Mutlu Son Falan Yoktur, Hollywood Tesellisi Vardır
Yurdagül Yurtseven
Kozmetik, moda…vs gibi kavramların yanında akla ilk gelen kelime ve ekonomiyi yönlendiren bir varlıktır kadın…
Ve birbirini tamamlayan iki farklı cins, erkek ve kadın…
Tıpkı bir puzzle oyunu gibi…
Ararsınız, bulursunuz, yerine koyarsınız…
Kimi zaman sıkıcı gelir dağıtırsınız, tekrar aynı işlem…
Ya erkekler kadınları anlamaz ya da kadınlar erkekleri…
Çoğunlukla bir şikâyet vardır hep…
Kadın hep dırdırcı, erkek hep mülayim dinleyici…
Bazen…
Erkek hep hoyrat, kadın daha sakin…
Küsmeler, barışmalar…
Kıskanmak, kıskanılmak…
Kavgalar, cilveleşmeler…
En ufak bir tartışmada dahi kadının “giderim…” tehdidi.
Bir iken iki olmak…
Yani birlikten doğan beraberliğin içindeki farklılığı iyi ya da kötü yaşayabilmek…
Birbirimize uyum sağlayabilmek…
Çoğu zaman sevginin kutsallığına boyun eğip tahammül edebilmek…
Geçmiş geleceğin aynasıdır cümlesine istinaden sürekli geçmişi şuana yormak...
Geleceğe hazırlanmak…
Aldanmak, aldatmak, aldatılmak ve kırılmak…
Empati kurmak ve anlamaya, anlaşılmaya çalışmak…
Sürekli bir debdebe…
Hayatın için de yorulmak ve yoğrulmak…
Ve sonuçta…
Sen olmasaydın…
Ben olur muydum?
Biz olabilir miydik?
Mutlu son.
The End.
Veyahut
“Mutlu son falan yoktur, Hollywood tesellisi vardır…” Mı? Desek…
E.S.E.K. yani Espri Standartları Enstitüsü Kurumu’nun organizasyonluğunda Uğur Uludağ’ın yazdığı ve Enginay Gültekin’in yönettiği, Yosi Mizrahi, Yağmur Kaşifoğlu, ve Gülden Avşaroğlu’nun oynadığı mükemmel oyunlardan bir tanesiydi. Yeni sezonda da muhtemelen tekrar oynanacak olan “Sen Olmasaydın” tekrar seyre değer bir yapıt.
Özellikle evli çiftlere, sevgililere duyurmayı bir borç bilirim.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...