“Çolpan İlhan’a Açık Mektup” cevabını buldu ve SAKM, sayfasından “o” yazıyı çıkardı.
“O “yazı Türk Tiyatrosu’nun doruklarından biri olan Haldun Taner’e hakaret ediyordu.
“O” yazı oyunun yönetmeni Ahmet Mümtaz Taylan’ın rejisi ile Şehir Tiyatroları’nın 2006 senesinde sahneye koyduğu son şekli arasında bir takım benzerlikler olduğunu söyleyerek yönetmeni “reji çalmak” ile itham ediyordu.
“O” yazı oyunun baş rol oyuncusu Yavuz Bingöl’ün “pasif kaldığı”, “açıklar verdiği” “arkasının kapatıldığı” gibi düzeysiz bir dil ve imalarla eleştiriyor; “böylesi ağır bir rol için çok çalışmalı” diyerek toplumda saygın bir yeri olan yılların sanatçısını “yeni yetme”ler düzeyine indiriyordu.
“O” yazı Keşanlı Ali Destanı ismi üzerinden “saçma” bir gündem yaratmaya ve aslında oyunu eleştirmeye değil kendi amacına hizmet etmeye çalışıyordu.
“O” yazı Türkçeyi katlediyordu.
SAKM, bir yanlıştan döndü “o” yazıyı sayfasından çıkardı.
Abuk sabuk yazıp sonunda “Sezonun en iddialı oyununu mutlaka izleyin” diyen “yıkamacı, yağlamacı, boyamacılara” HAYIR dedi.
Türkçeye saygısızı kapının dışına koydu.
Eleştirmenler ile “tuhaf bir ilişki” içine girmeyi reddettiğini açık açık gösterdi.
“Beni galaya davet etmeyenler, görürsünüz” tehdidine cevap verdi.
Bu bir şamar, anlayana!
SAKM kendi saygınlığını korudu!
SAKM Haldun Taner’e, Türk Tiyatrosu’na, KEŞANLI Ali Destanı’na sahip çıktı.
SAKM yönetmeninin, baş rol oyuncusunun arkasında durdu.
Teşekkürler SAKM! Sadri Alışık, Çolpan İlhan “ekolü”ne bu yakışırdı! Öğrencinize, seyircinize, meslektaşlarınıza, tiyatro camiasına örnek oldunuz; “o” yazara özür dilemesini hatırlatmaktan “kaçarak” hakareti “görüş açıklaması” sayanlara, yazıyı bilip de bilmezden gelen “havalara bakan tiyatroculara”, “o yazı bizim sayfamızda yayımlanmadı ki, biz ne yapalım” diyenlere, "çok seslilik"ten yanaymış gibi yaparak Türk Tiyatrosu'nun temellerini oyanları göremeyen aymazlara, uzaktan bakanlara, susup oturanlara mükemmel bir ders verdiniz!
Darısı, halâ o anlayıştan, o akıldan medet uman, tiyatro destekçisi olduğunu iddia eden saygın bankaların yöneticileri ile jürilerin üyelerine; o anlayış ile aynı sütunda yan yana görünmeyi içine sindirenlere; o anlayışı davet eden, dinleyen, takip eden ve “bir şey” zanneden ve de başını toprağa sokmuş DEVEKUŞLARINA!
nihat serim - ( 1/13/2012 )
Yavuz Bingöl sizin için yılların deneyimli sanatçısı yani (oyuncusu) mudur?? yazıklar olsun !! Melih Anık - ( 1/13/2012 )
O ifade içinde -oyuncu- demek istesem -oyuncu- derdim. Sanatın bir başka dalında -deneyimi- olduğunu söyleyebileceğimizi düşünüyorum.-Deneyim- ise pek çok şekilde anlaşılabilir.
Ben -baş rol oyuncusu- (Keşanlı Ali Destanı-nda Keşanlı Ali-yi oynuyor)dedim -baş rolün oyuncusu- ya da -oyuncu- Bingöl demedim.
Ben yazarken çok düşünüyorum önerim sizin de -yazık etme-den önce düşünmenizdir.
selin yüce - ( 1/14/2012 )
yapmyaın lütfen!ben de keşanlı ali destanı oyununu izleyenlerdenim.ilk sahnede gördüğüm andan itibaren yavuz bingöl ne alaka dedim.ne oyunculuğu ne de yaşı karektere hitap ediyordu.mustafa üstündağ oyunu sırtlamış götürüyordu.sadece türkücülükte iyi diye bunu oyuna,oyunculuğuna genelleyemezsiniz! Melih Anık - ( 1/17/2012 )
Ben oyunu görmedim. H.Taner, A.Mümtaz Taylan ve Y.Bingöl için sarf edilen ifadelere karşı çıkıyorum. A.Mümtaz Taylan ve Y.Bingöl-ün ödüllü yönetmen ve oyuncular olduklarını hatırlatmak isterim. Kişileri beğenmeme hakkı var tabii ama eleştiri -terbiyeli- olmalı.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...