| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Roma Operası'nda Politika ve Aşk: Simon Boccanegra Üstün Akmen Geçenlerde Roma’dayken, İtalya Danıştay’ının saygın üyesi dostum Mauro Zampini ile gerçek bir sanat kurdu-kültür tutkunu Giancarla de Marchi bir sürprizle Verdi'nin "Simon Boccanegra"sının sahnelendiğini söyleyerek beni Teatro dell’Opera’ya götürdüler. İşte soprano Simge Büyükedes’in de yer aldığı temsilden izlenimlerim. “Verdi (1813-1901)’nin ‘Simon Boccanegra’sı oynuyor” dediler. “Simon Boccanegra” ilk kez 12 Mart 1857 tarihinde Venedik’teki La Fenice tiyatrosunda sahnelenmişti ve 1 prolog, 3 perdeden oluşan eseri izleyecek/dinleyecek olmak bana müthiş heyecan verdi. Librettonun Antonio Garcia Gutiérrez’in aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanarak Francesco Maria Piave tarafından hazırlandığını Giancarla de Marchi’nin girişte elime tutuşturduğu fevkalade özenle hazırlanmış (ve ciltlenmiş) program kitapçığından öğrendim. Birinci versiyonda eserin sahnelenmesinde zorluklar çıktığını, bu nedenle Verdi’nin sonradan bir "revize versiyon" hazırladığını, bu "revize versiyon" için libretto değişikliklerini Arrigo Boito’nun yaptığını da gene kitapçıktan okuyarak öğrendiklerime ekledim. "Revize versiyon"da, ilk versiyonun 1. Perdedeki Konsey Salonu sahnesinin finale konulduğu bilgisiniyse Giancarla’nın bilgi dağarcığından edindim. KONU Efsane Şef Riccardo Muti yönetimindeki orkestranın ilk tınılarıyla perde açıldı ve Genova Dük’ü olan Simon Boccanegra (Bariton George Petean)’nın, 25 yıl önce politik rakibi olan Jacopo Fiesco (Bas Dmitri Beloselskiy)’nun kızı Marie’den bir kızı dünyaya geldiğini anladım. Marie, genç yaşta ölmüş ve kızları da ortadan kaybolmuştu. Boccanegra’nın Dük olduğu günden itibaren, Fiesco, evlat edindiği kızı Amelia (Soprano Eleonora Buratto) ile takma bir ad taşıyarak taşrada yaşamaktaydı. Amelia, aslında Fiesco’nun torunu ve Boccanegra’nın kızıydı, ancak iki adam da bundan haberdar değillerdi. Fiesco, Amelia’yı sevmediği biriyle evlendirmeye kalktı, ama Boccanegra kızıyla ilgili gerçeği öğrenince Amelia’yı gerçek aşkı olan Gabriele Adorno (Tenor Francesco Meli) ile evlendirmek istedi. Oysa Gabriele, sürgünde olan Fiesco ile Dük’ü devirmek üzere planlar yapmaktaydı ve ikisi de Amelia’nın gerçek kimliğini bilmeden Dük’ü öldürme planlarını sürdürdü. Boccanegra, Fiesco’nun arkadaşının verdiği zehirli içkiyle ölmeden hemen önce, Gabriele, Amelia’nın gerçek kimliğini öğrendi ve Dük’e kendisini affetmesi için yalvar yakar oldu. Yumuşak yürekli Boccanegra onu bağışladı ve Gabriele ile evliliğini onayladı. Fiesco da gerçeği beyninde çözdü. Dük’ün ölümü düşmanları da dâhil olmak üzere herkesi üzdü. YARATICI KADRO Verdi, “Simon Boccanegra”da da hiç kuşku yok ki melodik dehasının en etkileyici örneklerini ortaya saçmıştı. Oyunun başından başlayarak, karmaşık final sahnesine kadar, aryaların her anı müzikal mucizelerle doldu taştı. Eser, Roma’da Adrian Noble tarafından sahneye taşınmıştı. Noble ise yorumunda, Verdi’nin eserinde feodalitenin de altını eşelemiş, irdelemiş, açmıştı. Şef Riccardo Muti yönetimindeki orkestra, tek tek enstrümanlar olarak da, enstrüman grupları olarak da mükemmelen uyum içinde çaldı. Bütünlük eser boyunca sürdü, orkestranın koyu “sound”ları eserin sonuna kadar yerli yerinde duyumsandı. Muti, sahne üzerini de, orkestra kadar ciddiye aldı, orkestra/solistler/koro arasındaki dengeyi başarıyla sağladı, akıcı bir yönetimin açılımını yaptı. Yorumunda belirli bir iç dinamizm sezilmekteydi. Dinleyici, akustik özellikleri de son derece mükemmel olan 1800 yılından bu güne korunmuş Teatro dell’Opera di Roma’da eserin dolgunluğunu ve doygunluğunu yakaladı. 2'li, 3'lü, 6'lı “ensemble”ların tınıları pek güzel yakalandı. Diğer taraftan, Dante Ferretti’nin sahne düzenlemesi hayli görkemliydi. Sağdaki iki sütundan birinin üç sahnede de değişime uğramadan yerinde kalmasıysa 3 perdede de gözüme battı. 1. Perde 2. Tabloda sahnenin sağında yer alan aslan heykelinin 3. Perdede de sahnenin ortasında yer alması eleştiri notlarımın arasında yer aldı. Maurizio Millenotti’nin kostümleri pastel tonlardaki dönemsel kostümleriyle geçmişten gelip zamansızlığa düşmüş izlenimi uyandırmayı başarmaktaydı. Alan Burrett’in ışık tasarımı etkendi ve devingenliği vardı; atmosfer yarattı, uzam ya da hareket alanını başarıyla yakaladı. Burrett, görüntünün ardında gizlenen derin niteliği biliyordu, dolayısıyla müzikle de birliktelik kurabilmeyi başardı. SESLER Şimdiii… Oyuncuların ses performanslarına ağzımı açamam, ama büyük çoğunluğunun operanın tiyatro kaynaklı olduğunun bilincinde olmadığını cesaretle vurgulayabilirim. Vücut kullanmaları, hareket yetenekleri, mimik özellikleri neredeyse yok gibiydi. Dolayısıyla oyunculuklar inandırıcı olamadı, ama Bas Dmitri Beloselskiy, Prolog’daki “Il lacerato spirito” aryasıyla kulakları pek güzel okşadı. Soprano Maria Agresta, 1 Perdede “Come in quest'ora bruna”da tizlerinin tınısı ve canlı sahne varlığıyla dikkatleri topladı. Aynı perdede “Nell'ora soave”de dolgun ve tertemiz sesiyle dinleyiciye gerçekten zevk aşıladı. Bariton George Petean, solunum tekniği ile 1. Perdedeki “Plebe! Patrizi! Popolo” ciddi anlamda alkışı hak ederken; Tenor Francesco Meli, 2. Perdede düzgün vibratosunu, dramatik tonlamalardaki başarısını, sahneyi dolduran fiziksel özellikleriyle birlikte iyi kullandı, “Sento avvampar nell'anima” ve özellikle “Perdon, Amelia... Indomito”da başarıyı üst düzeyde yakaladı. Okçular Komutanı’nda Tenor Saverio Fiore hayli silik kalırken, Amelia’nın Nedimesi’nde kulağımın perilerinden Mezzosoprano Simge Büyükedes’i izlemek ulusalcılık açısından değil, ama Türkiyeli bir müziksever olarak yüreğime gurur akıttı. İçimdeki dilek denizi, Simge Büyükedes’i Temmuz ayında gene Roma’da ya da Salzburg’da hem de “Nabucco”da (Yahudilerin Başrahibi Zaccaria’nın kız kardeşi Anna olarak) alkışlamam umuduyla dalgalandı. Askerleri, denizcileri, halkı, senatörleri, Dük’ün saray maiyetini, tutukluları oluşturan Roberto Gabbiani yönetimindeki koro, “Simon Boccanegra”da kusursuzluk mertebesine vardı. Üstün Akmen Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|