| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Sumru Yavrucuk Resitali: Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi
Üstün Akmen



Ebru Nihan Celkan (1980)’ın yazdığı, Altıdan Sonra yapımı olarak sahnelenen “Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi”, 45 yaşında Umut adındaki transseksüelin yaşamından günlük bir kesiti içermekte. Celkan’ın işlediği Umut karakterinin hayli zor bir yaşam serüveni olmuş, duygularıyla çocukluğundan itibaren uğraşması gerekmiş. Ailesi tarafından dışlanmış, hor görülmüş, şiddete ve tacize maruz kalmış. Koskoca dünyada bir Bülent Ersoy’un, bir de kendisinin olduğunu düşünürken ve de yaşamın kıyısında umutsuzca dolaşırken, yaşamın kıyılarının sandığından daha “umut” dolu olduğunun ayırtına varmış.

DRAMANIN ÖZEL DİLİ
Ebru Nihan Celkan, insanın başkaları öyle söylüyor/düşünüyor diye kendini yok yere suçlamasının altını çizerek işe başlamış. Sevdalandığı delikanlının gözlerinin içine bakışını anlattırırken: “Gözlerim o zaman ilk defa benim gözlerim olmuştu” dedirterek, kahramanımızın kendine benzeyen birileriyle karşılaştığında mutluluğu yakalayışını anlatmış. Umut’un bu kişilere duyduğu bağlılığı da, yüceltilmiş sevgisini de aynen kanaviçe işler gibi renkli küçük çarpılardan yepyeni desenler oluşturarak nakışlamış. Edindiği ham malzemeyi eğmiş ezmiş, çekmiş çizmiş, tema’sına sanatsal bir biçim aldırmış. Ham karakteri dramatik karakter haline vardırmış. Dramanın kendine özgü iletim araç ve yollarından oluşan özel dilini pek güzel yakalamış.

SUMRU YAVRUCUK’UN YÖNETMENLİĞİ
Devlet Tiyatrosu’nda 30. yılını kutlayan Sumru Yavrucuk (1961), yazarının: “Bu oyun insanlığımızın trans bir kadınla imtihanıdır” dediği sert mi sert metni almış, malzemelerini hazırlamış, dağarcığındakileri birbirine katmış, sonra yoğurmuş da yoğurmuş. Elde ettiği hamurdan bezeler yapıp estetiğin incecik oklavasıyla içi dışı bir, saydam mı saydam “yufkalar” açmış. Birbirinden farklı mekânları ve geçmiş ile şimdi arasındaki geçişleri aktarmakta etkileyici teknikler kullanmış. Rolün yazılı yanını yönetmen olarak askıda bırakmamış; sözün söylenebilirliğini, rolün oynanabilirliğini araştırmış. Yazıya dökülmüş diyaloglara kendini bağlamamış; karakterin hareketlerini giysilerini, konunun akışını, atmosferi, ışığı, dekoru, müziği, efekti, sessizliği, tempoyu ve sahne düzenini uygunlukları ölçüsünde birbiri ardına sıralamış. Ebru Nihan Celkan’ın cımbızla seçtiği, yerli yerine oturttuğu sözcüklere, o sözcükleri bütünden kopartmadan bir de dramatik anlam ve değer katmış.

BAŞAK ÖZDOĞAN’IN SAHNE TASARIMI
Başak Özdoğan, transseksüel Umut’a toplumun dayatmasını, sapkınlıkla suçlanmasını, kötülenmesini, adeta bir böcek gibi dışlanmasını, kendinden olmaya zorlanmasını konu alan eserin mekân tasarımını üstüne almış, ama tasarımı hayli abartmış. Oyunu sokakla buluşturmayı istemiş, sahneden salonun merdivenlerine döşediği kumaşlarda eşcinsellerin “Gökkuşağı Bayrağı”nın renklerini kullanarak gönderme yapmayı denemiş. Ağırlıklı kırmızı kumaşla yaşamı simgeletmiş, sarıyla güneşi vermiş, yeşille doğayı tutturmuş tamam da, nedense cinselliği (Çingene pembesi), iyileşmeyi (turuncu), sanatı (turkuvaz), uyumu (çivit mavisi) ve ruhu (mor) es geçmiş. Hal böyle olunca kumaşlar, salona girişte ve çıkışta seyircilerin ayaklarına dolanan, inerken tepetaklak merdivenlerden yuvarlanma riski yaratan “çaputsal abukluk” olmaktan ileri gidememiş. Yani Özdoğan, bezleri ustalıkla “oyun” haline getirememiş. “Gece Kulübü”nü ayıran siyah tül ise, oyunun gelişmesinde etkin bir rol oynamadığı için ister istemez işe yaramamış.

SUMRU YAVRUCUK ADINDA BİR “FENOMEN”
Tiyatro izleyicisinin uzun zamandır televizyon dizilerinden bir nebze özlem giderdiği Sumru Yavrucuk’a gelince: Yavrucuk, “Umut” karakterine fevkalade incelikle yaklaşmış, hatta bir anlamda (sahne hasretiyle olsa gerek) kendini role adamış. Esasında, üstbilinciyle bir çeşit etkileşim oluşturabilmek amacıyla bir avuç dolusu düşünce almayı ve o düşünceleri bilinçaltı torbasına atmayı bilen, beceren enderlerden biri değil mi Sumru Yavrucuk? Üstbilincinin besinini, yaratıcılığının esas malzemesi olarak işte o “bir avuç düşünce” içinde damıtmış. “Bir avuç düşünce”sini bilgiden, deneyimden, zaman içinde depoladığı bütün malzemelerden yaratmış. “Umut” karakteri için yaptığı çalışmasında hiç kuşkum yok ki, canlı tutkuların doğmasını ve büyümesini, içinde uyumakta olan esin yeteneğinin dışa taşmasını amaçlamış.
TRANSSEKSÜEL VÜCUT DİLİ
Sumru Yavrucuk, diğer yandan oyununu doğaçlamalarla da beslemiş. Seyirciyle atışmalar yarattığında karakterin gerçekliğine daha bir gerçeklik getirmiş. Fizyolojik olarak var olan dişiliğini bir erkeğe yerleştirmiş, sonra bu erkeğin üstüne kadını bina etmiş. Bunu yaparken sahnede transseksüel betimlemesi yapmaktan titizlikle çekinmiş. Karaktere sahnede can üflerken, vücudunu en ince ayrıntısına kadar transseksüel Umut’un parçası halinde biçimlendirmiş.

Sonuç olarak: Sumru Yavrucuk, İlyas Odman’ın yardımıyla edindiği transseksüel vücut dilini oyun süresince mükemmel sergilemekte.

Ellerini, sırtını, ayaklarını neredeyse sözlü anlatımdan (bu kere de) daha verimli ve etkili hale getirmekte...

Sumru Yavrucuk bu!

Elli dakikalık iyi bir tiyatro metni, sayesinde “üstün oyunculuk” resitali haline gelmekte.

Üstün Akmen
Evrensel


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Rengin Uz - ( 1/4/2013 )
Üstün Bey,hani hislerime tercüman olmuşsunuz denir ya, sizin bu yazınız da aynen öyle.Ben de oyunu yazmak istiyordum ama eklenecek birşey bırakmamışsınız! Sumru Yavrucuk,gerçekten muhteşem bir oyunculuk resitali sunuyor.İnsan gurur duyuyor,bu denli donanımlı oyuncuları seyredince. Ben de çok kutluyorum...

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 959
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Ayıp Ettik! - İstanbul Komedi Tiyatrosu (Yurdagül Yurtseven) - 1/21/2013
  • Kendinden Laik Ülke Pinima'da Yaşananlar: Mi Minör (Üstün Akmen) - 1/18/2013
  • Vasıf Öngören'e saygı duruşu: Ne gör ne işit ne söyle! (Zengin Mutfağı) (Rengin Uz) - 1/18/2013
  • Arda Aydın, Yaşam Kaya'nın Hamlet Eleştirisini Eleştirdi (Arda Aydın) - 1/16/2013
  • İzleyicide Stendal Sendromu yaratan bir dram: Anne ve Babalar İçin Cinsel Bozukluklar Rehberi (İhsan Ata) - 1/9/2013
  • Ekonomi Tıkırında. O Halde?: Küçük Adam Ne Oldu Sana? (Üstün Akmen) - 1/9/2013
  • Roma Operası'nda Politika ve Aşk: Simon Boccanegra (Üstün Akmen) - 1/7/2013
  • Bırak Da Resim İşini Görsün (Kırmızı Oyunu Eleştirisi) (Arıza Baykuşlar) - 1/2/2013
  • Anlatacak bir hikayen varsa… (Toplu Hikayeler - Kent Oyuncuları) (Rengin Uz) - 1/2/2013
  • Antigone2012 Güzellemesi (İhsan Ata) - 1/2/2013
  • Sumru Yavrucuk Resitali: Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi (Üstün Akmen) - 1/2/2013
  • Samsun Düşevi Oyuncuları 15. Yılını Tamamladı: Sarı Köpek (Üstün Akmen) - 12/26/2012
  • Bir Ailenin Hesaplaşma Dolu Vedası: Babamın Cesetleri (Simge İçen) - 12/22/2012
  • Akdeniz'de Astral Seyahat: Ruhlar Gelirse (Merve Ateş) - 12/22/2012
  • Aristophanes Hakkında Uluslar Arası Sahne Projesi (İlkay Sevgi) - 12/21/2012
  • İki Sığıntının Hikâyesi… (İhsan Ata) - 12/21/2012
  • Birlikte Yaşatılmamanın Sonu: Ah Smyrna'm, Güzel İzmir'im (Üstün Akmen) - 12/20/2012
  • Aşk: Suç, Cezası: Sonsuz Ayrılık (Mı Olmalı?) (Deniz Zengin) - 12/20/2012
  • Güzelim, güzelsin, güzel! (Çirkin Oyunu Eleştirisi) (Rengin Uz) - 12/19/2012
  • Kırbacını Kendine Doğrultan Bir Kadın: Matmazel Julie (Cansu Karagül) - 12/17/2012
  • -Aşkın Sıradanlığı- ve Kiraya Vermek İçin Dükkan Almak İsteyen Kibar Hanımlar (Murat Örem) - 12/13/2012
  • Mücap Ofluoğlu Taziye Sayfası - Başsağlığı Mesajınızı Yazın (Taziye Sayfası) - 12/11/2012
  • Kitap İncelemesi: Sanat ve Propaganda (Toby Clark) (Serkan Fırtına) - 12/10/2012
  • Kurnazlar, fevriler, akıl yoksunu ve zalimler (Nevzat Süs) - 12/10/2012
  • Kapana Sıkışan Hayatlar (Daf / Kapan) (İhsan Ata) - 12/10/2012
  • Kalplere Fısıldayan Adam: Robert Redford (Rengin Uz) - 12/10/2012
  • Kaygısızların Plaj Sefası! (Newton Bilgisayardan Ne Anlar?) (Rengin Uz) - 12/3/2012
  • Sanat Sanat İçin Midir? (Cüneyt İngiz) - 12/3/2012
  • Müsahipzade, Sivas Devlet Tiyatrosu'nda: İstanbul Efendisi (Üstün Akmen) - 11/28/2012
  • Bir hayat bir oyun (Aşk Hastası) (Metin Boran) - 11/27/2012
  • Tanışma Yazısı (Arif Arı) - 11/27/2012
  • Bu Oyun, Zırvanın Zirvesi Bir Oyun Mu, Yoksa...: İki Kişilik Bir Oyun (Üstün Akmen) - 11/26/2012
  • Uy, ya da Öl (Yurdagül Yurtseven) - 11/26/2012
  • Bugünün Hedda Gabler'i… (İhsan Ata) - 11/26/2012
  • Birileri Bizi Yiyor (BBY) (Nevzat Süs) - 11/22/2012
  • Craft Tiyatro'dan Uğrak Yeri (Rengin Uz) - 11/22/2012
  • Tiyatro Zehirlenmelerinde Kullanılmak İçin Evde Yapılacak Ballı İksir Formülleri (Murat Örem) - 11/22/2012
  • Kerem Güney İçin Güneşli Bir Sonbahar / Kış Yazısı (Murat Örem) - 11/20/2012
  • Kocaeli Şehir Tiyatrosu'nun 16.Sezonunda Kral Lear (İhsan Ata) - 11/20/2012
  • Ibsen'den Bir Anti-Kahraman Öyküsü: Hedda Gabler (Üstün Akmen) - 11/15/2012
  • Huzur Sokağı'nın Emine Erdoğanlı Galasından İzlenimler (Nedim Saban) (Nedim Saban) - 11/15/2012


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..