Taş Plak Sesli Sema, CRR'de Ninni Söyledi
Üstün Akmen
Yıllardır kültürden uzak tutulan, kendi kültürü bilerek ve istenerek kendisine unutturulan halkımız, her şeye rağmen kulağından ve benliğinden silinmemiş nağmelerini, yani ninnileri, önceki akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR)’nda hatırladı.
CRR’de, müzikseverlerin çok yakından tanıdığı “Taş Plak Sesli” Sema’nın “Anneler Ninniler” başlıklı resitali vardı ve anneler de, büyümüş bebeler de geçmişi anımsadı.
BELLEK TAZELETME MİSYONERİ
Bebekliğimizin sütü, düşü, oyunu, eğlencesi ve de hayattaki ilk dersimiz olan ninniler, dünyalılara her zaman söyleyecek ballı bademli sözleri bulunan Sema’nın gırtlağından fışkıran “rezonanslı” tınılarla dinleyenlerin içini dağladı.
Sema, keşfettiği yepyeni bir zamana, bambaşka bir evreye bizleri götürürken, çocukluğumuzdan bu yana unuttuğumuz nağmelerle, belki belleğimizde koruduğumuz sözlerle, ninnilerle yüzleşmemize gönüllü aracılık yaptı.
Yitip giden değerlerimizden en birincisiyle hepimizi bir anlamda tartakladı, anlaşıldı ki üstlendiği “bellek tazeletme” misyonunun başındaydı.
DANALAR
“Dandini dandini dastana,/Danalar girmiş bostana/Kov bostancı danayı/Yemesin lahanayı” derken “danaları” bugüne kadar kovamamamızın utancını yüzümüze çarptı. Şıpınişi anlayıverdik ki, artık bostan talan olmuş, “lahana” falan kalmamıştı.
“Kınayı getir aney/Parmağım batır aney/Bu gece misafirim/Koynunda yatır aney…” derken köylerde hâlâ 12-13 yaşında kız çocukların evlendirilmekte olduğu gerçeğini yüzümüze çarptı, çarparken ülkemizde evlenen kadınların yüzde 14'e yakınının 10- 14 yaş arasındaki kızlardan oluşmakta olduğu ayıbıyla aramızda yüzü kızarmayan bırakmadı.
BİR GÜZEL BİÇİMLENDİK
Sahnede yapaylığı, yapmacıklığı o gece de yoktu; tam olarak ve bütünüyle vardığı gerçeklerin bilincini dinleyenlerine cömertçe aktardı.
Ne düşündüğünü, neye inandığını bir saat on beş dakika içinde ninnilerle anlattı.
Duyuları devindirdi, harekete geçirdi, kinestetik olarak referans aldığımız noktaları yeniden biçimlendirdi, algının bizim için açık olan farklı şekillerini aklımızda biçimlendirdi.
SEMA, SONDAJ YAPTI
Sema o akşam, Evrim Demirel’in, piyanosu, ama özellikle de hem başlı başına özel bir ruhu anlatmasına aracılık eden kült enstrüman rhodes’i, hem de tuşsuz klavye continuum fingerbord’u; Aslıhan Güngör’ün, dingin tınılı arp’i ve de Mehmet Akatay’ın vurmalı çalgıları eşliğinde, ıssız kıraçların derininde bir cevherin sondajına girişmiş gibiydi.
O cevheri, zihin ve duyarlık rafinerilerinde arıtıp, enfes yorumu ve müthiş ses kontrolüyle ayıklayıp bir bir anlattı.
Haydi, size bir de sır vereyim: Anlatırken seyirci çoğunluğunu ağlattı.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...