UYANIK Sadri Alışık Kültür Merkezi'nin Resimli Serüveni
Melih Anık
SAKM'nin "uyanıklığı"nı aşağıda resimlerle anlattım. Bana yazıyı kaldırdık derken "saklamış"lar.
Türk Tiyatrosu maalesef "basit hesap" uğruna temel değerlerinden vazgeçiyor. Bana göre "omurgası olmayan" bu duruşun ne sahiplerine ne de Türk Tiyatrosu'na bir hayrı yoktur. Doğrusunu isterseniz bu "omurga"yı kim/ler/in oluşturacağını da görememekteyim.
Bu arada "Teşekkür" içeren bir önceki yazımın başlığı ve içindeki isimleri "BOŞLUK" olarak kabul etmenizi ve yazımı, o boşlukları doldurabilecek kişi ve kurumlar ortaya çıkıncaya kadar Türk Tiyatrosu'nun içinde bulunduğu çaresizlik ve vefasızlığın bir belgesi olarak okumanızı dilerim. Herkesi kendim gibi görmem nedeniyle ortaya çıkan bu aldatmacanın aracısı olduğum için de özür dilerim.
Bir araya geldiklerinde arkasından güldükleri herhangi bir yazarın yazısından, içinde kendilerini öven bir iki cümle var diye medet umanların öncelikle bu iki yüzlülükten kurtulmaları gerekmektedir. Zira bu sadece o yazara değil o yazılar içindeki övgülere "kanacağını" sandıkları seyirciye de hakarettir. Tiyatro bir ayna ise tiyatro camiasının bu aynaya öncelikle kendisinin bakmasını tavsiye ederim.
Kıyısında durduğum tiyatro camiasının bu gibi duruş bozukluklarına defalarca tanık olmama rağmen, bazen buldum zannettiğim ışığa aldanarak, teşvik edici olmasını dileyerek ve iyiniyetimi zorlayarak yazdığım bazı yazıların hak edilmediğini görmekten de üzüntü duyuyorum. Bu gibi olaylar, bana tiyatroyu aydınlatanın "prova ışığı" olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Bu arada HaberTürk Skala programında "görünen" Yavuz Bingöl, "Ben Doğu kökenli bir Keşanlıyı oynadım" dedi.
Garip bir tesadüf mü desem mi bilmiyorum ama Haldun Taner'e edilen "tilki kurnazı uyanık" hakaretini, çalıntı reji iddiasını ve de baş rol oyuncu olarak "yeni yetme" muamelesini sineye çekenlere oynadıkları oyundan replikle hatırlatma yapayım:
"Hepsinin elinde kalem
Hepsinin önünde kâğıt
Her şeyin ucu hesap
Herkes hesap peşinde
Herkes hesap peşinde
Herkes hesap peşinde
Herkes hesap peşinde"
Ercan Duran - ( 1/18/2012 )
Melih Anık sansürcülüğe mi soyundu? Yoksa Yaşam Kaya ile kişisel bir hesabı mı var? Yaşam Kaya’yı aAdeta aforoz etme çabasına girişmiş. Kurucusu olduğunu sık sık yinelediği Tiyatro Boğaziçi’nin internet sitesine ya Yaşam Kaya ya ben şeklinde ret çekip Yaşam Kaya’yı ordan silme çabasının üstüne bir de SAKM sayfalarından sildirme çabasına girişmiş. Bu düpedüz sansürcülüktür aforozculuktur linççiliktir. Yaşam Kaya ne yapmış? Haldun Taner’i eleştirmiş. Eleştiremez mi? Haldun Taner tanrı yada peygamber midir? Melih bey gözünü aç da etrafa bak koruma kanununa rağmen Atatürk eleştiriliyor da bir yazar neden eleştirilemesin? Tilki kurnazlığı bir hakaret midir? bir deyimdir. Tavşan gibi hızlı karga gibi bet sesli yada tilki gibi kurnaz demez miyiz? Hayvan demiyor köpek demiyor tilki demiyor tilki uyanıklığı diyor. Bunun neresinde hakaret? Tilki değil “tilki uyanıklığı”
Sen hakaret küfür sevmiyorsun da peki tiyatro dünyasında küfürleri nedeniyle yüzlerce kişinin derneğin vb kınadığı ve geçtiğimiz ay mahkeme kararıyla da onanan küfürbazlığı ile tanınan kişileri kınamak bir yana neredeyse ittifak içinde sohbetlerde bulunmana ne diyeceğiz bu durumda?
Ben sadece ölmüş tiyatrocuların onurunu korurum ama yaşayan tiyatroculara küfür edilirmiş hakaret edilirmiş umursamam mı diyeceksin? Yani neresinden bakarsak bakalım Melih bey tutarsız davranmaktadır. Yaşam Kaya’nın yeterliliği dili eleştirmenliği tartışılabilir ama onu piyasadan silme yazılarını engelletme çabası utanç vericidir. Melih bey bir başka eleştirmeni ayaklarının altında çiğneyip yükselme çabasına girmiş görüntüsü vermektedir. Bir kere daha düşünmeli ve hatta bu girişimlerinden dolayı Yaşam Kaya dan ve tiyatro yayınlarının okurlarından özür dilemelidir.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...