| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kurnazlar, fevriler, akıl yoksunu ve zalimler Nevzat Süs İnsanlık Anıtı isimli heykelin ‘ucube’ yakıştırmasıyla yıkıldığı bir ülkede yaşıyoruz. “İçine tükürürüm böyle sanatın” diyenler adım adım iktidara taşındı ve halen bizleri yönetiyorlar. Demek ki yönetilmeye ihtiyacımız var (!) Salvoların ardı arkası kesilmiyor, heykeltıraşa, oyuncuya, yönetmene, ressama, müzisyene… Her gün yeni bir malzeme buluyorlar kendilerince. Sanatın aydınlatıcı gücünü bu salvolarla kesmeye yargılamaya, yasaklamaya kalkıyorlar. Doğru ya yönetilmeye ihtiyacımız var; neyi dinleyeceğimiz neyi izleyeceğimiz, kimi esaslara göre biçimlendirilip belirlenmeye çalışılıyor. Bizim beğeni düzeyimiz de nedir ki? Önce bizleri yönetenler beğensin, sonra neyi beğenmemiz gerektiğini bizlere salık versinler. Ancak ‘dindar bir nesil’ memleketin talan edilmesine göz yumar, karanlık bir nesille demokrasinin treninden inilip şeriatın deve kervanına geçilir, öyle değil mi? Fazıl Say’ın söz ettiği gerçekler bu ülkenin içinde bulunduğu gerçeklerdir. Düzeyi düşürülmüş garip bir haset duygusunu es geçsek bile bu kadar saldırıyı bir insana yapmak reva mıdır? Kimsenin alışkın olmadığı bir tarzda Fazıl Say perdeleri aralıyor ve kirletilen toplumun gerçeklerini haykırıyor, ardından itibarsızlaştırma saldırıları başlıyor. Bir bakan çıkıp, örnek olamayacağını söyleyecek kadar ileri gidiyor. Estetik beğenileri ve örnek kişileri ne zamandan beri bir bakan ya da bir diktatör belirliyor? Bir toplumun duyuş ve düşünüş biçimi gelişen çağda değişikliğe uğrayamaz mı? Kültürel referanslarımız sürekli olarak dört dörtlük Arap ritmleri eşliğinde iktidarın attığı sololar mıdır? Her aklı başında insan Fazıl Say’ın arabesk için söylediğini anlar ve kavrar. Bugün arabesk-pop karışımız zaman zaman ‘fantezi’ bile denen tarzın ne işe yaradığını bilmemek de saçmalıktır. Basite indirgenmiş her sanat eseri toplum düzeyini geriye çekecektir. Oysa sanattan başka felsefe ve bilim ancak insanın düşünme reflekslerini ileriye doğru hareket ettirir. Basitlik, aleladelik belli bir düşünüşe hizmet ettiği su götürmez bir gerçektir. Bu düşünüşün içinde halkı soyma, rant, biat ettirme, ümmetçilik vb. yatmaktadır. Fazıl Say’a gerçekleştirilen saldırının arkasında bütün bunlar yatarken, sözüm ona ters köşeye yatırdıklarını zannetmektedirler. Türkiye’de müzik endüstrisi yarım yamalak ilerlerken hiçbir derinliği olmayan, pop müzik devreye girmiş ve büyük bir rant kapısı haline gelmiştir. Hiçbir biçimi iyidir-kötüdür diye açıklayamazsınız. Bunun toplumsal dayanaklarını kültürel referanslarını ortaya koymadan eleştiremezsiniz. Arabesk de bu ülke halkının aydınlıkçı düşünme, emeğine sahip çıkma gibi olguları ters yüz etmiş ve bir anlamda kaderci bir noktaya getirmiştir. Sayısal lotodan çıkacak milyonların hayalinden başka ne hayali kurabiliyor insanımız. Koca bir düşkünler evine döndü ülkemiz, müdürü de bu ülkeyi yönetenden başkası değildir. Her karanlık dönemin içinde bir meşale tutuşturmaya çalışan insanlar ve iktidarın manipülasyonuyla bu meşaleyi büyük bir nefretle söndürmeye çalışanlar da olmuştur elbette. Hedefe Fazıl Say’dan başkaları da girecektir hiç kuşkusuz. Giriyor da... Klasik müziğe ya da Fazıl Say’a saldıranlar halk kültürünü asla temsil etmemektedirler. Bu konuda halk türkülerini de örnek gösteremezler, kaldı ki Fazıl Say bu damardan beslendiğini açıkça dile getirmektedir. Halk kültürü ya da türkülerimiz dendiğinde bu ülkede Ruhi Su’ya dönüp bakmamız gerek. Bu insan neler yapmış ve hayatı nasıl sonlanmış. Demagojik yaklaşım, yalan olağanlaştırılıyor günümüzde, üstelik bunu devletin tepesinde olanlar yapıyor. Ya da halkın tepesine binmeye çalışanlar. Kurnazlar, fevriler, akıl yoksunu ve zalimler. Halk dalkavukluğu yapacağım telaşına düşmüş ‘insan’ olmaktan başka bir değeri olmayan yazarlar köşelerinden Fazıl Say’a kin kusmaya, kan kusturmaya çalışıyorlar. Bunu Hrant Dink’e, Aziz Nesin’e ve bir çok aydın ve sanatçıya da yaptılar. Patronların kalemi olan sözde halkın nabzını tuttuğunu ilan eden bu yazarlar tarih karşısında her zaman aşağılanacaklarını bilmeliler. *** Fazıl sen say bunların ömrünü Bu memleket karanlıktan aydınlığa çıkacak elbet… Nevzat Süs Fotoğraf: Misha Gordin Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|