| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kadıncıklar 2007 – Sadri Alışık Tiyatrosu İsmail Can Törtop Duyguların en yoğun yaşandığı ama insanların en duygusuz, en umursamaz yaklaştığı yerlerdir genelevler. Öyle ki müdavimleri bile orada çalışan kadınları aşağılarken kendi durumlarını ihtiyaç, erkeklik, mecburiyet diye nitelendirirler. Böyle davranılan başka bir kişi-kurum var mıdır acaba? Hem insanlar kendilerin tatmin edecek hem de daha kapısından çıkarken az önce “kölen olayım” dediği kadını aşağılayacak, ve buralarda mutluluk dağıtan kadınların mutsuz, yalnız, çaresiz yaşamları görmezden gelinecek… İşte bu hayat kadınlarının günlük hayatlarına pencere açan bir oyun Kadıncıklar. Yazıldığı 1983 yılından bu yana pek çok ödül almış ve pek çok kere oynanmış oyunun yazarı Tuncer Cücenoğlu ülkemizin tiyatro alanındaki gurur vesilesi. Tuncer Bey'in oyunları pek çok dilde çevriliyor ve oynanıyor, sadece yurtiçinde değil yurtdışında da ödüller alıyor… Oyunun rejisi Galip Erdal’a ait. (Sadri Alışık Kültür Merkezi web sitesinde, oyun tanıtım sayfasında yönetmenin adının yazmıyor olması hayret verici bir dalgınlık.) OYUNUN KONUSU İşini bitirenlerin yok saymak istedikleri hayat kadınlarının da bir hayatı vardır, sadece hayatları da değil namusları, değerleri, eğlenceleri, dostlukları ve aşkları da... Oyun işte bu hayatın herhangi bir gününde geçiyor. Hayriye’nin (Yeşim Kızılgeç) genelevinde 3 kadın çalışmaktadır: 55 yaşına gelmiş, bir süredir hasta olan ve artık iş yapamayan Mehtap’ı (Oya İnci) Hayriye işten çıkarma kararı almıştır, bunu ona söylemek için de yurtdışında çalışma hayali kurarken ekmek parasını bu evde kazanmaya başlayan Apo (Kadir Çermik)’ya görev verir. Neriman (Nurseli İdiz) orta yaşlı bir kadındır. Parasız yatılı okulda okuyan bir kızına para göndermek için çalışmaya devam etmektedir. Bir de dostu vardır ve parasının kalan kısmını da o aldığı için Neriman bir türlü para biriktirememektedir. İnci (Songül Oden), evdeki en genç, en güzel ve en popüler kadındır. Uğruna evden kaçtığı adam kendisini geneleve satınca öldürülme korkusuyla eve de dönememiş ve genelevde çalışmaya başlamış. Abisi önce sevdiği adamı vurup hapse girmiş, şimdi de hapisten çıkmış ve “namusunu temizlemek” için her yerde İnci’nin izini sürmektedir. İnci, eline geçen parayı biriktirmekte, hayatını garanti altına aldıktan sonra da buradan ayrılmayı düşünmektedir. Parlak (Kerem Alışık), gariban bir çaycı. Şakanın dozunu ve tadını sık sık kaçırmasına rağmen herkes tarafından sevilir. Bir dönem şansını Yeşilçam’da denemesine rağmen birkaç dublörlükten sonra ünlü rejisör Memduh Ün tarafından İstanbul’dan kovulmuştur. İnci’den hoşlanmaktadır ve İnci de ona karşı boş değildir. OYUNCULAR Oyunda hem zengin hem de geniş bir oyuncu kadrosu var. Hiç konuşmadıkları halde müşteri rolündeki oyuncuların dahi işlerini son derece ciddiye aldıkları aşikar. Apo rolündeki Kadir Çermik, oyunun karar sesi sanki, Nurseli İdiz ile birlikte oyunun ağırlığının önemli bölümünü üstleniyorlar. Mehtap karakterini canlandıran Oya İnci, rolünü içine çok iyi sindirmiş, ne Mehtap’ın hastalığında, ne işten ayrılışında ne de gelecek korkusunu verdiği sahnelerde küçücük bir çapak dahi olmaksızın oynuyor. Ben tiyatro sahnesindeki oyuncuların sahnede “rol”ler içine girmeleri gerektiğine inananlardanım. Yani bir oyuncu sokakta yürüdüğü ya da bir restoranda oturduğu şekilde sahnede olmamalı diye düşünüyorum. Elbette abartmaktan, yapmacık olmaktan bahsetmiyorum. Ama bir oyuncudan oynadığı karakterin içine girerek sahnede kendi kimliğini unutmasını bekliyorum. Bu açıdan baktığımda Parlak rolündeki Kerem Alışık beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Kerem Alışık toplumun dikkatle izlediği meşhur kişilerden, yani bir marka diyebiliriz. Bu “marka”yı koruyabilmek için belki de oynadığı rollerde Kerem Alışık görüntüsünü sergilemek istemesi doğal karşılanabilir, farklı roller oynamanın seyircinin aklındaki Kerem Alışık markasının imajına zarar verebileceği düşünülebilir. (Tiyatro izleyen insanların pek çoğunun televizyonda gördükleri kişilerin oyunlarını öncelikle tercih ettikleri bir gerçek) Ancak diğer bir açıdan bakıldığında bu durum bence oyunculuk alanındaki Kerem Alışık markasına zarar veriyor. Tercih hakkı tabii ki Kerem Bey’e ait. Örneğin, Parlak’ın Yeşilçam macerasını anlattığı tiradında kendisine saldıran şöhretlerden bahsederken babası, büyük usta Sadri Alışık’ı da çok güzel bir şekilde oyuna eklemiş. Ancak seyirci oyunun başından beri sahnede zaten Kerem Alışık’ı izlediği için maalesef bu etkili nüans seyirciye dikkat çekici gelmedi ve reaksiyonunu alamadı. Bu bahsettiklerim benim tiyatro adına beklentilerim ile ilgili, yani tiyatronun doğruları bunlardır diyemem. Oyundaki Parlak’ı yalın olarak düşününce keyifli bir karakter ortaya çıkarılmış diyebilirim. Kerem Bey’in de terinin hakkını vermek lazım. Songül Öden ise sahneye yakışıyor, rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. Özellikle gazete okuduğu sahnelerde bir kere bile rolünün dışına çıkmadan yani normal bir şekilde okumadan devam ediyor. Aklımdaki tek soru işareti, bu güzel sahnenin oyunda birkaç kere tekrarlanması. Tekrarlar arttıkça Songül Hanım’ın performansında bir düşüklük olmamasına rağmen seyircinin reaksiyonu ve sahnenin etkisi doğal olarak azalıyor. Tekrarlar azaltılamaz ya da 1-2 yeni sürpriz eklenemez miydi acaba? Oyunun dekoru başarılı. Bazı oyunlar vardır ki dekor oyunun önüne geçer, oyuncuların performansı nasıl olursa olsun dekordaki hareketlilik seyirciyi meşgul eder. Oyunun konusu gereği böyle bir dekorun olmasından endişe ediyordum. Ancak dekor tam oyunun ihtiyaç duyduğu gibi… Gereksiz abartılardan sakınılmış ama merdiveninden kapı üzerindeki sayılara, camlara kadar üzerinde düşünülmüş, çalışılmış bir dekor. Yekta Özdemir’in ellerine sağlık. Sadri Alışık Tiyatrosu oyunu Kadıncıklar 2007 adıyla oynuyor. Yönetmen Galip Erdal her iki perdenin başına “bugün”den sahneler eklemiş. Aradan geçen 20 küsür yılda şehirler, ülkeler, insanlar, değerler değişti ama Kadıncık’ların yalnızlığı devam ediyor… Oyunu mutlaka izleyin diyeceğim ama biletlerinizi erkenden almanız gerekiyor çünkü oyun kapalı gişe oynaya devam ediyor ! İsmail Can Törtop Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet pınar - ( 2/6/2008 ) mükemmel bir oyundu fahri - ( 1/13/2008 ) izlemek isterim.İst la geldiğimde mutlaka izlicem :) dilek - ( 1/2/2009 ) bu zamana kadar seyredettiğim seyirciye kendini oyunun içinde hissettiren muhteşem bi göseriydi tüm oyuncuları yürekten tebrik ediyorum.......... |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|