| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
7. GSM Amatör Tiyatro Festivali 5. Günü İzlenimleri Savaş Aykılıç 1.) BAKIRKÖY İŞ ADAMLARI DERNEĞİ TİYATRO- MUZ , DEVEKUŞU KABERE’DEN “YANSIMALAR” adlı oyunlarıyla sahne aldılar.Reji ENDER YAŞLIOĞLU. Oyun , “Aldatma” , “Balayı” , “Gerdek Gecesi” , “Manejer” ve “Onnik” bölümlerinden /skeçlerinden oluşuyor. Oyuncular : Ali Gökgöz , Figen Özçürümez , İlknur Özkara , Nurettin Öztürk , Murat Adıgüzel , Selçuk Yurdakul , Süleyman Berberoğlu , Ender Yaşlıoğlu , İlkiz Okatan , Didem Eser. Orta yaşlı insanlardan kurulu bir grupla karşılaşmak bizi hem şaşırttı hem de sevindirdi. Şaşırttı,çünkü bu festivalde lise ve üniversite gençliğine alışmıştık…Sevindirdi ,çünkü bu ve benzeri grupları yüreklendirmek gerek… Ancak onların heveslerini kırmadan , onları üzmeden söyleyeceklerimi nasıl söyleyeceğimi de bilemiyorum doğrusu…Kırmadan , dökmeden anlatmaya çalışacağım… Bazıları babam yaşında adamların sahnedeki performansları , o kutsal terleri için onları öncelikle kutluyorum. Özellikle Manajer (açılış) ve Onnik (Kapanış) bölümlerinde çok güldüm. Anadolu’nun kurumsal tiyatro olmayan bölgelerinde olsaydınız size “amatör” değil “profesyonel” denirdi… Ancak , Yanlış anlamazsanız size bazı tavsiyelerim var (ki benzer amatör tiyatrolar için de geçerlidir)… 1-Profesyonel yardım alınız.(Pot kırmayayım,belki de almışsınızdır ki almışa da benziyorsunuz ama yeterli değil ; bu iş diksiyon dersi ile bitmez , tiyatro bilinci ve kültürü de önemlidir ki bu ikisi en çpk profesyonellerde bulunur ki onlar sizin tiyatroyu yanlış ya da eksik yapmanızın önüne geçer. Grubunuzun müthiş bir tiyatro potansiyeli var. Ama bu potansiyeli “Metin Akpınar” taklitleri ile “Devekuşu Kabere” video taklidleri ile heba etmeyiniz.Siz (oyuncu) olarak bırakınız başkasının resminin birebir taklidini (ki burada telif hakları sorunu bile devreye girer,bunu Metin Akpınar istemese bile seyirci kredinizi daha baştan düşürür) yapmayı , karakalem de olsa kendi resminizi yapınız ; kötü de olsa o sizin (yarattığınız) bir resimdir. 2. Ailelerinize , yakın dostlarınıza tiyatro yapmak siz yetiyorsa ilk maddeyi hiç okumamış olunuz. 3.Yazar(lar)a saygı ! Bu oyunun yazarlar kim ? Belli değil ! (Tahminen Haldun Taner, Kandemir Konduk vb. ) Neden ? Bilinemiyor ! Ya siz de bilmiyorsunuz ya da bunun önemli olduğunu bilmiyorsunuz. Oysa inanınız , İki şık da birbirinden kötü. ..Yazara saygı , yaptığınız ı işe , kendinize saygı…Hiç şık değil ! Bu bilinç olmadan yapılan tiyatronun tiyatro olduğu bile tartışılır hale gelebilir. Lütfen yazara hak ettiği değeri verelim. Onlar olmasa siz sahnede ne oynayacaktınız ? 2.) İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ , VASIF ÖNGÖREN’İN “OYUN NASIL OYNANMALI” adlı oyununu YAŞAR AKIN yönetiminde oynuyor. OYUNCULAR : Yağmur Ersubaşı , Nazlı Güllüce , Özge Yılmaz , Cem Bahri Özcan , Bilgehan Bal , Gizem Kaya , Caner Kasapoğlu , Hüseyin Emre Erişen , Damla Özenç , Necati Yılmaz , Didar Aslan , Filiz Erol , Erkal Sanlı , Pelin Demir , Tuna Çakar , Furkan Şahin . DANSÇILAR : Cansu Iraktan , Didar Aslan , Damla Özenç , Pelin Demir. “Oyunun Konusu : (Programda) Oyun bir işçi ailesinin ünlü olmak isteyen genç kızının hayatını anlatırken halkın gücünü ve halkın nasıl uyutulduğuna dair ipuçları veriyor. Oyun , konusu itibarıyla bir yarışmayı ele almaktadır. Yarışmacılar (Bir çift ; Karı-koca) verdikleri kararlarla oyunu yönlendiriyorlar. Böylece bir oyun nasıl oynanmalı sorgulanmış oluyor. Günümüzde , toplumumuzda , bir an önce zengin ve ünlü olmak isteyen bir çok genç kız var olduğunu göz önünde bulundurarak , bu toplumsal sorunu bu oyun ile irdelemek istedik.” diye yazıyor… Oyun başlamadan önce açık perdeden sahnedeki dekor , birazdan izleyeceğimiz oyunun ipuçlarını veriyor : (mecazi anlamda kirli) çamaşırların asılı olduğu bir ip ve onun üstündeki çarşafların ve elbiseler (kılıklar),özellikle de iç çamaşırlar… Oyun başlıyor ve son derece fıkır fıkır ,oynak bir roman havası müziği eşliğinde sahneyi bir grup rengarenk giysili romanlar sahneyi basıyor , hep birlikte keyifli bir roman-göbek dansı şovu sunuyorlar. Oyundaki hemen tüm karakterler dans ediyor bu meydanda. Bu roman dansı ve dansçı kızlar oyun boyunca geçişlerde kullanılmak suretiyle , olayları ve gerçekleri nasıl maskelemek ve perdelemek için kullanıldığına tanık olacağız. Oyun yapı bakımından “Asiye Nasıl Kurtulur” ile benzer özellikler taşıyor. Evet,ben de biliyorum,iki oyunun da yazarı aynı kişi de ondan ! Yazarın oyun üzerinden vurguladığı mesaj : Bu oyunun oynanmasına biz (seyirciler-halk) izin veriyoruz ! Tersinden söylersek : Eğer biz izin vermezsak “bu oyun oynanamaz” kardeşlerim ! (Sondaki bu “kardeşlerim” sözü Ayzenştayn’ın “Potemkin Zırhlısı’nda isyanı başlatan replik ağırlığında telaffuz edilmeli !) Genç ve güzel bir kız (Yağmur Ersubaşı) Güzellik Yarışması birincisi olsa ve bu kız kenar mahalleden olsa seyreyle gözüm başına neler neler gelir ! Kız için tek kurtuluş film çekmektir ve o da böyle yapar. Biraz palazlanınca ilk işleri daha iyi (zengin) muhite (semte) annesi Sabahat (Nazlı Güllüce) ile yerleşmektir. Dışardan sanat sektörü gibi gözüken fil sektörü sistemle aynı çarklara sahiptir. Film yönetmeninin (Bilgehan Bal) arkasındaki asıl güç Patron (Mafya) Kudret (Cem Bahri Özcan)’tir.(Onun da arkasında kim olduğunu Allah bilir !) Esas kızımız Sevil ,karşısına çıkan ilk erkeğe ; esas oğlan (Jön:Caner Kasapoğlu)’a aşık olur. Evlilik planları yaparlarken “altın yumurta yumurtlayan” tavuğun kesileceğini düşünen Kudret ve anne olaya el koyarlar. Yeşilçam filmlerinin toplumu nasıl uyuttuğu , yaratılan “temiz ve saf genç kız” imajı üzerinden anlatılır. Bu sırada yarışmacı çift , sürekli kendileri (daha fazla para) kazanma hırsları yüzünen sürekli yanlış tercihler yaparak Sevil’i bol bol zor durumlara, açmazlara, dramatik durumlara, ikilemlere sokarlar. Sonunda onların yanlış önerileri ile Sevil , bir kördüğüm içine düşer ve boşanan Kudret ile evlenmeye karar verir. Bunun üzerine ondan umudu kalmayan yarışmacı sahnelere yeni bir oyuncu , Sevil’in küçük kız kardeşini sürmek ve para kazanmaya devam etmek için ona filmler çektirmek ister. Anlatıcı oyunu durdurur ve seyirciye (bir anlamda aynı oyunu aktörleri değişik) yeniden oynanmasını oylatır. Seyirciler mesajı almışlardır,alkışlarıyla “bu oyun oynanmamalı,bu oyuna bir son vermeli” der ve oyun biter. Gençlerin coşkuları,oyunculukları görülmeye değer. Hele Asiye gibi kılıktan kılığa giren , koşturan Sevil’i oynayan genç kızımızın gözlerindeki parlaklık…Oynarken kan ter içinde kalan Kudret’in performansı. Annenin işkence sahnesinde göbeğine kadar ıpıslak olması…Mecid (Necati Yılmaz) tam bir mafya kompozisyonu…Ve diğerleri…Takım olarak hepsi de çok başarılı… Sadece , “Bulaşık makinesi “ sahnesi çok eski kalmış . Ya güncellenmeli ya da (Bozuk Düzen’deki “Aya Çıkılma” haberi gibi) oyunun temasına bir katkısı varsa eğer kalmalı. Rejisinden oyunculuğuna dört dörtlük bir oyun…Tebrikler. Savaş Aykılıç Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet serkn ömer mumcu - ( 6/7/2009 ) yorumlarınıza katılıyorum izlenecek oyun herkese tavsiye ediyorum bu yorumun üzerine bize tebrik etmek düşer tiyatro için verilen her nefese teşekkür edrim bu nefes insanlar için bizim için herkesin agzina ayaklarına sağlık |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|