TEATRAL KAKAFONİ
Erdinç Yapan
Huzursuz ama içten bir kıpırdanma, kuliste bekleşen heyecanlı yüzler kısa bir süre sonra hepsi sahnede yerini alacak. Ve kendisine biçilen rollerini üzerlerine giyecekler. Kendilerine hayranlık dolu gözlerle bakan insanların yüzlerine doğru sarfedecekler repliklerini.
Kimi oyuncu oynayacak sahnede, kimi ise adeta yaşayacak sahiplenecek kendisine biçilen karakteri. En iyi karakterini sergileyecek, beklide ruhunun derinliklerinde örselediği tüm karaktersizliklerini kusacak sahnenin en yakınındaki koltuklara. Üstü başı karakter kokacak protokol mensubu kişiliğin. Sanattan anlamayan bakışları hayranlık dolacak ve çılgınca alkışlayacak bu nefret gösterisini. Sonra oyunun en önemli yerinde balkona bir bakış fırlatacak yıldız oyuncu, kendisine bir suçlu ararcasına atacak bu bakışı.
Hani hayat gibi diyorlar ya tiyatroya belki de suflörsüz oynandığı içindir gerçek hayatta da, belki de sadece beylik bir laf “Benim Hayatım Tiyatro”.
Alkışlar, hayranlık ve kıskançlık dolu bakışlar altında kulise inerken içinde müthiş bir kıpırdanma hissedeceksin. Ter içindeki kostümü çıkarıp odandaki askıya asacaksın ve aynanın karşısına geçip temizleme sütünü arayacaksın. Suratındaki makyajı temizlerken, onca boyanın altından derin çizgilerin çıkacak, hayatın sana oynadığı oyunun bıraktığı derin izler.
Sandalyeden kalkıp tiyatronun dışına çıktığında, serin bir rüzgar okşayacak yüzünü. Ve sonra sıfatına hayranlıkla bakan yüzleri seçeceksin ve yanında kıskanç bakışları fark edip güleceksin içinden. Hayatına karışmadan son bir kere oynayıp gülümseyeceksin zorla, bilmem kaç yüzüncü kez tekrarladığın oyundan çıkarken.
Rol değil tiyatro yapmak istiyorum dediğin zamanları hatırlayacaksın, idealist ve tutkulu bir beyne sahip olduğun kalbinin sanat aşkıyla attığı o gençlik günlerini.
Amatör bir ruhla her işe koşturduğun ve canla başla dekor boyadığın günleri düşüneceksin elin eski tiyatro afişlerine gidecek, oyun fotoğraflarına bakıp birkaç texi inceleyeceksin eskiye dair. Ama gece sabaha ilerlerken mutlu günlerine duyduğun heyecandan başka bir şey olmayacak elinde.
Ve tiyatrolar gününü kutlayan insanlara gülümseyeceksin için kan ağlarken, içindeki amatör ruhun her sene bir parça daha kaybolduğunu nasıl anlatabilirsin ki.
İnsanı insana insanla ve insanca anlatma derdine düşmüşken içinde var olan amatörlüğü gün be gün kaybediyor oluşuna üzüleceksin, dünya tiyatrolar gününü kutlarken kirlenen sahneleri temizleyecek amatör bir ruh arayacaksın bedeninin derinlerinde.
Erdinç Yapan
Yazarın Tüm Yazıları
Paylaş
Yorumlar
güneş baylan - ( 12/21/2007 )
Evet tiyatro,hayatların gösterilme hali,bende insanlara insanı insanca kelimelerle anlatmaktan yorulduğum için,tiyatro kursuna gidiyorum .tiyatroyu öğrenmek en azından iyi bir tiyatro izleyicisi olabilmek için,bilmem bakarsınız bir oyunda bende sahnedeyim . iyiki varsınız,bende iyiki size üye olmuşum.
|