUHSİN ERTUĞRULUZ MİTİNGİ”NDE HEPİMİZ NASIL (O.A) OLDUK ! Tarihi bir not : İlk başlarda “Akm ve Muhsin Ertuğrul Yıkılmasın” diye birlikte başlatılan “ikili direniş” ; Şehir Tiyatroları’nın en ateşli önderi (yanılmıyorsam o dönemde İştisan “İstanbul Şehir Tiyatroları Sanatçıları Derneği” başkanı olan) O. A.’nın (ve daha kimlerin bilinmez) ufukta --Genel Sanat Yönetmenliği görününce -aniden çark etmesi üzerine ; bu direnişin Şehir Tiyatrosu ayağı satılmış , pardon , sakatlanmış oldu. (Bkn. “Darülbedayi’den iki fıkra : Güllü Agop : “-Namaz kılor , canım , namaz kıloor !”-tiyatrodunyasi.com) KADİR TOPTAŞ ŞEHİR TİYATROSU SANATÇILARI VE ÇALIŞANLARI İLE TOPLANTI YAPTI VE ONLARI İKNA ETTİ ; KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLARI İSE HİÇBİR ZAMAN AKM SANATÇILARINI VE ÇALIŞANLARINI MUHATAP ALMADI ; SONUÇ ORTADA ! Akm önündeki mitingten çok kısa bir süre sonra Şehir Tiyatroları’nın Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun önündeki mitingine koşanlar ve burada yapılan konuşmalara (konuşma yapılmadı ; “Hepimiz Muhsin Ertuğrul’uz !” maskeleri takıldı sadece ve O.A. ortalarda yoktu ) katkı vermek istediğimizi söylediğimizde bulabildiğimiz tek İştisan üyesi (şimdi başkan) Haşmet Zeybek’in hayli sıkıntılı bir şekilde “- Bir yanlış anlaşılma olmuş , bu toplantı sadece kurum içindekilerle yapılacak…mış !” sözü üzerine şok olan ve bu durumu (sessizce) protesto ederek orayı terk eden Ataol Behramoğlu , Bedri Baykam , Nedim Saban , Orhan Kurtuldu ve Orhan Aydın’ın içinde bulunduğu grubun içinde (Rıza Şahin ve Burhan Yılmaz ile birlikte) ben de vardım. (Not : Bu ayrışma ve hayal kırıklığı sonradan Nedim Saban tarafından da kendi bakış açısından tiyatrodunyasi.com’da yazıldı.) ÖNCE (O.A.) SONRA DA NASIL (ÇÜŞ ; ÇOK ÜZÜCÜ ŞEY) OLDUK ? Çok sonraları bir arkadaşım Gencay Gürün döneminin O. A.’sını bana anlattı. İsmi bende saklı bu zad , nam-ı diğer 2. O.A. ; Gencay Gürün Şehir Tiyatroları Gen. San. Yönetmenliğine geldiğinin ikinci günü toplamış çoğunluğu kursiyer ve figüran olan oyuncuları , vermiş ellerine “Gencay Gürün’ü istemezük !” dövizlerini , ezberlettirilen sözleri bağıra bağıra Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nden Belediye Başkanlık binasına yürütmüş. Sonra ne mi olmuş ? Gencay Gürün ile anlaşarak ilk okkalı bir koltuk ve reji kapan yine bu “muhterem –solcu (!)-zad” olmuş…(Yanlış anlaşılmayalım ; amacımız solcu düşmanlığı yapmak değil. Gerçek solculara saygımız sonsuz…) BAKANLIK AKM’NİN 2010’A YETİŞTİRİLEMEDİĞİNİ AÇIKLAMAYA HAZIRLANIYORDU ; Kİ… Neyse , biz yine dönelim Akm meselesine. Uzatmayalım , Akm geçtiğimiz yaz başında hızla boşaltıldı. O dönemden bu döneme tek çivi çakılamadı Akm’de. Beklenen tadilat hiç başlatılamadı. Bakanlıkça tam -bu gidişle- Akm’nin 2010’a yetişmesinin imkansız olduğu açıklanacaktı ki yeni bir haber adeta bakanlığın yardımına koştu ve onu gelebilecek tepkilerden –şimdilik de olsa- kurtardı. KÜLTÜR VE SANAT SEN.’İN AÇTIĞI “YÜRÜTMEYİ DURDURMA DAVASI” BAKANI (BU) ZOR DURUMDAN NASIL KURTARDI ? Neydi bu haber ? Bu haber , Kültür ve Sanat Sen’in “Akm avan planı aksine ; koruma kurulları kararının hilafına ; yasaların ve hukukun tersine yapılan ‘Akm İhalesi Yürütmeyi Durdurma Davası’”nı kazandığı ve böylece “herleyin silbaştan yeniden başlayacağı (!) “ haberi idi… Haberin (yanlı) veriliş şekli ve kurum yöneticilerinin beyanları da –kamunun kazanımları açısından manidar ve sendikanın mücadelesini anlamaktan bir hayli uzaktı. AKM ‘NİN TADİLATINA ENGEL OLAN(LAR) GERÇEKTE KİMLER ? -“Bir lokanta meselesi” yüzünden Akm inşaatı sendika yüzünden uzayıp duruyor”- , diyenler var. Gerçekten de mesele bir lokanta meselesi mi ? “-Verelim kurtulalım !” diyen aymaz yöneticilere de rastladım ne yazık ki. Hatta “-Çok iyi olur !” diyen sanat sivil toplum örgütlerine de… KİMİN MALINI KİME VERİYORSUNUZ ? Kimin malını kime veriyorsunuz ? Ha ? KİMİN MALINI KİME VERİYORSUNUZ ? Kimsiniz siz ? Akm’nin tapulu sahipleri mi ? Akm size babadan , dededen , atatan miras mı kaldı ki bu kadar kolay alıyor , satıyorsunuz ? AKM KİMİN MALI ? KİM(LER) ASIL SAHİBİ ? Akm , ne sadece sanatçıların veya yöneticilerin ne de bakanlığın devletindir ! Bu Akm , hepimizin , milletimizin , kamunun malıdır ! Bu böyle biline ! Vergi veren herkesin Akm üzerinde bir hakkı ve söz söyleme yetkisi vardır. AKM’DEN BAĞIMSIZ GİRİLEN BİR RESTAURANT ‘IN KÜLTÜR VE SANATLA NE İLGİSİ VAR ? Sayın Osman Necmi Karaca’nın da dediği gibi , oyun aralarında –tıpkı İngiltere’de olduğu gibi-Akm’de de yemek de verilebilir seyirciye , tatlı da…Ama bu öyle değil ki ! Akm’den yalıtılmış bir restaurant ! Binanın dışından girilip çıkılabilen bir asansör , ne sanatçılara ne izleyicilere hizmet etmeyecek ; tamamen Akm’den bağımsız ve turistik bir restaurantın kültür ve sanat ile ne ilgisi var ? RESTAURANT İÇİN KİMLERE SÖZ VERİLDİ ? Şimdi asıl bu restauranttan asla vazgeçemeyenlere sormak lazım : Neden bu ısrar ? Burası kime , kimlere veriliyor , ya da verilme sözü verildi de asla vazgeçilemiyor ? Niye hukuksuzlukta inat ediliyor ? Neden gizli kapaklı işler çevriliyor , neden her şey bir oldu bitti’ye getirilmek isteniyor ? DOĞRU , “HERŞEY SİL BAŞTAN !” AMA İLK ÖNCE KAFALAR ! Doğru söylüyorlar ; “her şey sil baştan” olacak ! Bu bir sınav ! Bu bir eşik ! Bir kıldan köprü ki günahları çok olan düşecek , diğerleri yollarına devam edecek ! Hem demokrat görünüp hem de gizli kapaklı işler yapılmayacak. Açıkça , mertçe , Türkçe , ortada konuşulacak , tartışılacak ! Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. ” Bu Akm olayı eski usul , sen –ben –bizim oğlan toplanır en iyisine karar veririz” , anlayışı artık bitecek ! Bitmeli ! Çünkü-arkadaşlar ya farkında değil ya da kabullenmek istemiyorlar ama-Akm artık kamuoyunun , Türkiye’nin bir meselesidir ; bunların onayı olmadan alınan her karar kaleden (mahkemelerden) geri dönecektir…Bu böyle biline ! SENDİKA’NIN HAKSIZ GEREKÇELERİ VAR DA MAHKEMENİN NE ÇIKARI VAR ? Utanmadan sendikamızı suçluyorlar ! Hadi(diyelim ki) sendika kötü niyetli , Akm’nin tadilatının gecikmesinden gizli çıkarları var ve haksız ; insaf be hey ; yürütmeyi durdurma kararı veren mahkemenin ne suçu var ? SENDİKAMIZI ELEŞTİRENLERİN RANTÇILARLA AYNI AKIL AYNI DİLİ KULLANMALARI TESADÜF OLABİLİR Mİ ? Mahkeme önce usule bakıyor ; açılan dava gerekçesi ile iddaa edilen konular doğru mu, ispatlı mı , belgeli mi ? Evet ! Yapılan iş hukuksuz mu ? Evet ? E , o zaman ? Sanki seyirci ve halk çok umurunda imiş , kültür ve sanat için yanıp tutuşuyormuş ve aksine bu işten hiçbir çıkarı , beklentisi , menfaati ve rantı yokmuş gibi yapan zihniyet ile aynı mantığı ve dili kullanmak ; biraz ayıp olmuyor mu ? BU ÖYLE BİR SAVAŞ Kİ Bİ’TARAF OLAN BERTARAF OLACAK! Siz hangi taraftasınız ? Hey ! Sendikamızın sanatın , kültürün , sanatçının , çalışanlarının , seyircinin ve halkın çıkarları için mücadele ettiğinden şüphesi olan mı var ? Ama eğri oturup doğru konuşalım ! Akm ile ilgili yıkım-onarım kararları alınırken ; daha sonra da yeni Akm dizayn edilirken kimsenin aklına sendikaya danışmak gelmedi değil mi ? Geldi mi ? GEREKÇELER İLE YENİ YAPILAN AKM DİZAYNI BİRBİRİ İLE ÖRTÜŞMÜYOR 2010 Ajansı’nın kendi yerinde yaptığı sunum ise kibar bir dayatma ve oldu bitti’den ibaretti. Akm’yi baştan başa yeniden yapmanın mantığı olarak orada yetkililer bize “Akm’yi 24 saat yaşayan bir mekan , halkın daha çok kullanımına açık hale getirmek vb.” gerekçeleri saydıkları zaman da söylemiştik : “AKM PAZILININ BİR PARÇASINI BİLE DEĞİŞTİRSENİZ BÜTÜN SİSTEM KİLİTLENİR” “-İyi ama öne sürülen gerekçeler ile yeni Akm dizaynı birbirine uyumlu mu gerçekten ? Akm , Avrupa’nın ikinci en donanımlı ve büyük Kültür Merkezi ; 1970’li yıllarda yapıldığı zaman en son teknoloji ile üretilmiş ve her birim-ünite-bölüm büyük bir pazılın işlevsel bir parçası ; siz şimdi örneğin boyahanenin yerine dans stüdyosu yaparsanız , boyahaneden direkt Büyük Salona inen dekor sahne asansörünü de işlevsiz bir hale getireceksiniz ; asansör işlevsiz olunca boyanan dev panolar kırıştırılmadan sahneye indirilemeyecek ve böyle böyle bütün çarkın dişlileri zarar görecek ve belki de çark dönemeyecek ! Ayrıca Akm’nin acil tadilat gereken ses-ışık ve mekanik sistemi varken ; siz önceliği hangi gerekçelerle dans stüdyosuna yapılacak dışarıdan asansörle gidilebilen restaurant projesine veriyorsunuz ? ” , demiştik… NURİ ÇOLAKOĞLU : “-AKM TADİLATININ GARANTÖRÜ BENİM !” DEMİŞTİ ! Bu sorularımıza doyurucu bir cevap ne ozaman verilebildi ne de şimdi. Hatta Nuri Çalokoğlu , tarihe geçecek şu sözleri etti : “-Siz hiç merak etmeyin ; bu projenin garantörü benim !” 2010 AJANSI YÖNETİM KURULUNDAN ESRARENGİZ İSTİFALAR Garantörünü sevsinler ! Garantör ilk sıkıyı görünce İskender Pala ve diğer iki kişi ile 2010 Ajansı yönetim kurulu üyeliklerinden istifa ettiler. Acaba niye ? Daha sonra da Dikmen Gürün Uçarer de istifa etti ama o hiç olmazsa gerekçeli idi. Acaba niçin başbakanlığa yakınlığı ile de bilinen bir isim apar topar , hiç gerekçe sunmadan ve aniden istifa yolunu seçmişti ? KÖTÜ KOKULAR İÇİN BKN. “GİTTİ GİDER NOKTA COM !” Bunun nedeni , bizim bile kulağımıza kadar gelen 2010 bütçesinin amacı dışında , usulsüz ve yönetim kuruluna danışılmadan kullanılması ve sonra da yönetim defterinde bu isimlere imza attırılarak bu “suça” ortak edilmeye çalışılması olabilir mi ? Buna zorlanan üyeler sonu nereye gideceği bilinmez bir yolculuğa çıkmaktansa daha yolun başında istifa ederek kurtulmaya mı çalışmıştılar yoksa ? AKM KONUSUNDA AYRINTILI BİLGİLER HANGİ İNTERNET SİTELERİNDE ? Ajansta dönen dolaplar için Yaşam Kaya’nın tiyatronline.com’daki internet sitesi ndeki sözkonusu yazısına bakabilirsiniz. Ayrıca arkitara.com ve Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası ile Sanat ve Kültürsen.org adresleri Akm konusunu aydınlatıcı olacaktır. Ayrıca Üstün Akmen’in konu ile ilgili yazıları… AKM’NİN BUNDAN SONRAKİ YOL HARİTASI Sonuç olarak ; sendikanın kazandığı yürütmeyi durdurma davası –bilebildiğim kadarı ile- eğer temyi z edilmez ise Akm ihalesi yenilenecek ve dava sonucuna göre düzeltilecek. Eğer itiraz edilir ise bir üst mahkeme nihai (son) kararı (leğde ya da alehde) verecek. Eğer dava yeniden görüşülür ve aksi bir sonuç çıkarsa ; durdurma kararı ortadan kalkacak ve işler kaldığı yerden (ihale eski hali ile) devam edecek… BAKANLIK AKM’NİN 2010’A ZATEN YETİŞEMEYECEĞİNİ İTİRAF ETSİN ÖNCE Ama hele bakanlık yetkilileri aslanlar gibi kamuoyu karşısına çıksınlar da Akm’nin (dava olsun-olmasın) 2010 yılına yetişip yetişmeyeceğini açıklasınlar bir ! Ama sakın sendikamıza çamur atmaya kalkmasınlar ; önce kendi üstlerindeki karanlıklardan kurtulsunlar ; sonra da karşımıza gelip şeffaf bir şekilde her şeyi açık açık konuşabilecek duruma gelsinler… ERTUĞRUL GÜNAY VE SANAT KURUMU YÖNETİCİLERİMİZ -BELKİ ŞİMDİ BİR- “DEMOKRATİK AÇILIM” YAPARLAR “Koskoca Bakan” sendikayı mı muhatap kabul edecek ? Dünya değişiyor ! Mu ? Belki de “koca bakan” da “bir açılım da” bize yapar , egosunu aşar da –bundan sonra-başkanımızla ve sendikamızla görüşmeyi zul saymaz !... Yoksa ; biz ne yapalım ; “Halep orada ise ; arşın (da) burada !” BAKAN BEY LÜTFEN GEREĞİNİ YAPINIZ Öyle el altından “laf gönderme” filanla olmaz ! Çıkacak herkesin önünde babalar gibi “-Bu para AB’ye iade olmasın ; elele verirsek hal edemeyeceğimiz iş yoktur ; yeter ki açık yüreklilikle sorunlarımızı konuşup tartışabilelim !” diyebilmeli ve bunun gereğini yapmalıdır. Herşeyi bizimle ve kamuoyu ile açık açık konuşmalıdır. Atilla Koç’un daha ilk başta yapması gerekeni , kendi ilk göreve geldiğinde yapması gerekeni , şimdi artık gereğini yapmalıdır. YOKSA ZAMANE GÜLLÜ AGOP’LARI “NAMAZ (MI) KILOR , CANIM , NAMAZ (MI) KILOOR !” Yoksa ne İsa’ya yaranabilir Bakan bey , ne Musa’ya ! Ne sağa ne sola ! Ne geçmişe ne geleceğe ! Yoksa onu -bu Akm işinden- bayram sabahı başbakanımızla kıldığı namazlar bile kurtaramayabilir ! (Bkn. Darülbedayi’den iki hikaye :Güllü Agop : “-Namaz kılor , canım , namaz kıloor !”-tiyatrodunyasi.com ) Son not : YOKSA SİZ KENDİNİZİ UYANIK , AKILLI , KURNAZ ; ALEMİ DE APTAL MI SANIRSINIZ ? KAFANIZI KARA KUMA GÖMMÜŞ OLABİLİRSİNİZ AMA HERŞEYİNİZ , HERKESÇE AÇIKTA , AYAN BEYAN GÖRÜNMEKTEDİR! Savaş Aykılıç (İstanbul Kültür ve Sanat Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi.) Not : AFORİZMA : VECİZE. Yazarın Tüm Yazıları Paylaş  Tweet
|
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!  Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin 
|
.. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
