Oyunun Oyunu - Yasemin Yalçın Tiyatrosu
Üstün Akmen
Mehmet Ergen’den ince hesaplar, gizli uyum: ‘Oyunun Oyunu’
Tiyatro denizimizin İstanbul limanına kendini onarmış bir gemi daha yanaştı. Adı: Yasemin Yalçın Tiyatrosu. “Kendini onarmış” diyorum, çünkü Yasemin Yalçın Tiyatrosu taaa 1991 yılında kurulmuş, üç oyunu sahneye taşımış bir kurumdu. Sonra, 12 yıl önce bir oyunun provasında Yasemin Yalçın’ın geçirdiği beyin travması yüzünden askıya alındı. Tiyatro denizimizde İstanbul limanına yanaşan gemide Yasemin Yalçın’ın ve İlyas İlbey’in tiyatroya dönüşleri kutlandı. Beyaz camdan, beyaz perdeden tanıdığımız “Şeker Kız” Şebnem Dönmez ve “Best Model” Alp Kırşan için “Tiyatroya Hoş Geldin” partileri verildi. Yirmi yıla yakın bir süredir Londra’da yaşayan, orada Genel Sanat Yönetmeni olarak çalıştığı tiyatrolara ödüller kazandıran “Çılgın Türk” Mehmet Ergen İstanbul’a geldi. Mehmet Ergen, Michael Frayn’ın “Oyunun Oyunu-(Noises Off) adlı oyununu (yanılmıyorsam 2003 yılında) Türkiye’de ilk kez İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda dilimize çevirmiş ve yönetmişti. Aynı oyun, Lale Eren’in çevirisi ve Müşfik Kenter’in rejisiyle Kent Oyuncuları tarafından da (yanılmıyorsam 1999 yılında) ve değişik tarihlerde İstanbul, İzmir, Trabzon, Adana devlet tiyatrolarında sahnelenmişti. Olsun. Aynı oyun için bir kez daha, bu kere de Yasemin Yalçın Tiyatrosu tarafından “perde” dendi.
Oyunun konusu “Oyunun Oyunu”, İngiliz gazeteci ve yazar Michael Frayn’ın ilkel, sıradan ve kaba güldürme öğeleriyle bezenmiş, kimi zaman da inanılırlığın sınırlarını zorlayan, ciddi bir havası ve iletisi bulunmayan, salt güldürme ereğini güden, incelikten hayli uzak, ama bol ödüllü üç bölümlük “sabun köpüğü” niteliğinde bir oyunu. Değişik, ama tam anlamıyla “deterjan” bir konusu var. Bir tiyatro topluluğu “Çırılçıplak” başlıklı bir oyunun provasını yapmaktadır. Oyunda, Roger (Serdar Tutumluer), iş arkadaşı Vicki’yi (Şebnem Dönmez) anahtarını emlakçıdan temin ettiği bir eve “atacaktır”. Ev esasında Brent çiftinin sayfiye evidir. Derken, farsın vazgeçilmez terslikleri başlar, öncelikle evin hizmetçisi Bayan Clackett (Yasemin Yalçın) evdedir. Bu arada Philip Brent (Volkan Severcan), karısı Flavia Brent (Gülen Karaman) ile gizlice evlerine gelir. Birbirlerinin farkında olmadan evde yaşayan bu çiftlere bir de eve giren Hırsız (İlyas İlbey) karışmaz mı!.. Vicki, Hırsız’ın kızı çıkmaz mı!.. Yönetmen Lloyd Dallas (Kerem Atabeyoğlu) oyunun gidişinden memnun değildir, bu arada kaprisli ve kendini beğenmiş “esas oğlan”a repliklerini doğru söyletmeye çalışır, makyajıyla uğraşıp kendisini hiç dinlemeyen, bu arada birlikte yaşadıkları sarışın “saf” güzel Brooke’a (Şebnem Dönmez) sözünü dinletmeye uğraşmaktadır. Tiyatrolarda yaşanan zorlukların, tersliklerin, üzüntülerin altı yavaşça, fazla bastırılmadan çizilir, kırk sekiz saat uykusuz kalarak teknik işleri halleden, aynı zamanda sahne amiri de olan Tim (Alp Kırşan), provalar sürerken sahnedeki koltuğun arkasında uyuyakalır, falan... Oyun, ikinci perdede kulisteki aksamalarla, trüklerle süslenir. Garry (Serhat Tutumluer), Dotty’ye (Yasemin Yalçın) kur yaptığına inandığı Frederick’i (Volkan Severcan) neredeyse öldürecektir. Belinda (Gülen Karaman), o sabah karısından ayrılmış olan Frederick’i avutmaya çalışmakta ve sahneye çıkması için uğraşmaktadır. Lloyd, Brook’un gönlünü almak için gizlice oyuna gelir, aldırdığı çiçekler sürekli karışır, kaktüslerin dikenleri ellere, kaba etlere batar, alkolik aktör Selsdon (İlyas İlbey) ikide bir ortadan kaybolur, Yardımcı Sahne Amiri Poppy, Lloyd’dan hamiledir, oyun müthiş bir trafikle sürer, biter...
Yaratıcı kadro Mehmet Ergen’in “Oyunun Oyunu-Noises Off” çevirisine, bir lümpen sözcüğü olan “baydı”ya yer vermesi dışında kusur bulmam olası değil. Gerçi, günümüzün sözcük kirliliği içinde Garry’nin “...Baydı yani”, Selsdon’un “...Bayıyor” demesi devede kulak ya, neyse! Belki de bu sözcüğü, benim kulağımın dişlileri bir türlü öğütemiyor da ondan takıyorum. Efter Tunç’un ilk perdede yer alan sahne dekorunun, daha sonra yerini kulis dekoruna bırakmasını ve kulis dekorunun arkasına kurulan başka bir dekorda oyunun düşsel bir izleyici topluluğuna izlettirilmesindeki tasarım hünerini alkışlamamak olanak dışı. Her ne kadar Vicki’nin “vual” emprime desenli yazlık kostümünün altına siyah file çorap, siyah ayakkabı yakışmamışsa da Efter Tunç imzalı giysilerin de oyunu tamamladığını söyleyebilirim. Vicki’nin çorabı, ayakkabısı, sonraki tabloda siyah “body” iç çamaşırını tamamlayacak, tamam da, giysinin de file çoraba, ayakkabıya uygun olması gerekmez mi? Belinda’nın, kalçayı gizleyen giysisi, şapkası ve “baretli” ayakkabısıysa bütün olarak övgüye değer. Yakup Çartık’ın oyuna ışıklandırma yoluyla yorum katan ışık tasarımı; dekora derinlik, perspektif kazandırması ve oyuncunun üçboyutluluğunu sağlamasıyla başarıya ulaşıyor. İlker Sevüker’in ses tasarımı da iyi.
Yönetmen olarak Mehmet Ergen Mehmet Ergen’in rejisi, cana yakın ve istenilen ritmi yakalamış. Özellikle ikinci bölümde oyuncular nefes kesici bir performans sergiliyor. Mehmet Ergen, sahneye koyucu olarak bu sabun köpüğü metni ustalıkla yoğurmuş, metni sanki oyuncunun duygularında eritmiş. Üçüncü bölümü biraz fazla uzun tutmuş, ama gene de oyunun kolektif bir nitelik taşımasını sağlamış. İzmit sahnelenmesinde olduğu gibi termoforun içinde gene su yok! İlyas İlbey, televizyonu kucaklayıp kaldırırken, doğal bir televizyon ağırlığını taşıyor, Yasemin Yalçın sanki pamuk dolu bir kutuyu kucaklıyor. Neyse!.. Kişilikler, Mehmet Ergen’in yönetiminde bilinçli olarak öne çıkarılmadıklarından oyuncuların hepsi birbirini tamamlamakta. Yani, tümü genel anlamda iyi. Yasemin Yalçın, hedef olduğu her uyarıcıya rahat, zoraki olmaktan uzak bir tarzda tepki gösteriyor. Yasemin Yalçın, tiyatromuz için hiç kuşkum yok ki bir kazanç. Bir de, hiç değilse zamanla “Sürahi Hanım” tiplemesinden kurtulsa… İlyas İlbey “eh” kıvamında… Şebnem Dönmez, aslında olabildiğince zor bir işi başarıyor, dişiliğini hiç kullanmadan, cinselliği hiç duyumsatmadan Vicki’yi ve Brooke’u doğru yorumluyor. Güzelliği ve uyumuysa, plastik vücut estetiğine uygun.
Oyuncular Kerem Atabeyoğlu her zamanki gibi yaratıcılığının tüm yollarını ve yöntemlerini zorlamakta. Serhat Tutumluer, dört yıl önce can verdiği karakter(ler)e fazla bir ekleme yapmamış, ama fiziksel açıdan olabildiğince iyi. Gülen Karaman, hem Belinda’da, hem de Flavia Brent’de çizgiyi iyi yakalamış. “Küller Küllere Bir de Yolluk”tan bu yana umutlar bağladığım Evren Kardeş bu kere fazla silik bir Poppy. Volkan Severcan, tam bir komedi oyuncusu olarak, konular arasındaki bağlantıyı kendince başarıyla kurup, uygun yeğlemeleri yapıyor. Elde ettiği komik gerçeklerin altındaki dramatik yanı, izleyiciye ustaca aktarıyor. Alp Kırşan verileni eksiksiz yapmakta. Kısacası, Mehmet Ergen sahneye koyucu olarak oyuncuları beslemiş, canlandırmış, yüreklendirmiş, doyurmuş. Bütün bunları kotarırken, oyuncuların olmazsa olmazı olan, örneğin sahne tasarımındaki tahtayı, boyayı, çiviyi, ışığı; ne bileyim daha aklınıza ne gelirse, yani tüm maddi çevreyi hiç mi hiç cansız (inorganik) olarak görmemiş. Pekiii… Mehmet Ergen tiyatrosunun bilinmeyeni ya da görünmeyeni nedir diye sual ederseniz: “Önceden yapılan uzun ve ince hesaplar ile gizli uyum” derim. İzleyince sizin de göreceğinize ve bileceğinize bahse girerim… (Beşiktaş Kültür Merkezi’nde 28 Aralık Cuma 21.00; 29 Aralık Cumartesi 21.00; 30 Aralık Pazar 15.00; 04 Ocak Cuma 21.00; 05 Ocak Cumartesi 21.00; 06 Ocak Pazar 15.00 / Telefon: 0212 327 24 27)
kardelen - ( 8/3/2008 )
ben büyüyünce tiyatrocu olucam okulda tiyatro yapmıştım çıktığımda herkes beni tebrik etmişti ve baş rolü oynamıştım.ve yeteneğim bu olduğu için hemde tiyatroyu sevdiğim için tiyatrocu oucam bu sitede çok gzl damla - ( 7/8/2008 )
cemreseni cok seviyorum ebru konak - ( 2/1/2008 )
merhaba ben ebru ve 16 yasinda bır lise ögrencisiyim ablam ve ben yasemin yalcin ve serhat tutumluer hastasıyız( bu arada sakın yanlıs anlamayın dıger oyuncuları da cok cok sevıyoruz cunku hepı kalıtelı oyuncuşar oyunculuklarını kanıtlamıs kısıler:)) ablam lıse 3 ben 2 sınıfa gıdıyorum ve harçlıklarımızı bırıktırerek oynunuza gelmeye calısıyoruz ama bır turlu bır ucu dıgerını tutmuyor arkadaslarımdan aldıgım duyumlara gore oyununuz cok da guzelmıs ve bız bunu duydukca daha da cok meraklanıyoruz . ama bılet fıyatları ogrencılere gore bıraz sıskın :(:(:(yanlıs anlamayın ogrencılere gore yoksa sızın emegınız tabıkı daha da fazla eder.umkunse bıraz bılet fıyatları duserse cok super olacak neyse sımdıden sıze basarılar ve hepınızı ızlemesem bıle tebrık ederım....:):):):):)hepınızı coooook sevıyoruzzzzzz.... nazo - ( 1/7/2008 )
ilk perde sıradan ikinci perde güzel ama son perdede çok güldüm keyifli bir oyun ben çok keyif aldım oyuncuları tebrik ederim sabriye canseven - ( 1/14/2008 )
evet herkes gibi bende ilk perdede sıkıldım ama ikinci perde gercekten komikti tavisye bile ediyorum..oYUNCULARI TEPRİK EDİYORUM. hakan - ( 12/30/2007 )
cok güzel hayat sözer - ( 1/4/2008 )
birinci perde bayağı sıkıcı.ikinci perde seyredilebiliyor.oyunculara hiçbir sözüm yok.hatta ilyas ılbey beni şaşırttı.eniyisi oydu ismail yaşar - ( 1/24/2009 )
Oğlum şuanda 6 yaşında benim yapamadığım ve dünyada en çok istediğim tiyatro sevgisini ona yaşatacağım ve benim oğlum da başarılı bir Tiyatrocu olacak aynı bu tiyatroya gönül veren büyüklerimiz gibi,çağdaş bir ülke için ve en önemlisi tiyatronun var olabilmesi ayakta durabilmesi için toplumu daha duyarlı olmy çağırıyorum;tabii bu toplumla olacak iş değil önemli diğer nokta devletin tiyatro sanatçılarına sahip çıkmasıdır onlar bizim başımızın tacı vatanı ve milletimizi en iyi şakilde temsil eden sanatçıları unutmamasını temenni ediyorum.Elimden ne geliyorsa yapacağım o gülen yüzler hiç bir zaman solmayacak.Herşey gönlünüzce olsun saygı ve sevgilerimle. zeyno - ( 1/29/2010 )
bırcok tıyatro oyununa gıttım ama oyunun oyunu gıbı tempolu eglencelı ve 3 perdenınde konusu aynı olmasına ragmen her perde ayrı ayrı tad veren bı oyun daha ızlıyemedım.tebrık ederım tum oyuncuları,özellikle yasemin hanım siz gercekten mükemmel bir oyuncusunuz.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...